Tiroitte sinirliliğin fizyolojik temeli yok

Güncelleme Tarihi:

Tiroitte sinirliliğin fizyolojik temeli yok
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 18, 2012 00:00

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan araştırma, tiroit ameliyatı olan hastaların yüzde 85’inde sinirlilik ve kalp çarpıntısı bulgularının bulunduğuni, ancak bunun bir fizyolojik temelinin olmadığını ortaya çıkardı.

Haberin Devamı

HACETTEPE Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi’nde yapılan araştırmada, kliniklerinde son 20 yıl içinde tiroit ameliyatı olan hastaların yüzde 85’inde sinirlilik ve kalp çarpıntısı bulgularının bulunduğu, ancak bunun fizyolojik temeli olmadığı ortaya kondu. Triotlerinin bütünüyle alınmamasına bağlı tekrar operasyon gerekliliği oluştuğu tespit edilirken, hastaların çoğunda başvuru nedeni olarak gösterilen sinirlilik halinin fizyolojik bir temeli olmadığı vurgulandı.

İnsanımıza has bir özellik

HÜ Tıp Fakülytesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Yorgancı, bazı hastaların triotlerinin bütünüyle alınmaması sonucu yüzde 20-25’e varan oranlarda tekrar cerrahi girişim gerekliliğinin oluştuğunu tespit ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Hastayı tekrar ameliyat etmek, komplikasyon riskini arttırdığı gibi ses tellerine giden sinirlerin hasarlanması riskini de beraberinde getiriyor. Tiroit ameliyatı olan hastaların yüzde 85’i sinirlilik ve kalp çarpıntısı bulguları varken, bunun fizyolojik temeli olmadığı ortaya kondu. Bu, tamamen bizim insanımıza has bir özellik. Yurtdışında tiroid hastalarında sinirililik bu kadar yaygın değil. ‘Ben çok sinirliyim, yoksa tiroit hastası mıyım?’, ya da ‘Tiroitim var,sinir yapıyor’ düşüncesinin fizyolojik bir temeli olmadığı belirlendi.”

Haberin Devamı

Kanser oranı yüzde 35’e çıktı

Prof. Yorgancı ile HÜ emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Esat Hersek tarafından yapılan araştırma kapsamında klinikte 20 yıl içinde gerçekleştirilen tiroid ameliyatları ve sonuçları incelendi. Araştırma tiroit ameliyatı olmuş 620 hastanın geriye dönük değerlendirmesi yapıldı. Araştırmanın detayları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yorgancı, “Geçmiş yıllarda yapılan tiroit ameliyatlarının bir kısmının ameliyat gerektirmeden de tedavi edilebileceğini tespit ettik. Araştırma kapsamında değerlendirilen 620 hastadan, 20 yıl ve daha önce ameliyat olanlarda kanser oranının yüzde 15’lerde olduğunu, son yıllarda yapılan ameliyatlarda ise bu oranın yüzde 35’lere çıktığını belirledik. Şimdi geçmişe göre daha doğru endikasyonlarla ameliyat ediyoruz ve ameliyat ettiğimiz hastalarda da daha yeterli bir cerrahi müdahale yapıyoruz.”

Haberin Devamı

İkinci ameliyat riskli

Araştırmalarında ameliyat gereken hastalarda operasyonun bazı durumlar için yeterli yapılmadığını da tespit ettiklerinin altını çizen Yorgancı, “Bazı hastaların triotlerinin bütünüyle alınmaması sonucu yüzde 20-25’e varan oranlarda tekrar cerrahi girişim gerekliliğinin oluştuğunu tespit ettik. Hastayı tekrar ameliyat etmek, komplikasyon riskini arttırdığı gibi ses tellerine giden sinirlerin hasarlanması riskini de beraberinde getiriyor. İlk ameliyattaki gibi etkin ve yeterli bir şekilde tiroid bezini tamamen ortadan kaldıramayabiliyorsunuz. İlk ameliyatlarda komplikasyon riski, yani ses kısıklığı veya serum kalsiyum düzeyinin kalıcı düşüklüğü yüzde 1 ila 2.5 görülürken, ikinci ameliyatlarda bu oran yüzde 8.9’a kadar çıkıyor” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!