Sanatçı bohem değil hayatın içinde olandır

Güncelleme Tarihi:

Sanatçı bohem değil hayatın içinde olandır
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2008 00:00

Onlar da tıpkı jonglörler gibi alışveriş merkezlerinin, belediye eğlencelerinin vazgeçilmez renklerinden biri. En az çocuklar kadar büyüklerin de merakla izlediği bir sanatın icracıları.

Çeşitli eğlencelerde yer alsalar da, resmi desteği, sanatını sunmak için alanı olmayan sanatçılar. Sessiz dünyanın belki de en güçlü sesi onlar; pandomimciler. Drama eğitmeni ve mimci Murat Bayer ile mimi ve mimci olmanın zorluklarını konuştuk

Mim nedir?

- Bir hocam mim için "kalabalıklar içinde koşup, kimseyi görmemek" demişti. Tıpkı sessizliğin çığlığı gibi. O sessizlik içinde insanlara derdinizi anlatmaya çalışıyorsunuz. Çok daha az zamanda, çok daha fazla şeyi söylemek, belki etkileyici olan kısmı bu.

Mimin hareket noktası nedir?

- Hareket noktası, mimcinin düşüncelerini anlatmaktır. Orada hiçbir şeyi taklit etmez. Bir öykü anlatır mimci. Zaten yaptığınız her ne ise, özünde dünyayı değiştirmek vardır. Dünyayı taşıyan adam heykelini hatırlarsınız. Su kendi seviyesinin üzerine çıkamaz; ama en azından dener. Dünyayı değiştirmek için bir adım atmak lazım. Çünkü büyük bir yolculuk bile küçük bir adımla başlar. Sanatçı bence bohem yaşayan, uzak duran değil, hayatın içinde olandır. Fildişi kuleden hayat görülmez.

Mimci sanatını nasıl tanımlar?

- Pando ve mim adlı iki sözcükten oluşur. Mim, sanki görülmeyen bir boyutta devam eden süreçtir. Boyutlar çok önemli, o boyutlarda bir atmosfer yaratıyorsunuz kendinize. Kullanılan her malzemeyi, kendimizi ifade etmek için seçmiş olmalıyız. Ayrıca pandomimi destekleyen bir unsur daha var; müzik. Pandomimde ses de kullanılabilir. Müzik ve ritm yani; ama bunları mimcinin kendisi yapmaz. Bunun uğursuzluk olduğuna dair bir inanış var.

Doğanın bir ritmi var

DTCF’de master eğitimi aldınız ve çocuklarla çalıştınız. Çocuktan mime geçiş nasıl oldu?

- İlk olarak deprem bölgesi olan Gölcük, Çadırkent’te çocuklarla ilgilenmeye başladım. Şarkılar söyledim, öyküler anlattım. Çocuğa öykü anlatmak, büyüğe öykü anlatmaktan farklıdır. Daha çok beden dilinizi kullanmak zorundasınız. Daha sonra işin eğitimini aldığımda söze dayalı olmayan, hareketlerin önem kazandığı daha evrensel bir şey yapmam lazım dedim. Dünyanın hiçbir yerinde artık söze dayalı performanslar pek yok. Pandomimde boşluk, nesne gibi kullanılabilecek çok alan var. İnsan, kendini ifade etmek için her yolu deneyebilir.

Tepkiler hep ya gülümseme, ya ağlama şeklinde. Neden ortası yok?

- İşin özü çatışmadır. Eğer iki ucu ortaya koymazsanız çatışma çıkmaz. Yani gri yoktur; ya siyahtır ya beyazdır çünkü iki ucu belirtirsiniz, yorumu karşı tarafa bırakırsınız. Mimci ekstrem bir karakterdir, ’Bu da böyle olsun hadi’ gibi bir tepki yoktur. Çünkü onun sessiz kalmasının bir nedeni olması lazım.

Pandomimde evrensel bir dil var; ama aynı zamanda hareket noktası ve gelişim alanı açısından da çok lokal. Bu ikisinin bir aradalığı enteresan değil mi?

- Evet, ama bu eğitimle de alakalı. Gerçekten Ankara’da hiç pandomim görmedim. Bunun nedeni de çocuklarımızı yetiştirirken yanlış yetiştirmemizdir. Kukla gösterisinde örneğin, çocuklar illüzyona girmek istemiyor. O illüzyonu yapan kişinin varlığından rahatsız ve onu açığa çıkarmak istiyor. Bu zararlı bir tavır; çünkü çocuğun hayal dünyasını öldürüyor. İşinizi yaparken konsantrasyonunuzu bozmak için elinden geleni yapıyor; çünkü onun için bir başarı sanki. Sizi anlamaya çalışmıyor, sorun burada.

Mimci zihnini nerelerden besler?

Her taraftan açık olmak lazım. Bir şeylere inanmalısınız; çünkü inanç insanı ayakta tutar. İkincisi, bilime ve sanata da inanmak lazım. Her şeyin duygusal kısmının yanında teknik kısmı da vardır.

Ortada kişisel bir yaratım var. Bu dışarıya kapalılıktan mı, yoksa algılarınızın daha açık olmasından mı kaynaklı?

Sanatçının kapalı olması gibi bir durum pek söz konusu değil. O zaman yaratamaz ki. Çünkü sanatını sergilerken toplumsal bir durum ortaya koyuyor. Tamamen açık olması şart. Bu yalnız mimci için değil, her alandaki sanatçılar için geçerlidir.

Mim asosyal mi, sosyal midir?

Bu kişiye göre değişir. Bence sosyal olmak zorunda. Çünkü aksi halde "ben topluma bir şey vermeliyim" diye düşünmez. Mimci, kendini ifade etmek için insanların karşısına çıkmak durumundadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!