Türk Eğitim Sen’in araştırması bununla da bitmiyor, öğretmen maaşı ile kurbanlık fiyatları arasındaki karşılaştırma bayramın öğretmene gelmediğini ispatlıyor. Araştırma şöyle devam ediyor:"Küçükbaş kurbanlıklar 250 YTL ile 500 YTL, büyükbaş kurbanlıklar ise 1500 YTL ile 5 bin YTL arasında değişiyor. En düşük derecede çalışan bir öğretmenin küçükbaş kurbanlık alabilmesi için maaşının en az yüzde 27’sini ayırması gerekiyor. En yüksek derecede çalışan bir öğretmen maaşının en az yüzde 22’si, en düşük derecede çalışan bir hizmetli de maaşının en az yüzde 34’ü ile kurbanlık alabiliyor.
BİR KİLO ÇİKOLATA 5 SAAT En düşük derecedeki bir öğretmenin 5 kişiyle ortak olarak kurbanlık dana alabilmesi için az 77 saat 43 dakika, en yüksek derecede çalışan bir öğretmenin en az 63 saat 57 dakika, en düşük derecedeki bir memurun da en az 98 saat 36 dakika çalışması gerekiyor.Bir öğretmen, misafirlerine ikram edeceği bir kilogram çikolatayı en az 5 saat 18 d, bir hizmetli de en az 6 saat 55 dakika çalışarak alabiliyor.Araştırmaya göre, bir öğretmenin kendisine, eşine ve çocuğuna yapacağı bayram alışverişi masrafı 660 YTL ile 1.896 YTL arasında değişiyor. Bir öğretmen en az 21 gün, araştırma görevlisi en az 18 gün, en düşük derecedeki bir memur en az 25 gün, bir profesör de en az 7 gün çalışırsa bayram alışverişi masrafını karşılayabiliyor."
TATİL HAYAL 4 kişilik bir ailenin 5 yıldızlı bir otelde 4 gecelik bayram tatili bin 872 YTL ile 5 bin 368 YTL arasında değişiyor. Bu durumda bir öğretmenin tatil yapabilmesi için en az 2 ay, bir memurun da en az 2,5 ay çalışıp para biriktirmesi gerekiyor."Araştırmayı yapan Türk Eğitim Sen’in Başkanı Şuayip Özcan, öğretmenin bayrama buruk girdiğini ve hükümetin bayramlarda eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ikramiye vermesini talep ediyor. Ancak bu tabloya baktığımızda zaten zar zor geçinen öğretmene bir maaş ikramiye verilse bile, öğretmenlerimizin bir çoğu bunu kredi kartları ya da diğer borçları için kullanacaktır.
ODTÜ’nün yeni hedefi biyomedikal mühendisleri ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü’ne bağlı olarak açılan ve disiplinler arası lisansüstü bir program olan Biyomedikal Mühendisliği Ana Bilim Dalı, içinde bulunduğumuz eğitim yılında ilk öğrencilerini aldı. Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nesrin Hasırcı, programın amacını, biyoloji, kimya, fizik, matematik temel alanları ile tüm mühendislik prensiplerini birleştirerek medikal alanda gözlenen problemlere çözüm üretecek eğitimi vermek ve bu alanlarda çok yönlü araştırmalar yürütmek olarak açıklıyor.Türkiye’deki sağlık ile ilgili hemen hemen tüm sistem ve cihazların yurt dışından getirildiğine dikkat çeken Hasırcı, bu yolla ülkeden çok büyük bir parasal kaynağın da yurt dışına gittiğinin altını çiziyor.Sadece Amerika’da yaklaşık 10 milyon insanın en az bir protez taşıdığını belirten Hasırcı yeni bölün önemini şu cümlelerle açıklıyor:
DEV EKONOMİ İÇİN BİLİM İNSANLARI "Jenerik ilaç endüstrisinin bir grubu olan biyofarmasötikler ve terapatik proteinlerin global satışının 2010 yılında 60 milyar dolar olacağı öngörülüyor. Dolayısıyla, gelişmiş cihaz ve sistemlerin ülkemizde üretilebilmesi, yeni biyofarmasötik ve tanı ürün çeşitlerinin geliştirilmesi, sağlık hizmetlerinin kalitesinin ve etkinliğinin artırılması ve yurtdışı bağımlılığın azaltılması açısından, Türkiye’de iyi yetişmiş biyomedikal mühendislerine gereksinim büyük"Biyomedikal Mühendisliği programına fen, mühendislik ve tıp fakültelerinden lisans diploması almış öğrenciler başvuruda bulunabiliyor. Bu öğrenciler, insan sağlığı ve sağlık hizmetleri için klinikte uygulanan sistemleri geliştirecek ve hatta tamamen yenilerini tasarlayacak yetenekte, moleküler düzeyden organ seviyesine kadar olan spektrumda temel bilgiler ve teknikler ile donanmış olarak programdan mezun olacak. Dünyanın hızla ilerlediği bu alanda bilim insanı yetiştirmek için harekete geçen ODTÜ’lü bilim insanlarını tebrik ediyoruz.
İlk öğrenci sendikası kurulduTÜRKİYE, işçi, memur, işveren, emekli sendikalarından sonra öğrenci sendikasıyla da tanıştı. Türkiye’nin ilk öğrenci sendikası olacak Öğrenci Gençlik Sendikası’nın (Genç-Sen) Kurucu Genel Kurulu ODTÜ’de yapıldı. 2006 yılının yaz aylarında "Yolunda gitmeyen bir şeyler var" sloganıyla yola çıkan bir grup öğrencinin uğraşları, DİSK’in de destekleriyle, Türkiye’de bir ilke dönüşerek Öğrenci Gençlik Sendikası halini aldı. Genç-Sen Kurucu Genel Kurulu, 30 ilden gelen katılımcılarla, ODTÜ Kemal Kurdaş Konferans Salonu’nda yapıldı. Öğrencilerin belki de geç kalmış bu hareketlerinin takipçisi olacağız ve düşüncelerini Eğitim Başkenti köşesinden duyuracağız.
