İş sağlığı ve güvenliğini gözardı edersek, bedelini gözyaşıyla öderiz

Güncelleme Tarihi:

İş sağlığı ve güvenliğini gözardı edersek, bedelini gözyaşıyla öderiz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 08, 2017 13:57

İş sağlığı ve güvenliğini gözardı edersek, bedelini gözyaşıyla öderiz

Haberin Devamı

Hüseyin ÖZBALI/ANKARA, (DHA)- İŞ Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği (İSAG) Başkanı Levent Kavlak, ülkemizde 30 Haziran 2012'de çıkan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun madde madde uygulamaya konulduğuna dikkat çekti, "İş sağlığı ve Güvenliği Uygulamalarını öteleyerek gözardı edersek, bedelini göz yaşları ile ödemeye devam ederiz" dedi.
Türkiye'de her yıl ortala bin-2 bin arasında çalışanın yaşadıkları iş kazası ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını kaybettiğine dikkat çeken Levent Kavlak, "Bu iş kazaları ülkemizde her yıl milyarlarca lira maddi kayıplara neden olmaktadır. İşverenler, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, bu bağlamda mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgilendirilmesi dahil her türlü tedbirlerin alınması sağlar. İş yerlerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izlemelerini, iş sağlığı ve güvenliğin uzmanlar tarafından yapılmaması felaketleri de beraberinde getirmeye devam edecektir" dedi.
1 Temmuz 2017'de başlaması gereken yükümlülüklerin, 1 Temmuz 2020'ye uzatılmasına tepki gösteren Kavlak, "1 Temmuz 2017'de yürürlüğe girmesi beklenen kanunlar TBMM Sanayi,Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda kabul edildi. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun son uygulaması olan ve 1 Temmuz 2017 tarihinde yürürlüğe girecek olan kamu işyerlerinde ve 50'den az çalışanı olan az tehlikeli işletmelerde iş sağlığı ve güvenliğine ait yükümlülüklerin yerine getirilmesi yönündeki maddelerin 1 Temmuz 2020 tarihine ertelenmesi için TBMM'ne önerge verilmiş, komisyon da bu önergeyi kabul etmiştir. Önergede sadece yukarıda bahsi geçen işletmelerde uygulamaların ertelenmesi dışında 50'den az çalışanı olan iş yerlerinde iş güvenliği uzmanlığını işverenin yapabilmesi konusunda çalışmalar bulunmaktadır. Ülkemizde az tehlikeli sınıfta çalışanların yoğunluk profiline bakarsak, 1 ile 50 arasında çalışanı olan iş yeri sayısı Türkiye'de toplam iş yeri sayısının büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Ülke olarak yakın tarihte Aladağ'da bir yurt yangınında 10 gencecik kızımızı kaybederek, çok ağır bir bedel ödediğimizi unutmamamız gerekir. O yurt da 50 den az çalışanı olan az tehlikeli sınıfta sayılan işyeri olarak hizmet veriyordu. Şu an ülkemizde bulunan bu tarz işyerlerinin sayısını düşünecek olursak böyle bir görevlendirme yada erteleme ile ne kadar büyük bir risk aldığımızı görebiliriz" dedi
Şu an Türkiye'de 100 binden fazla iş güvenliği uzmanı, 30 binden fazla işyeri hekimi, 3 bine yakın ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmet kurumu bulunduğuna dikkat çeken Kavlak, "Ertelemeye neden olacak İSG profesyoneli sayısı ile ilgili herhangi bir sorun bulunmamaktadır. 2013 yılından bu yana ülkemizde İSG adına çok yararlı çalışmalar yapıldı ve bu çalışmalar gelişen iş sağlığı ve güvenliği kültürü ile birlikte daha iyi noktalara taşınacaktır. Ülkemiz işyerlerinde oluşan bu pozitif atmosferin bozulmadan ve desteklenerek daha ileriye gitmesinde kamu kurumlarına ve özel işletmelere büyük görevler düşmektedir. Kamu kurumlarında ya da özel işletmelerde İSG adına yapılan yatırımlar sağlık ve güven içerisinde çalışılan ortamlar ve iş kazalarından ve meslek hastalıklarından dolayı yaşamını kaybetmeyen çalışanlarımız anlamına gelmektedir. Söz konusu insan yaşamı olduğu için yapılacak tüm yatırımlar buna değecektir" dedi.
FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!