Genç yazardan 12 Eylül kitabı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 09, 2010 00:00
Ankara’nın yetiştirdiği genç kuşak yazarlardan, Cennet Mahallesi, Arka Sokaklar, Kanıt, Bizim Evin Halleri ve Unutma Beni gibi dizilerin senaristliğini yapan Tolga Aydoğan, Yalnızlık Mevsimi kitabının ardından Kırkikindi Yağmurları kitabıyla okuyucusuyla tekrar buluştu.
“Yalnızlık Mevsimi kitabı Ankara’da geçen bir aşk hikayesini anlatıyor. En çok da Ankara’da satıyor. Türkiye’nin değişik yerlerinden de, ‘Ankara hep bize soğuk gelirdi sayenizde ısındık ve sevdik’ diyen insanlar bana ulaşıyor” diyen Aydoğan, ikinci kitabı Kırkikindi Yağmurları’yla ilgili şunları söyledi:
Hayata tutunmak
“12 Eylül 1980 askeri darbesinde İstanbul Üniversitesi’nde okuyan bir grup gencin başından geçen olayları anlattım. 12 Eylül’den sonra hapisten çıkarak, hayatını toparlamaya, yeniden hayata tutunmaya çalışan bir insanın hikayesi. Vebalı gibi herkes tarafından dışlanıyor. Bu yüzden hapiste kaldığı süre zarfında ziyaretine kimse gelmemiş.
Herkes etkilendi
Çıktıktan sonra ailesini, sevdiği kadını, arkadaşlarını arıyor ve sürprizlerle karşılaşıyor. Sadece Cemal ve arkadaşlarının hayatları kararmadı. Dolaylı olarak anne babaları, çocukları, hayatları etkilendi. Bu aslında bir bataklık gibi bir şey.”
Aydoğan, 1982 doğumlu olmasına karşın, 12 Eylül’ü anlatan bir kitabı nasıl yazdığına ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
“Kemal Tahir Devlet Ana’yı yazdığında Osmanlı’nın kuruluşunu işledi. Yorgun Savaşçı’da ve Esir Şehir üçlemesinde Anadolu işgalini gözler önüne serdi. Araştırdı, işgal dönemini yaşamış insanlarla görüştü ve yazdı. Yazarlık anlamında genç bir yaşta bu konulara eğilmem biraz garip karşılanıyor. Çünkü günümüzde şehir teması üzerine yalnızlığı ve aşkları işlemek daha basit kaçıyor.
Sorumluluk taşıyoruz
Yazar bu anlamda kendini biraz zorlamalı diye düşünüyorum. Biz yazarlar olarak bir sorumluluk taşıdığımıza inanıyorum. Geçmişi de işlememiz lazım. Benimle görüşen genç arkadaşlar ‘12 Eylül’ü sizden öğreniyoruz, böyle olduğunu bilmiyorduk’ diyor. Bu güzel bir duygu.”
Kitabın adının hikayesini de anlatan Aydoğan, “Yazları akşamüzeri ansızın bir yağmur iner. Dehşet bir yağmur olur bir saatte yağacak yağmur on dakikada düşer. Ama arkasından mutlaka güneş çıkar. 12 Eylül mağdurlarına ve karakterimiz Cemal’e bir mesajdır bu. Her zaman yeni bir başlangıç ve her kötü şeyden sonra bile mutlaka bir güneş vardır” dedi.
Hayata tutunmak
“12 Eylül 1980 askeri darbesinde İstanbul Üniversitesi’nde okuyan bir grup gencin başından geçen olayları anlattım. 12 Eylül’den sonra hapisten çıkarak, hayatını toparlamaya, yeniden hayata tutunmaya çalışan bir insanın hikayesi. Vebalı gibi herkes tarafından dışlanıyor. Bu yüzden hapiste kaldığı süre zarfında ziyaretine kimse gelmemiş.
Herkes etkilendi
Çıktıktan sonra ailesini, sevdiği kadını, arkadaşlarını arıyor ve sürprizlerle karşılaşıyor. Sadece Cemal ve arkadaşlarının hayatları kararmadı. Dolaylı olarak anne babaları, çocukları, hayatları etkilendi. Bu aslında bir bataklık gibi bir şey.”
Aydoğan, 1982 doğumlu olmasına karşın, 12 Eylül’ü anlatan bir kitabı nasıl yazdığına ilişkin soruyu da şöyle yanıtladı:
“Kemal Tahir Devlet Ana’yı yazdığında Osmanlı’nın kuruluşunu işledi. Yorgun Savaşçı’da ve Esir Şehir üçlemesinde Anadolu işgalini gözler önüne serdi. Araştırdı, işgal dönemini yaşamış insanlarla görüştü ve yazdı. Yazarlık anlamında genç bir yaşta bu konulara eğilmem biraz garip karşılanıyor. Çünkü günümüzde şehir teması üzerine yalnızlığı ve aşkları işlemek daha basit kaçıyor.
Sorumluluk taşıyoruz
Yazar bu anlamda kendini biraz zorlamalı diye düşünüyorum. Biz yazarlar olarak bir sorumluluk taşıdığımıza inanıyorum. Geçmişi de işlememiz lazım. Benimle görüşen genç arkadaşlar ‘12 Eylül’ü sizden öğreniyoruz, böyle olduğunu bilmiyorduk’ diyor. Bu güzel bir duygu.”
Kitabın adının hikayesini de anlatan Aydoğan, “Yazları akşamüzeri ansızın bir yağmur iner. Dehşet bir yağmur olur bir saatte yağacak yağmur on dakikada düşer. Ama arkasından mutlaka güneş çıkar. 12 Eylül mağdurlarına ve karakterimiz Cemal’e bir mesajdır bu. Her zaman yeni bir başlangıç ve her kötü şeyden sonra bile mutlaka bir güneş vardır” dedi.