Devletin lojmanlarını öğretmen, asker ve polis paylaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Devletin lojmanlarını öğretmen, asker ve polis paylaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2006 00:00

2007 yılı bütçe tasarısı, bu hafta Meclis’te görüşülmeye başlanacak. Bütçedeki hedeflerin tutup tutmayacağı, seçim bütçesi olup olmadığı tartışıla dursun, her bütçede olduğu gibi bu tasarıda da devletin lojmanlarına dair veriler yer aldı.

Tablolardan yapılacak birn hesaplama, devletin lojman ve sosyal tesis sayısı 220 bin 524’e ulaştığını söylüyor.

Bu rakamın 2 bin 638’ini kamp, lokal gibi sosyal tesisler oluşturuyor.

217 bin 886 adet lojmanın 196 bin 640’ı bütçeden doğrudan pay alan 50 kamu kuruluşuna ait. En fazla lojmanı olan kuruluş 44 bin 701 ile Milli Eğitim Bakanlığı. Bütçedeki listeye göre Milli Eğitim’i 41 bin 701 ile Milli Savunma Bakanlığı, 37 bin 168 ile Emniyet Genel Müdürlüğü izliyor.

Rakamların dili, devletin lojmanlarını, ağırlıklı olarak öğretmen, asker ve polisin paylaştığını söylüyor.

Listenin üniversiteler kısmında, 68 üniversite yer alıyor. Ancak 68 üniversiteden 23’ünün hiç lojmanı yok. Kalan 45 üniversitenin sahip olduğu lojman sayısı 7317. En fazla lojmana sahip üniversite ise 1041 ile Atatürk Üniversitesi.

Meclis ve halk yanıltılıyor mu?

Bütçeyle başladık, devam edelim. Hükümetin vergi gelirleri konusunda 2006 ve 2007 yılı bütçelerinde TBMM’ye sunduğu rakamlar birbirini tutmuyor.

Her iki bütçeyi de üç yıllık hazırlayan Hükümetin, 2006 bütçesinde 2007 ve 2008 için koyduğu hedefler, 2007 bütçesinde aynı yıllara ilişkin hedefler birbirinden tamamen farklı.

Bu yılın bütçesinde 2007 için 31.6 milyar YTL gelir vergisi hedefi koyan hükümet, yeni bütçede bu rakamı 36.9 milyar YTL’ye yükseltti. Kurumlar Vergisi yine azalırken, hedefteki rekor artış Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nde gözleniyor. Geçen yıl 2007 için 1.1 milyar YTL BSMV hedefleyen hükümet, bu hedefi 3.1 milyar YTL olarak yeniledi.

Sigara, alkollü içki ve kolalı içeceklerden tahsil edilecek ÖTV tutarında da ciddi bir hedef artışı dikkat çekiyor. 2006 bütçesinde 2007’de bu üç kalemden 12 milyar YTL ÖTV hedefleyen hükümet, bu hedefini yeni bütçe ile 13.8 milyar YTL’ye yükseltti.

Eğer bu tabloyu hata olarak kabul edeceksek, TBMM’den ve kamuoyundan özür dilenmesi gerekiyor.

Eğer hata değilse geriye bir tek seçenek kalıyor. Vergilerimiz artacak. Hem de Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın "Gelecek yıl vergi arttırmayacağız?" taahhüdüne rağmen.

Vergiler arttığı vakit de yine birilerinin çıkıp özür dilemesi gerekiyor.

Özeti, hükümetin vergiler konusunda her durumda bir özür borcu var.

Kültür ürünleri Ankara’da buluştu

AltInpark’ta
düzenlenen 1. Uluslararası İl İl Anadolu Festivali’nde birçok ilin kültür ürünlerinin yanı sıra yöresel lezzetleri de tanıtıldı. Festivali Uşaklılar tarhanaları, Kahramanmaraşlılar kırmızı pul biberleri, Erzurumlular tel peynirleri, Nevşehirliler çömlekleri, Trabzonlular yorganlarıyla katıldılar. Ankara’nın ilçelerinden Beypazarı da festivale el emeği gümüş takılarıyla katıldı.

ALTINPARK’ta düzenlenen 1. Uluslararası İl İl Anadolu Festivali’nde birçok ilin kültür ürünlerinin yanı sıra yöresel lezzetleri de tanıtıldı. Altınpark Anfa Fuar alanında düzenlenen festivale, Kahramanmaraşlılar kırmızı pul biberleriyle katıldılar. Kahramanmaraş’tan gelen Muammer Pekcan, hijyen kurallarına uyularak hazırlanan pul biberin her türlü derde deva olduğunu söyledi.

Festivalde tel peynirle illerini temsil eden Erzurumlular ise bu peynirin Erzurum ve çevre iller dışında fazlaca tanınmadığını, bu tür festivallere katılarak bu açığı kapatmaya çalıştıklarını ifade ettiler. Tel peynirin özelliğinin tuluma basılarak yapılması olduğunu, bu nedenle lezzetini uzun süre koruyabildiğini anlatan Erzurumlular, Erzurum’un kaşar peyniri ve tel kadayıftan yapılan kadayıf dolmasının da ünlü olduğunu söylediler.

Hatay’ın yöresel lezzetlerinin tanıtıldığı stant da festivale ayrı bir renk kattı. Stantta yer alan humus, cevizli humus, içli köfte, dağ kekiği salatası ve patlıcan ezmesi vatandaşların beğenisini topladı.

Osmaniye standında ise yer fıstığı ile yöreye özgü el dokuması halılar ve kilimler tanıtıldı.

Festivale, Karslılar kaşar peyniriyle, Mersinliler şalgam suyu ile Erzincanlılar pestilleriyle katıldılar. Uşaklılar, festivali ziyaret eden vatandaşlara "Bin yıllık reçete" olarak adlandırdıkları tarhanayı tanıttılar. Tarhananın domates, biber, soğan, nane ve un ile hazırlandığını anlatan Uşaklı vatandaşlar, bir kase tarhana çorbasında protein, kalsiyum, demir, A, B1, B2 ve B3 vitaminleri bulunduğunu ifade ettiler.

Manisa standında ise Ege zeytinlerinden elde edilen zeytin yağları yer aldı. Stantta ayrıca vatandaşlara mesir macunu ve mesir macunu çayı ikram edildi.

ÇANKIRI’DAN TUZ LAMBA Nevşehir’in çömlekleriyle temsil edildiği festivale Çankırı’dan katılan bir şirket ise Çankırı Tuz Mağarası’ndan çıkarılan kaya tuzundan imal ettikleri lambaları tanıttılar. Kaya tuzunun doğal iyonlaştırıcı olması nedeniyle, havadaki pozitif yüklü iyonları negatif yüklü iyonlara çevirdiğini, bu sayede solunan havanın kalitesinin arttığını anlatan şirket yetkilileri, bunun dışında lambaların uyku problemleri, astım, ruhsal ve psikolojik rahatsızlıklar, tansiyon ve depresyon gibi birçok rahatsızlık üzerinde olumlu etkileri olduğunu kaydettiler.

Malatyalılar, yörelerinin meşhur cevizli sucuk, kayısı ve havuçtan yapılan "pestil dönerlerini" tanıtırken, Afyonlular sucuk, İzmitliler ise pişmaniyeleriyle festivale renk kattılar. A.A.

Trabzon yorganları

Trabzonlular ise festivalde geleneksel el sanatları "yorgancılığı" tanıttılar. Renk renk yorganları stantlara yayan Trabzonlular, yorganın el emeğiyle yapılanın daha makbul ve sağlıklı olduğunu söylediler. Ankara Hallaçlar ve Yorgancılar Odası Başkanı Temel Çolak, teknolojinin gelişmesiyle el emeği yorganların fabrika yorganlarına yenik düştüğünü söyledi. Çolak, el emeği yorgan yapan esnaf sayısının giderek azaldığını ifade etti. Kastamonulular ise festivalde Safranbolu evleri ve bu ilçede bulunan tarihi Cinci Han’ı tanıttılar.

Safranbolu’nun Türkiye kültürel mirasının önemli bir parçası olduğunu ifade eden Kastamonulu vatandaşlar, günümüzde otel olarak kullanılan Safranbolu eşrafından Karabaşzade Hüseyin Efendi (Cinci Hoca) tarafından 1645 yılında yaptırılan Cinci Han’ın görülmeye değer bir yer olduğunu söylediler.

Ankara’nın ilçelerinden Beypazarı da festivale el emeği gümüş takılarıyla katıldılar. Çubuk Terör Mağdurları Derneği üyeleri de festivalde açtıkları stantla geliri derneğe bırakılmak üzeri ilçenin ünlü turşusundan sattılar. Festivali düzenleyen Büyük Anadolu Birliği Genel Başkanı Yusuf Çelik, bu kadar kapsamlı bir festivalin gerektiğinden daha kısa bir süre içinde organize edildiğini ve ilk çalışma olması nedeniyle bazı aksaklıklar yaşandığını anlattı. Çelik, bir sonraki festivalin daha verimli olacağını kaydetti.

Kenan Işık’tan Atatürk ve çınar ağacı sevgisi dersi

Atatürk Bulvarı’ndaki ağaç kıyımını dün okudunuz. Sadece Atatürk Bulvarı’nı değil, Ankara’yı bir daha asla geriye dönülemeyecek şekilde tahrip eden bu kıyımda ağaçlar testereyle kökünden kesilirken, dün Atatürk Bulvarı’nın hemen arkasındaki Sheraton Otel’de düzenlenen Dış Ticaret Haftası’nda Atatürk ve çınar sevgisi anlatılıyordu.

İhracat Başarı Ödülleri tören programını, tiyatro sanatçısı Kenan Işık sundu. Işık, Dış Ticaret Haftası için hazırlanan logoda, genç bir insan bedeninin gövdesi üzerinde yükselen çınar ağacının seçildiğini, bu seçimin tek nedeninin ise Atatürk’ün çınar ağacına olan sevgisinden kaynaklandığını söyledi.

Atatürk’ün çınar ağacının "ululuğu" nedeniyle devletle özdeşleştirdiğini söyleyen Işık, "O Atatürk ki, Köşk olarak seçilen alandaki çınar ağacının bir dalının bile kesilmemesi için Köşk’ün yürütülmesi talimatını vermiştir" dedi.

Tarihe meraklı olanların Afet İnan’ın anılarından hatırlayacağı bu anekdot, Atatürk’ün Köşk olarak yaptırdığı ve günümüzde Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü’dür.

Afet İnan anılarında, Atatürk’ün, çınarın köşke doğru uzanan dalını kesmek için kendisinden izin istendiğinde, ağacının dalının kesilmesi yerine binanın tramvay rayları üzerinde biraz ileriye alınmasını emrettiğini aktarır.

Hürriyet-Ankara’da Atatürk Bulvarı’ndaki ağaç kıyımının fotoğrafını görmüş olmalısınız.

Çınarın bir dalının kesilmesine bile gönlü razı olmayan Atatürk’ün adının verildiği bulvardaki çınarlar ve diğer ağaçlar, alt geçit uğruna Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in talimatıyla testereyle birer birer kökünden kesiliyor.

Oysa bize bu ağaçların kesilmeyeceği, "tayin edileceği" söylenmişti...

Kenan Işık’ın dün belki de Atatürk Bulvarı’nın bu halini bilmeden aktardığı bu anekdot, devlet adamlığının ve liderliğin, kıymet bilmekten, ve doğa sevgisinden nasıl ayrı düşünülemeyeceğini anlatan bir ders gibiydi. Sevgiyi bilenlere elbet.

Etap Altınel’de Medya ve etik sempozyumu

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, TÜBİTAK ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi, "Uluslararası Medya ve Etik Sempozyumu" düzenliyor. Çok sayıda uluslararası bilim adamı ve sivil toplum temsilcilerinin konuşmacı olarak katılacağı sempozyum, Etap Altınel Otel’de 3 Kasım saat 09.00’da başlayacak. Azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki medya ve etik konusundaki yaklaşımların ortaya konacağı sempozyumda, iletişim etiğinin sorunları tartışılacak. Sempozyumda, İngilizce, Fransızca ve Türkçe olmak üzere üç dilde eşanlı çeviri de yapılacağı bildirildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!