Başkent’te kadın olmak

Güncelleme Tarihi:

Başkent’te kadın olmak
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2006 00:00

BU köşeden Ankaralı kadınların evlerine, yaşamlarına konuk olup iletişim köprüleri kuracağız. Buna ihtiyacımız var... Çünkü erkeklerin kahvehaneleri var, meyhaneleri var, stadyumları var, hatta -550 milletvekilinin sadece 24’ünün kadın olduğu düşünülürse- Meclis’leri var. Oysa kadınların tek tek evleri var.

Evlerden çıkmak, bu köşede birbirimizden haberdar olmak istiyoruz. Yalnız birbirimizden değil, yaşadığımız şehirden de. Çünkü burası Başkent. Türkiye’nin başkentinde olmak siyasetin, bürokrasinin, akademinin, 89 büyükelçinin kapı komşusu olmak demek.

180 bin üniversite öğrencisinin yaşadığı kentten ne beklediğine kulak vermek, kadın örgütlerinin ve bu alanda çalışanların yaptıklarını bilmek, kadınları mağdur eden yasaların değişmesi için Meclis’in kapısını aşındırmak demek.

YEREL HABERİN GÜCÜ

Tüm bunları düşününce bu şehirde yaşamak, "Başkent’te kadın olmak zor iki gözüm zor mu" demek, Yoksa "Biz de varız, kadınlar vardır her yerde" mi? Başkent’te kadın olmanın ne demek olduğunu her hafta bu köşede okurlarımızla paylaşacağız.

İnsan en çok neyi merak eder, ilk neyi duymak ister?

Tabii ki en yakınında olup bitenleri. Gazeteyi ilk eline aldığında da yerel haberleri.

Biz Uçan Süpürge olarak da bu gerekçe ile Türkiye’nin bütün illerine tek tek gittik ve yerele sahip çıkmanın, yerelde var olan sosyal sorunlara katılımcı çözümün en somut örneği olduğunu gördük.

Türk Kadını sondan üçüncü

BİRLEŞMİŞ Milletler Kalkınma Programı’nın hazırladığı "2006 İnsani Gelişme Raporu"na göre Türk kadınları siyasal ve ekonomik katılım açısından 75 ülkeden 72. sırada. Rapora göre Moğolistan, Pakistan gibi ülkelerde kadının durumu Türkiye’dekinden daha iyi. Kadının durumu bizim ülkemizdekinden kötü olan üç ülke ise Mısır, Yemen ve Suudi Arabistan.

Peki... Bu haberin Edirne’den Ardahan’a kadar okunduğunu düşünün...

Bu ülkede karar vericiler kim?

Uygulayıcılar kim?

Bu kişiler nerede oturuyor?

Ankara’da...

Bu durumda bizim başkentte yaşayan kadınlar olarak Edirne’de, Ardahan’da yaşayan kadınlardan daha fazla sorumluluğumuz yok mu?

İşyerinde tacize yeni TCK ne diyor?

CİNSEL taciz bir kimsenin vücut dokunulmazlığınının ihlali niteliğini taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilir. Yeni yasamıza göre, bir kimseyi, cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikayeti üzerine ceza verilmektedir.

Yeni yasa, işyerinde cinsel taciz eylemini bu eylemin nitelikli hali olarak tanımlamıştır. Yasamız, çalışma yaşamı içinde bulunan bir kişinin işyerinde hiyerarşi ve hizmet ilişkisinin yarattığı güçten ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanarak, diğer çalışana cinsel tacizde bulunması halinde verilecek cezanın yarı oranında arttırılmasını emretmektedir. (TCK: 105/2)

Kadın sorunu hızlı çözümler

"Türkiye’de Kadın ve Siyaset Kamuoyu Araştırması"na göre, seçmenlerin yüzde 82’si siyasette daha çok kadın görmek istiyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 77’si Türkiye’deki özellikle eğitim, sağlık, ve yoksulluk sorunlarının çözümünün kadınlara bırakılmasını istedi. Yine, bu sorunların hızlı çözüm yolunun kadınlardan geçtiği belirtildi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı çerçevesinde KA-DER ve hükümet ile kararlaştırılan faaliyetlerin bir parçası olarak yapılan "Türkiye’de Kadın ve Siyaset Kamuoyu Araştırması" sonuçları açıklandı. 18 yaş ve üzeri bin kişi ile yüzyüze görüşülerek gerçekleştirilen araştırmada seçmenlerin yüzde 82’sinin siyasette daha çok kadın görmek istediği ortaya çıktı.

Kadınların sorumluluk alma yetilerinin daha gelişmiş olduğunun düşünüldüğünü ortaya çıkaran araştırmada, siyasette kadın sayısının az olma nedeninin onlara şans verilmemesi olarak açıklandı.

Araştırmada siyasi partilerdeki kadın siyasetçi sayısını artırmanın yüzde 25 oranında daha fazla oy potansiyeline sahip olunacağı anlamına geldiği vurgulandı.

Erkek çocuk

Bahçelievler’de yürüyordum. Önümden de beş altı yaşlarında bir erkek çocuğuyla annesi gidiyordu. Çocuk ikide bir durup annesine "Ben hemen eve gitmek istemiyorum" deyip sokakta kalmak için direniyordu. Annesi de onu hafifçe çekiştiriyor ve eve gitmeye ikna etmek için her defasında başka bir bahane buluyordu: "Ama kardeşin bizi bekler.", "Hem yemekte ne var biliyor musun?", "Birazdan en sevdiğin çizgi film başlayacak!"

Ama bunlardan hiç biri çocuğun üstünde annenin söylediği şu sözler kadar etki yaratmadı: "Ben şimdi kadın başıma nasıl gideceğim o kadar yolu? Sen gel de beni koru, beni eve bırakınca istersen yine çıkarsın..."

Eve gitmesi için bu sözlerle ikna edilen erkek çocuğu, aslında kadınların tek başlarına sokakta yürüyebileceğine nasıl ikna edilecek?

Avrupa Kadın Lobisi Ankara’da

AVRUPA Kadın Lobisi Türkiye Ulusal Koordinasyonu (AKLTUK) Toplantısı, çok sayıda kadın örgütünü bir araya getirdi.

İki gün süren toplantıya Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Kocaeli, Diyarbakır, Van, Adana, Kars, Bursa gibi şehirlerden toplam 43 kadın örgütü katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu Genel Koordinatörü İlknur Üstün, Avrupa Kadın Lobisinin amacının AB düzeyinde, ulusal yapılar içinde kadın-erkek eşitliğini sağlamak olduğunu belirtti.

Üstün, "Avrupa Birliği’nde de kadın-erkek eşitliği konusundaki meseleler hallolmuş değil. Şu anda Türkiye’nin Avrupa Birliğine giriş sürecinde bir devlet politikası var. Biz de bu yapıya müdahale etmeliyiz ve kadın-erkek eşitliğini sağlamalıyız" mesajını verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!