Başkent’in ’Dost’u Akalın kitabın 30 yıllık patronu

Güncelleme Tarihi:

Başkent’in ’Dost’u Akalın kitabın 30 yıllık patronu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2007 00:00

VELİ SARITOPRAK: Dost Kitabevinin kuruluş öyküsü nedir nasıl yola çıktınız?

ERDAL AKALIN: 1977 yılının Mart ayında Sıhhiye’deki Zafer Çarşısı’nda 35 m2’lik küçük bir dükkan ile başladık. Aynı çarşıdaki bir arkadaşımın kitabevinde seçtiğimiz on isim arasından okuyucu anketi yaptık. En çok oyu "DOST" ismi aldı. Dolayısıyla ismimizi okuyucular belirlemiş oldu.

12 Eylül günlerinde yayın hayatı neredeyse tamamen durdu. 35 m2’lik kitabevinin raflarını dolduramadığımızı hatırlıyorum. Zor günlerdi.

1982 yılında Kızılay-Konur Sokak’a geldik. TMMOB’un giriş ve alt katı o günler için ülkedeki en büyük kitabevi idi. Alt katta faaliyet gösteren "Dost Sanat Ortamı"nda çeşitli sergiler, sanat panayırları, mini konserler ve paneller o günlerin "kurşun gibi ağır" havasında nefes almamızı sağlıyordu.

Sonraki yıllarda sırasıyla Kızılay-Karanfil Sokak, Kavaklıdere, Bilkent, Çayyolu, Kızılay Müzik şubelerini açtık. En son olarak da Eskişehir’de bir şube açtık. Karanfil Sokak’taki Merkez Şubemiz bulundurduğu 41.000 çeşit kitapla Türkiye’nin en büyük kitabevidir. Bugün itibarıyla yedi şube, bir kitap dağıtım ve bir yayınevi olarak dokuz birimde 123 çalışanımızla birlikte hizmet veriyoruz.

Yayınevimizde bugüne kadar ağırlıklı olarak Sosyal Bilimler, Sanat ve Gezi Rehberleri alanlarında 510 kitap yayınladık.

Ankaralı okuyucu daha çok hangi tür kitaplardan hoşlanıyor?

Kültür kitaplarında nüfus farklılığına rağmen Ankara ve İstanbul satışlarının eşit olduğunu görmekteyiz. Ayrıca kültür ve sanat alanındaki önemli isimlerin bir çoğunun kökeninin Ankara olması, şehrimizin sosyal dokusu hakkında bir fikir verebilir sanırım. En çok talep gören kitaplar, edebiyat, tarih ve güncel politika alanlarındadır diyebilirim.

HALA KDV YÜZDE 8

Sektörün sizce en önemli sorunları nelerdir?

Genel olarak sektörümüzdeki birçok problemin varlığı, yayınevi, dağıtım ve kitabevi düzeyinde kurumlaşmış kuruluşların azlığı nedeniyledir diye düşünüyorum. Özel olarak da korsan yayıncılığın bir türlü önlenememesinin sektörümüzün önünü tıkayan birincil problem olduğunu söyleyebilirim.

Ayrıca birçok üründe indirilen KDV oranlarının kitapta hala yüzde 8 olarak kalmasını anlamak mümkün değil. Birçok ülkede kitapta KDV oranı sıfırdır.

Korsan kitap ve CD olayını nasıl değerlendiriyorsunuz. Devlet bu konuda neler yapmalı?

Şu andaki yasaya göre korsan ürün takibi, artık ihbara dayalı değil; kolluk kuvvetlerinin takibine paralel olarak azalıyor ve artıyor. Fakat hala korsan kavramı kafalarımızda suç olarak yerleşmiş değil. Sanıyorum asıl problem de bu. Sektörümüzde genel bir "kalite" problemi var. Bunun, ilgili kuruluşların taşıdığı kültürel ve sanatsal kaygı oranında düzeleceği umudunu hep taşıdık. Ayrıca yaptığımız işlerin toplumsal yönünün önemi, motivasyonumuzun ana kaynağını teşkil etmektedir.

MS Veli SARITOPRAK

Başarımız Ankara dokusuyla ilgili

Ulaştığınız noktada vergi sıralamalarında Dost Kitabevleri hep belli bir noktada yer alıyor. Devamlı yüksek vergi ödüyorsunuz. Bunu nasıl başardınız?

2006 yılı gelir vergisi sıralamasında Ankara’da 28, Çankaya Vergi Dairesi’nde 1. sıradayız. 123 çalışanımızla birlikte bu sonuca ulaşmaktan gurur duyuyoruz. Kuruluşumuzun başarısının, bizim emeğimiz ve yeteneklerimizden daha çok, Ankara’nın sosyal dokusuyla ilgili olduğunu düşünüyoruz. Ankara her şeyden önce bir üniversiteler şehri. Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte, eğitim, kültür ve sanat alanlarındaki faaliyetlerin büyük aşamalar kaydedip kurumlaştığı bir şehir.

24 saat açık kitabevi

Bildiğim kadarıyla bir çok ülkeyi gezdiniz. Yurtdışındaki örneklerle karşılaştırıldığında Türkiye’de kitap, CD, DVD, vs.. satışları nasıl, organizasyon nasıl?

Değişik ülkelerde birçok kitabevini inceleme fırsatım oldu. Ayrıca birçok yayıneviyle de iş ilişkilerimiz devam etmektedir. Tüketim önceliği, tiraj ve satış rakamları, içerik ve baskı, yerli üretim oranı, tanıtım olanakları gibi konularda maalesef henüz çok gerideyiz. Fakat 30. yılımızı doldurduğumuz bugünlerde ülkemizde de bazı olumlu gelişmelerin olduğunu da vurgulamak isterim.

Geçen yıl Moskova ve Petersburg’ta 24 saat açık olan kitabevleri görmek benim için çok şaşırtıcıydı. Umarım bir gün bizde de olabilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!