Ankara’da sinemaya gitmek

Güncelleme Tarihi:

Ankara’da sinemaya gitmek
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2011 00:00

Festival zamanları kışsa sıcacık evi, baharsa sokakları bırakıp mevsime aldırmadan sinemanın yolunu tutmak...

Haberin Devamı

Bileti tükenmiş filmleri illa izleyebilmek için yerlere oturmak, ağrıyan belini iki saat boyunca unutmak...
Pasolini, Truffaut, Varda, Trotta, Bergman’ı ilk kez büyük perdede izlemek ve sinemaya dair bildiğin her şeyi yeniden gözden geçirmek...
Kavaklıdere’den Kızılırmak’a sinemalar arasında şikayet etmeden mekik dokumak...
Aydınlanan güne sinemadan çıkmak
Geceyarısı başlayan Beyaz Geceler’den çıkarken henüz aydınlanan günle karşılaşmak... Konur Sokağı’nda bir kahveye oturup uzun uzun filmleri konuşmak, filmin başlamasını beklerken Dost’a, İmge’ye ya da Bilim&Sanat’a uğramak...
Olgunlar’dan ya da Zafer Çarşısı’ndan yüzlerce kitabın arasına dalıp artık baskısı olmayan sinema kitaplarını bulduğun için çocuklar gibi sevinmek...
Oradan Sakarya Caddesi’ne gidip bir dostu görmek, ona izlediğin en son filmi anlatmak, mutlaka gitmelisin, görmelisin demek...
Filmler bitip de yazılar akmaya başladığında dışarıdaki hayatın bizi beklediğini hatırlamak... O iki saat boyunca, o karanlık salonda bir şeylerin değiştiğini fark etmek sonra. Sokağa çıktığımızda dışarıda hayatın aynılığına hayret etmek, yeni ben’e Ankara’yı alıştırmak...
Zaman değil filmler değiştirsin bizi
Artık olmayan o sinemaları düşünürken bütün yaşlarımıza ağladığımız, Tunalı’dan geçerken bir tabeladan ibaret kalmış Kavaklıdere Sineması’nın önünde biriken hayaletlerden kaçtığımız, büyük mağazaların arasında sıkışıp kalmış sinema salonlarında film izlemek zorunda bırakıldığımız bugün bütün bu anlar çok eski zamanlara aitmiş gibi duruyor. En çok da son 10 yıllık bir zaman diliminde yaşanmış olmalarını bilmek acı veriyor belki de...
Git gide elimizden kayıp giden görüntüsüyle, içinde hoyratça yalnızlaştırıldığımız bu kenti yaşanır kılmak için hala yapabileceğimiz şeyler var oysa. Zamanın değil filmlerin bizi değiştirmesine izin vermek gibi. Tek tük kalmış sinemaları yıkıldıktan sonra değil, ayakta zor durmaya çalıştıkları bugün hatırlamak, her yıl yapılamama tehlikesiyle karşılaşan kentin film festivallerini yalnız bırakmamak gibi. Şehre bir film geldiğinde ona gitmek gibi...
Haydi, çıkın sokağa!

Haberin Devamı

HER EVDE OLMALI

Haberin Devamı

Banliyölerin bitmez hikayesi

SAVAŞ SIRASINDA YAŞAM (LIFE DURING WARTIME)
Yönetmen: Todd Solondz 2009, ABD
‘Mutluluk’, ‘Bebek Evine Hoş Geldiniz’ filmleriyle Türkiye’de de özel bir hayran kitlesi yaratmış Todd Solondz son filmi ‘Savaş Sırasında Yaşam’la bir kez daha Amerikan banliyölerine dalıyor ve konuşulmayan, görmezden gelinen hikayeleri deşip çıkarıyor. Trish pedofil suçlamasıyla hapse giren kocası Bill’den kaçıp yeni bir hayat kurmak için kız kardeşlerinin yanına taşınır. Çocukları için ideal bir baba figürü çizen Harvey’le evlilik hazırlıkları yaparken Bill’in hapisten çıktığı haberini alan Trish’i unutmak ve hatırlamak konusunda bir sınav beklemektedir. Film bir yandan ahlak anlayışımızı sorgularken bir yandan da Çehovvari üç kız kardeşin bir komik bir üzücü, yer yer taşkın ve dokunaklı hikayesini anlatıyor. Film, ‘Mutluluk’un bittiği yerden başlıyor sanki. Bu yüzden birlikte izlemekte     fayda var.

Haberin Devamı

HAFTANIN FİLMİ

Bu kentte aşık olamamak

Yönetmen: Ömer Faruk Sorak Oyuncular: Mehmet Günsür, Belçim Bilgin Erdoğan
Pek çok sahnesi Ankara’da çekilen Aşk Tesadüfleri Sever, yolları bu kentte defalarca kesişmiş ama ancak İstanbul’da tanışıp birbirlerine aşık olmuş Özgür ve Deniz’in hikayesini anlatıyor. “Var olmak tesadüf değilse, aşk tesadüf olabilir mi?” sorusuyla yola çıkan film, 12 Eylül darbesinden bir sene öncesinde Ankara’da başlıyor. Hamile karısı Neriman’ı hastaneye yetiştirmeye çalışan Yılmaz’ın kullandığı araba, Ömer’in arabasına çarpar. Bu çarpışma Ömer’in arka koltukta oturan hamile karısı İnci’nin erken doğum yapmasına neden olur. İki bebek aynı gün dünyaya gelirler. İlk kez birbirlerini görür gözleri… Bu kaza Özgür ve Deniz’i bir araya getiren tesadüflerin başlangıcı olur. Bundan sonra yolları, çocukluk yılları ve ilk gençlik yılları boyunca Ankara’da bir kaç kez daha kesişir. Her kesişme onların hayatında büyük değişikliklere sebep olur. Birbirlerinin çocukluk aşkı olurlar, ya da ilk kalp kırıklığı… Ama onun da ötesinde, her temasları hayatlarının rotasını değiştirir. Sadece onların değil, ailelerinin de... Kahramanlarımızın 70’lerden 2000’lere uzanan hikayesini geri dönüşlerle anlatan film, popüler kültürden de yararlanıyor ve dönemin şarkıları bu “mucize” aşka eşlik ediyor. Issız Adam’ın açtığı yoldan giden Aşk Tesadüfleri Sever, Ankara görüntüleriyle merak uyandırıyor.

Haberin Devamı

Dostluk iyi gelir

MARY VE MAX (MARY&MAX)
Yönetmen: Adam Elliot 2009, Avustralya.
Birbirine hiç benzemeyen, birbirinden çok uzakta yaşayan bir kız çocukla orta yaşlı bir adamın dostluk hikayesini anlatan dokunaklı bir film. Mary bir gün postaneye gittiğinde bir New York telefon rehberi görür ve Amerikalılar hakkında merak ettiklerini sormak üzere karşısına çıkan ilk isme mektup yazmaya karar verir: “Amerikan bebekleri de bira fıçılarında mı doğuyorlar?”… İşte o gün, yirmi yıl sürecek bir dostluk başlar. Yalnızlıkları ve kendini değersiz hissetmelerinin içinden çıkamayan bu iki insan yazdıkları mektuplarla birbirilerine iyi gelirler, birbirlerini onarırlar. Görselliği ve hikayesinin inceliğiyle etkileyen bu kil animasyonu, sevgi, dostluk ve güven üzerine son yıllarda yapılmış en iyi film.

Haberin Devamı

Başarılı öğrenciye kış kampı

Etimesgut Belediyesi,  başarılı lise öğrencilerini kış kampıyla ödüllendiriyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 70 başarılı lise öğrencisi, Çamlıdere Çamkoru Gençlik ve İzcilik Eğitim Tesisi’nde kamp yapacak. Öğrenciler, bir haftalık kamp süresince tatilin tadını çıkaracaklar. 5 Şubat’ta başlayacak kış kampı 11 Şubat’ta sona erecek.
Etimesgut Kent Konseyi Gençlik Meclisi’nin düzenlediği kampta, öğrenciler için eğitim ve eğlence bir arada olacak. Öğrenciler için çeşitli aktiviteler düzenlenecek. Elma yeme, evet-hayır, sessiz sinema, kelime avı gibi çeşitli oyunlarla eğlenme fırsatı bulacak gençler, akşamları da gitar eşliğinde şarkılar söyleyecekler. Sabah erkenden kalkacak gençler, kar altında toplu yürüyüşler yapacaklar. Kampta öğrenciler için eğitici programlar da olacak. Gençler sinema filmleri ve belgeseller izleyerek çeşitli konularda fikir alışverişinde bulunacaklar.
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, başarının ödüllendirilmesinin motivasyonu artırdığını belirtti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!