Enis Berberoğlu

10 yıl önce Tokat arşivi

15 Aralık 2009
ANKARAPKK on yıl önce İstanbul’da kanlı eylemlere girişti.

Tıpkı bugünkü gibi “karşı şiddet” yaratmaya çalıştı.

11 Mart günü Bakırköy’de bomba patlattı: 1 ölü, 8 yaralı.

18 Mart’ta Mavi Çarşı’yı molotof atarak yaktı: 13 ölü.

Her iki eylemin yanıtı Tokat’taki askeri operasyonla verildi.

Çünkü DHKP-C ve TİKKO o bölgede PKK ile eylem birliğindeydi;

1) PKK sıcak savaşı dağda vermekten bunalmıştı; çatışmayı -tıpkı bugünkü gibi- kentlere yayma niyetindeydi.

2) Büyük kentlere göçen işsiz gençler önce örgütlerin kucağına düşüyor sonra yeniden kırsala yollanıyordu.


Yazının Devamını Oku

Üç yanlış tahlil açılımı bitirdi

13 Aralık 2009
<b>ANKARA</b><br>AÇILIM gökten düşen elma değil elbette. Perde arkasında iki yıllık çalışma var. İstihbarat birimleri hükümete demişti ki;

1) “Abdullah Öcalan ile görüştük pazarlığa hazır. Ayrıca müzakere için DTP’ye yetki verecek.”

2) “DTP ile anlaştık, Sinn Fein gibi davranacak. PKK’yı silah bırakmaya zorlayacak.”

3) “Talabani ve Barzani PKK’yı kesin kovacak. Çünkü ABD çekiliyor, tek güvenceleri Türkiye.”

* * *

Siyasi otorite bu varsayımlar ışığında karar verdi. Ama açılımın daha ilk haftasında hepsi çöktü:

1) Abdullah Öcalan’ın hedefi İmralı’dan kurtulmaktı. O yüzden PKK’nın silahlarından vazgeçmedi.

2) DTP, PKK’nın siyasi ipoteğinden kurtulamadı. Hükümete muhatap olmadı,  İmralı’yı adres gösterdi.

3) Iraklı Kürt liderlerin tek derdi PKK’dan kurtulmaktı. Eve dönenlerin eline silah tutuşturmadıkları kaldı.

Yazının Devamını Oku

Akça’da 8 Çalıkuşu

8 Aralık 2009
<b>Washington</b><br>DÜN Beyaz Saray’da adları geçti mi emin değilim. Ama Türkiye Afganistan’da muharip güç daha doğrusu savaşmasını isteyen ABD’ye 8 genç kızın örneğini veriyor.

Özbek bölgesi Mezarı Şerif’e 150 km uzaklıktaki Akça’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın lisesi var. Geçen yıl sekiz genç kız bakanlık sınavına girip kazanıyor, Akça’daki okulda gönüllü olarak öğretmenliğe başlıyor. 

Bize 8 Çalıkuşu örneğini aktaran Türk diplomatı muhtemelen ABD’li mevkidaşlarına da yönelttiği anlamlı soruyu seslendiriyor:

*  Savaşacak çok ülke var ama Afganistan’da 6 kız okulu işletecek başka kimse var mı? O okullar terörle, cehaletle mücadelede iki tümen askerden çok daha etkili.

ABD’li müttefiklerimiz bu açılımdan ne kadar etkilendi şimdilik kestirmek zor.

Ve fakat Türkiye birkaç ay önce attığı adımla diplomatik zeminde ciddi kazanım sağladı. ABD’li diplomatın Türkiye’nin hakkını teslim etmesi bu yüzden:

*  Biz istemeden asker sayınızı artırarak söyleyecek fazla söz bırakmadınız.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da benzer özgüvenle “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geniş ufukla asker sayısını artırmasından” söz etmesi de aynı sebepten.

* * *

Yazının Devamını Oku

Hangisi terörle mücadele

6 Aralık 2009
ANKARABAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün başlayacak ABD gezisi öncesinde nedense yanıtı aslında en belli soruyu tartışıp durduk.

Türkiye’den Afganistan’a muharip asker talebi sanki bu tarihi gezinin ilk ve tek gündem maddesi gibi takdim edildi.

(Başka deyişle ABD Büyükelçisi’nin Türkiye kıdemine yakışmayan ve diplomatik nezaketi zorlayan girişimi neticesinde havanda su dövdük.)

¡   ¡   ¡

Oysa çok basit akıl yürütme ile kestirme yoldan sonuca ulaşabilirdik:

Diyelim ki Türkiye, Afganistan’a muharip asker yolladı. O zaman;

1) Ahmet Davutoğlu, o ülkenin beş kentini rahatça gezebilir mi?

2) Türkiye, Afganistan’da 50 okul açabilir miydi?

3) 200 milyon dolar ekonomik yardımımız yerine ulaşır mıydı?

Yazının Devamını Oku

Penceresi kaç santim

5 Aralık 2009
<b>ANKARA</b><br>ÖNCE kayıtlar için açıkça yazayım. Hayır, saf değilim. Abdullah Öcalan’ın yattığı hücre 17 santimetrekare küçülecek yerde 170 santimetrekare genişleseydi bile...

PKK gazetelerde Adalet Bakanlığı’na teşekkür ilanı verecek değildi. Açılımın ilk gününden itibaren DTP Hükümete muhatap olmaktan kaçındı. İmralı’yı tek ve yetkili adres gösterdi. PKK da aynı mesajı sokaklarda veriyor. Kürt halkının Meclis’te değil Kandil ve/veya İmralı’da temsil edildiğini ileri sürüyor. O yüzden hücre meselesi bitse, yemek sorunu çıkacak, kuş sütlü sofra kurulsa bu kez “Voleybol oynadığı topun havası az” denilecek, bahane mi yok?

* * *

Ben bu satırları yazarken TV ekranında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir konuşuyordu. Baydemir’in önerisini biliyorsunuz:
‘İmralı hücresi madem o kadar güzel diyorsunuz, Başbakan ve diğer siyasi  parti liderleri Öcalan gibi 11 yıl değil ama gidip 11 gün yatsınlar bakalım’ demeye getiriyor. Yani tek bir cümlede Öcalan’ı iktidar ve muhalefet liderleri ile eşitliyor.

Yazının Devamını Oku

Demokrasi ve hukuk

1 Aralık 2009
İSVİÇRE bırakın temsili demokrasiyi, kökten demokrasi uyguladı. Halkoyuna başvurdu, topu topu 500 bin oy farkla, 300 bin Müslüman’ın ibadet ettiği camilerin minaresini yasakladı.

Buyurun buradan yakın. Demokrasi ise demokrasi. Hem de en katıksız hali. Çoğunluk kararı sandıktan çıktı. Milli irade eliyle şeriat yazıldı. Amma ve lakin vicdana sığar mı, hayır.


Nüfusun yüzde 4’ü mağdur edildi mi, evet. İsviçre artık laik mi, kesinlikle hayır. Devleti de, bireyi de din ayrımı yapıyor mu, evet.

* * *

Demek ki demokrasilerde hukukun işlemesi için kurumlar lazım. Örneğin kuvvetler ayrılığı olmalı. Meclis yasayı yapmalı, yürütme uygulamadan sorumlu olmalı, bağımsız yargı denetimi üstlenmeli. Çok kitabi kaçtıysa üzgünüm ve hemen İsviçre’den örnek verebilirim. Mesela İsviçre’de herhangi bir mahkeme minare yasağını, insan haklarına, din ve ibadet özgürlüğüne karşı bulsa... Demokrasiye ihanet mi sayılır? Yoksa Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kapatmayan bizdeki Anayasa Mahkemesi gibi demokrasi abidesi mi ilan edilir?


Bu soru kolaydı...


Yazının Devamını Oku

Bir irtica yazısı

24 Kasım 2009
Bakanlar Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Kanunu üzerinde çalışıyor. Muhtemeldir ki, tasarı Kuran kurslarında yaş sınırını düşüren maddesi nedeniyle kamuoyunda tartışma yaratacak.

Bugün işin o bölümüne girmeyeceğim. Onun yerine yeni cami yapım aşamasını düzenleyen maddeyi eleştireceğim. Hürriyet TBMM Büro Şefi Nuray Babacan’ın haberleştirdiği yasa tasarısına göre;

*  Yeni cami inşaatı için Diyanet tarafından arazi tahsis edilecek.

*  Camilere Hazine arazisi verildiği için, mülkiyeti Diyanet’e ait olacak.

*  Camilerin altına otopark, dükkân yapılıp gelir elde edilemeyecek.

* * *

Belli ki mevcut uygulama hataları en aza indirilmeye çalışılıyor. Şöyle ki;

*  Çok yakın ve cemaatsiz camilerin yarattığı israfın önüne geçilebilir.

*

Yazının Devamını Oku

Derin devletin yeni gözlük numarası

22 Kasım 2009
SANIRIM aynı dışlanmışlık hissine son olarak 12 Eylül’de kapıldım.<br><br>Türkiye’nin bir önceki kritik virajında savrulup çamura saplanabilirdim.

Gençliğim patinaja izin vermedi. Bakalım yaşlılık vitesi yolu tutacak mı?

* * *

Aradan geçen 30 yılda bakın neler neler öğrendim:

1) Tam 28 defa isyan eden Kürtlerin son kalkışması da bastırılmalıydı.

2) Bazı azınlıklar sefirlemizi durduk yerde öldürüyordu.

3) Bütün Araplar Türkleri arkadan vururdu, onların ilacı dostumuz İsrail’di.

* * *

Öğrendim

Yazının Devamını Oku