Basketi de futbola benzettik

BAŞTA büyükler olmak üzere, spor kulüplerinin temel kuruluş felsefesi ‘gençliğe spor yaptırmak ve sevdirmek’tir.

Haberin Devamı

O yüzden tarihleri boyunca devletten arsalar, yatlar katlar, hanlar hamamlarla desteklenmiş, vergi aflarıyla da soluklanmışlardır. Arsadan borsaya terfi etseler de devletin alicenaplığından bir biçimde faydalanmaya devam ediyorlar.
Ne var ki sporu bize sevdirmeyi sürdürdüklerini söylemek pek olası değil. Bilakis, spordan soğutuyorlar. G.Saray ile F.Bahçe arasındaki basketbol serisine bir bakın... ‘Ezeli dost’ derken bile kinaye yapan çınarlar, öyle ya da böyle, serinin sonunu getiremedi.
Hani “Bu maç karakolda biter” derler ya, aynen öyle oldu. Kimin daha kusurlu olduğunu ölçmek için altın terazisine gerek yok. Çünkü yok birbirlerinden farkları. F.Bahçe seride 2-0 öne geçtiğinde G.Saray, 2-2 olduğunda da Fenerbahçe rakibini, hakemleri ve federasyonu suçladı.
Eskiden futbolla kıyaslandığında oyuncusundan koçuna, branş yöneticisinden taraftarına kadar basketbol daha bir ‘centilmenler mücadelesi’ olarak lanse edilirdi. Bugün görülüyor ki basketbol da futbollaşmış. Sportif rekabette yengi hedeftir ancak yenilgi de ayıp değildir. Bu işin talim terbiyesinde yenenin, yenilen üzülmesin diye sevincini saklaması salık verilir.
Fakat, ne pahasına olursa olsun kazanmayı şiar edinen iki ezelinin rekabeti, asırlık mazilerine gölge düşürüyor. Skorboarda küfür yazmaktan, yöneticilerin cinsel uzuv üzerinden birbirlerine satışmalarına kadar, eskilerin deyimiyle ‘hicap’ veren davranışlara tanıklık ettik. ‘Erkekler savaşı’na dönüştürülen oyunda karşılıklı aşığalama unsuru olarak da hep kadın kullanılıyor. Yani kabahat bir değil bin...
F.Bahçe-G.Saray rekabetinin olduğu branşlar gelişir, ilgi odağı olur. Eyvallah. Gelin görün ki yüzme ve kürek gibi amatör ruhun daha önde olduğu yarışmalarda dahi iki tarafın yöneticilerinin oluşturduğu atmosferden ötürü kavgalar yaşanıyor. Büyüklük, kazanırken değil kaybederken kendini gösterir.

Haberin Devamı

VARLIK İÇİNDE YOKLUK MU?

Beşiktaş yönetimi 75 milyon dolarlık kredi anlaşmasında büyük aşama kaydetti. Memleketteki bir bankanın dış ayağından alınacak krediyle bu ay içinde yapılması gereken 70 milyon liralık ödeme gerçekleştirilecek.
Bunun 30 milyonu stata gidecek. İmzalar atıldığında Başkan Orman’ın 2 Kasım 2013’te BJK TV’de de dillendirdiği “Biz bu stadı çok borçlanmadan yapmak istiyoruz” iddiası da ortadan kalkmış olacak.
Orman’ın bu iddiasının, stadın 30 Ağustos 2014 yetişeceği iddiasındaki gibi hayat bulması zaten güçtü. Fakat en azından Beşiktaş, stadı kendi parasıyla yapabilirdi. Ne yazık ki stat isim sponsorluğu anlaşmasında paranın kullanım şartlarını sponsor belirledi.
Seçim sürecinin sıkışık takvimine mahkum edilen stat sponsorluk arayışları, firmalar karşısında kulubün elini zayıf düşürmüş görünüyor. Yine de biri çıkıp “Sponsorluk gelirini teminat gösterip bankadan kredi kullanıp stadı yapmak daha kârlı” diyebilirse, hürmeti eksik etmeyiz!

Haberin Devamı

SİYAH: Futbol şubesindeki yapılanmanın belirsizliği.

BEYAZ: U-14 Akademi Takımı’nın Bank of Azerbaijan Cup şampiyonluğu.

Yazarın Tüm Yazıları