Sevgili Kobe

Bilenler bilir, Maradona benim ilk aşkımdır.

Haberin Devamı

Bakın aslında, bu “Bilenler bilir” diye başlayan cümleler bana hep çok iddialı gelir. Eminim niyet kötü değildir. Demesi de o değildir cümleye böyle başlayanın. Ama bana öyle gelir işte. Kendini fazla önemseyen bi ifadeymiş gibi gelir. “Cınım, bak sen bilemiyor olabilirsin ama bilinir benim bu özelliğim yağni” demekmiş gibi. Bilenler bilir, benim demem o değil. Ben o şekil kullanmıyorum. 

Maradona diyorum, ilk aşkımdır ve ilk aşkı Maradona olan biri, bugünlerde artık, yaşını başını almış biridir. Gençliği ile vedalaşmaya çalışmakta, bi süredir “orta yaş” fikrine alışmaya çabalamaktadır. O benim işte. “Orta yaş”ı ötelemek, kendisinden ve cümlesinden uzak tutmak için tırnak içinde yazması dikkate alınmamalıdır.

Son yıllarda kendime “Elif Hanım Elif Hanım” derim sık sık. “Artık sahalarda akranın topçu kalmadı, hoca oldukları kim bilir kaçıncı futbol sezonu geride kaldı!” Bunu yavaş da olsa kabulleniyor, yaşayıp gidiyorum bi biçimde. Çabalıyorum. Kendimle de “Hanım” diye konuşuyorum evet.

Haberin Devamı

Ama futbolda kabullendiğime basketbol için hazır değilmişim meğer. Kobe Bryant’ın vedasına hazır değilmişim. Ben gerçi Sabonis’le vedalaşmamışım daha, kalkmış ne anlatıyorum burda. Hâlâ Jack Shephard’ın tıp bayramını, Seymen’le Bahar’ın evlilik yıldönümünü, Havva Ana’nın yeni yılını kutluyorum. Dönüp dönüp geçmiş bahar mimozaları kokluyorum. Geride bırakmakta hiç başarılı değilim. Vladimir Kotin diye patenci vardı mesela seksenlerde, nasıl severdim. Tahmin edersiniz ki hala çok severim. Hiç bi zaman olağanüstü başarıları olmadı ama ben hep onu sevdim. Buza ruhunu verebilen patencilerdendi. Heeey hey. Birlikte çektiğimiz fotoğraflar hâlâ duvarımda durur.

Kobe Bryant, sonsuza kadar basketbol oynacak sanıyodum ben. Onu oraya koymuşlar, hep orda duracak, ne zaman baksak oyun kuruyor olacak sanıyodum. Yirmi senedir izliyoruz. Çaylaklığını biliyoruz. Koskoca Michael Jordan’a efelendiği, Jordan’ın otuz altı sayı attığı o acayip maçta, bunun da kalkıp otuz üç sayı attığı gün ordaydık. Olağanüstü smaçlarını gördük. Şampiyonluklarını ve sayı krallıklarını. Yirmi sene. Çok uzun zaman. Bu böyle sonsuza kadar gider sanıyodum.

Haberin Devamı

Kobe de öyle sanıyodu belli ki. Belli ki o da kendini ikna etmek için uğraştı. Öyle kolay olmadı. “Sevgili basketbol” diye başladığı vedasında “Kalbim ve zihnim dayanabilir ancak bedenim artık ‘elveda’ demem gerektiğini biliyor” demek, bu demek. Birbirimize verebileceğimiz her şeyi verdik. İkimiz de biliyoruz ki, sonrasında ne yaparsam yapayım. Ben hep o çocuk olacağım. Çoraplardan top yapan. Köşede bir çöp kovası. Maçın bitimine 5 saniye. Top benim ellerimde. 5.. 4.. 3.. 2.. 1. Seni her zaman seveceğim. Kobe.” demek, bu demek.

Sevgili Kobe, benim kabullenmem zaman alacak ama öyle olsun. Hepimiz biliyoruz ki sonrasında ne yaparsan yap, bizim için hep o çocuk olacaksın. İlk maçından son maçına kadar izlediğimiz, çaylaklığını bildiğimiz, basketbol tarihinin en önemli oyuncularından biri oluşuna tanıklık ettiğimiz çocuk. Top hep sende. Seni her zaman seveceğiz.

Bilenler bilir, Dražen Petrović’in yeri bende hiç dolmadı ve artık parkede akranım basketbolcu da kalmadı.

 

 

 

 

 

 

Haberin Devamı

(Maradona’ya olan aşkımın şok ayrıntıları şurdan okunabilir: http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/elif-congur_477/bu-bahiste-realite-umurumda degil_26697230

Yazarın Tüm Yazıları