GeriSeyahat Sanki birkaç ülkeye birden gittim
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Sanki birkaç ülkeye birden gittim

Sanki birkaç ülkeye birden gittim

Eczacı Muzaffer Pekmezci, ikinci kere röportaj yaptığım kişilerden. Nasıl yapmayayım ki? 2005’te konuştuğumuzda 18 günde 38 bin kilometre yaparak Arjantin, Patagonya ve Güney Amerika’yı gezmişti, bu sefer 16 günde yapılan ve not defterine 9 bin mil (14 bin 400 km.) olarak geçen bir Amerika seyahatiyle çıktı karşıma. Üstelik bu bir tren yolculuğuydu. Bir nevi Amerikan İnterrail’i yani...

Bu sefer nereden nereye gittiniz Muzaffer Bey?

- Bu yolculuğa vesile, San Diego’da mastır yapmaya başlayan oğlum Burak oldu. Onu yurda yerleştirdikten, hatta onunla birlikte bir iki derse girip sınıf arkadaşlarına hava attıktan sonra atladım trene, düştüm yollara. San Diego’dan başladım, Los Angeles ve Portland üzerinden kuzeydeki Seattle’a, oradan Şikago’ya, sonra güneye Teksas ve Atlanta’da New Orleans’a ve Meksika sınırındaki El Paso’ya kadar gittim. Son olarak da Amerika’nın en gözde kayak merkezi olan Colorado’daki Denver ve Vail’i gördüm. Sadece 48 saat Seattle-Şikago hattı sürdü. 2 bin millik (3 bin 200 km.) bir mesafeydi. Bu tur yetmiyormuş gibi bir de otobüse atladım, Las Vegas’a gidip geldim.

Bu yolculuk için ne kadar ödediniz?

- Amerikan vatandaşı olmayanlar için yapılan özel bir indirimden yararlandım. Tüm seyahat için 415 dolar ödedim. Üstelik yüksek sezondu, şimdi gitseniz 280 dolar. Amerika’yı Batı ve Doğu Amerika olarak ayırmışlar. Ben Şikago’ya kadar olan Batı turunu yaptım. Bu fiyata, seçtiğiniz bölge içinde 30 gün boyunca sınırsız seyahat hakkınız var. İndi bindi sınırlaması da yok. Yerler numaralı değil ama bineceğiniz tren için rezervasyon yaptırmanız gerek.
/images/100/0x0/55ea8f53f018fbb8f887f0fd

UÇAK GİBİ TRENLER

Sizin için yol yapma tutkunu diyebilir miyiz? Yine aynı soruyu soracağım; bu kadar hızlı yol alırken geçtiğiniz yerleri doğru düzgün görebiliyor musunuz?

- Benim yaptığım, buraların havasını, suyunu, doğasını anlamak. Bir nevi keşif turu yani. Hızlıca geziyorum geçtiğim yerleri. Bu rotalarda beğendiğim yerlere daha sonra uzun uzun gidiyorum. Mesela bu seyahatte gördüğüm Colorado, Vail, Whitefish ve Yosemite Milli Parkı kesinlikle tekrar gideceğim yerler arasında.

Trenlerin konforu nasıl?

- Uçak gibi ve hepsi iki katlı. Son derece rahat, temiz ve konforlular. Pulman ve yataklı arasında seçebiliyorsunuz. Pulman vagonların her birinde beşer altışar tuvalet, kıyafet değiştirme yeri var. Birinci ikinci sınıf ayrımı yok ama pulmanda ayağınızın önüne bavulunuzu bile koysanız rahat oturabiliyorsunuz. Koltuklar yatıyor, ayak koyma yeri var. Çift camlardan gürültü gelmiyor. Yağda kayar gibi gidiyorsunuz. Çok temiz ve şık bir restoran vagonu, bir de tavanı dahil her yeri camla kaplı bir seyir vagonu var. Oradaki koltuklar pencereye dönük, manzarayı seyrede seyrede gidiyorsunuz. Bazı noktalara tren gitmiyor ama sorun değil. O hatlarda Amtrak tren şirketinin anlaşmalı otobüs şirketiyle bedava yolculuk yapıyorsunuz. Yol boyunca değişen gönüllüler, yolculara geçilen yerlerle ilgili bilgi veriyor.

Yol boyunca nasıl manzaralara tanık oldunuz?

- Birbirine hiç benzemeyen yerlerden geçtim, sanki birkaç ülkeye birden gittim. Deniz kenarından başladım, gittikçe sıklaşan ormanlardan ve yükselen dağlardan geçerek kuzeye, Kanada sınırına kadar gittim. Seattle’dan doğuya ve güneye doğru yaptığım yolculukta ilk olarak muhteşem dağlardan ve buzullardan, Klamath Falls’da dev bir krater gölünün yanından geçtim. Sonra uçsuz bucaksız bir bozkır ve kaya çölü başladı. Güneye indikçe hava da değişti, toprağın rengi de... Birçok da hayvan gördüm yol boyunca. Geyikler, ayılar...
/images/100/0x0/55ea8f53f018fbb8f887f0ff

NERELERDE NELER GÖRDÜ

Seattle ve San Francisco birbirine benziyor. İkisi de denize karşı, bol tepeli şehirler. Biraz İstanbul’a da benziyor bence. San Francisco’nun neredeyse tüm önemli yerlerini yürüyerek dolaştım. Pier 39’dan başladım, yokuşlara tırmana tırmana yukarılara çıktım. Lombard’dan aşağı inip, Union Meydanı’na gittim. Meşhur sarmısaklı yemek lokantası Stinky Rose’un önünden geçip tekrar yokuşlara vurdum kendimi. Golden Gate köprüsüne de yürüyecektim ama çok uzun dediler, otobüsle gittim.

Seattle yokuşlu ama yürüyerek gezebileceğiniz bir yer. Mevsim yazdı ama hava serindi, kalın gitmek lazım. Trafik sıkışıklığını önlemek için şehir içindeki bütün toplu taşımacılık bedava. Washington eyaleti ayrı bir güzel bence.

Montana’daki buzullardan çok etkilendim. Whitefish muhteşem bir dinlenme ve tatil yeri. Bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim.

New Orleans’ın turistik olan eski şehir merkezi geçen seneki kasırgada sular altında kalmamış. Rahatlıkla gezebiliyorsunuz. French Quartier dedikleri en eski merkezin sokakları yürüyerek dolaşmak için çok keyifli. Gece ikiye kadar yürüdüm. Yetmedi, sabah 08.00’de kalktım, biraz daha yürüdüm. Fakat bir anda başlayan inanılmaz bir yağmura yakalandım. Trene binerken iç çamaşırlarıma kadar ıslanmıştım.

Colorado’daki kayak merkezi Vail çok şık. Ben gittiğimde her taraf yeşildi ama kışın kar altında muhteşem oluyormuş.

Colorado’dan Ratton’a ve New Mexico eyaletindeki Albuquerque’ye kadar olan yol enteresandı. Kerpiç binalar Ratton’da başlıyor ve güneye doğru sayısı artıyor. Mimarinin gittikçe Meksikalılaşmasını gördüm adım adım. Sınırdaki El Paso’nun Amerika’da olduğunu bilmeseniz, kendinizi Meksika’da zannedersiniz. İnsanlar, mimari, yaşam çok farklı. Çok renkli, neşeli bir şehir. Meksikalılar sabah sınırı geçip oraya çalışmaya geliyor. Akşam olunca da yürüyerek geri dönüyorlar.

Meksika sınırından Texas eyaletine doğru gittikçe, şehirler tekrar Amerikalılaşmaya başladı. San Antonio’da azıcık Meksika etkisi görüyorsunuz ama Austin’de olay bitiyor. Austin, George W. Bush’un eskiden valilik yaptığı kent. Tam bir Amerikan şehri, gayet modern. Çok meşhur caz kulüpleri varmış; bilmiyordum, şaşırdım. Şehir merkezindeki
/images/100/0x0/55ea8f53f018fbb8f887f101
su kanallarının kenarları restoran-bar dolu. Venedik gibi.

TRENLE GİTTİĞİ YERLER

ABD, Fas, İspanya, Portekiz, İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, Slovenya, İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Yunanistan ve Güney Afrika dahil 17 ülkede uzun tren yolculukları yaptı. Sırada Transsibirya Ekspresi ile Moskova-Vladivostok, The Eastern & Oriental Ekspres ile Singapur-Bangkok ve trenle Avustralya’yı doğu kıyısından batı kıyısına geçme planları var.

EN SEVDİĞİ 5 YER

Cape Town Sydney

Maldiv Adaları Kiruna (İsveç) San Antonio


seyahatte ne okuyor

Lonely Planet rehberini okuyor.

ne yiyor, ne içiyor

Yabancı yemeklerle arası pek iyi değil. Tanımadığı şeyleri denemekten hoşlanmıyor. Et ve makarna yemeklerini yiyor.

ne giyiyor

Olabildiğince rahat: Eşofman, tişört, spor ayakkabı.

neyle seyahat ediyor

Uçak, tren ve gemi ile.

nerede kalıyor

Otelin yıldızı hiç önemli değil. Merkezi ve temiz olması gerek. Konumu çok önemli çünkü yürüyerek dolaşmayı seviyor.

kimle seyahat ediyor

Çoğunlukla yalnız, bazen oğlu Burak, ara sıra da eşi Yıldız ve kızı Begüm. Tatillere ve paket turlara mutlaka eşiyle gidiyor.

çantasının olmazsa olmazları

Rehber kitap, fotoğraf makinesi ve bağışıklık sistemini güçlendiren, bitkisel içerikli vitaminleri olmadan adım atmıyor.

oradan ne alıyor

Buzdolabı magnetleri ve yerel özellikler taşıyan objeler almayı seviyor.
False