GeriSeyahat Reyan Tuvi sorularınızı cevaplıyor
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Reyan Tuvi sorularınızı cevaplıyor

Reyan Tuvi sorularınızı cevaplıyor

Karadeniz’e hangi mevsimde gitmek ve nereleri kaçırmamak gerekir? Peki tatil anlayışları çok farklı iki sevgili, birlikte keyif alabilmek için nerelere gidebilirler? Reyan Tuvi bu hafta bu sorulara cevap veriyor... Karadeniz’de nereleri kaçırmamalıyım?Bu yaz, daha önce gezmeye fırsat bulamadığım bir bölgeye, Karadeniz’e gitmeyi planlıyorum. Hangi mevsim en uygundur ve özellikle nereleri kaçırmamalıyım? Baki Kurdun/ EdirneEn büyüleyici bölümü doğusuKaradeniz, her yıl tekrar tekrar gidebileceğiniz ve her defasında farklı keyifler yaşayabileceğiniz bir bölge. Bu kadar özellikli olmasına rağmen turist akınına uğramaması şaşırtıcı. Ancak son yıllarda oldukça moda. Bölgenin en iç parçalayıcı yanı, güzelim kıyıları mahvetmiş olan Karadeniz sahil otoyolu. Bu kıyılar boyunca görülen yapılaşma ise Türkiye’nin en kötüleri arasında kolaylıkla ilk sıralarda yer alabilir. Zaten kısa olan deniz mevsimi, Akdeniz’le karşılaştırıldığında pek özellikli olmayan plajları ve bölgenin asıl çarpıcı yanının dağları olması da bir teselli değil. Ama gerçek şu ki, Karadeniz, dağlar, yaylalar, vadiler, şelaleler ve eşsiz bir coğrafya demek. Gerçek Karadeniz’le tanışmak isteyenlerin, mevsim yaz bile olsa çantalarına mayodan önce bir çift bot, kazak ve yağmurluk koyması gerekir. Eylül- ekim, bölgenin en az yağış aldığı aylar olsa da mayıs ve haziran da doğanın en güzel olduğu zaman. Ancak bu aylarda, yayla yollarının bazıları hálá karlı ya da tamamıyla çamur olacağından ulaşım imkansız olabilir. Bazı yerlerde, isteyenleri yaylalara çıkaran kamyonetler var. Yerliler, yolu ve koşulları biliyorlar. Ancak bu durumda kendi aracınızı kullanmaya kalkışmamalısınız. Karadeniz zor bir bölge ve kritik durumlarda bölge insanına danışmak önemli.Karadeniz’in gururu yayla şenlikleri temmuz ve ağustos aylarında. Kışınsa yayla mevsimi değil ve hemen hemen hiçbir yaylaya ulaşım sağlanamıyor. Karadeniz’in en büyüleyici bölümü doğusu. Yani Trabzon’dan doğuya, Gürcistan sınırına doğru... Kuşkusuz Trabzon ve Sumela Manastırı görülmeli. Ayrıca Çamlıhemşin ve Kaçkar yaylaları ile Artvin ve Yusufeli’nin coğrafyası batıyla karşılaştırılmayacak kadar güzel. Bu yerleri bir haftalık bir programa sığdırmak mümkün ama bunun biraz yorucu olacağını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Trabzon’a uçakla ulaşılabileceği gibi, arabayla İstanbul ya da Ankara’dan Safranbolu üzerinden de yolculuğa başlanabilir. Safranbolu’da bir gece konakladıktan sonra Kastamonu’ya geçilir. Burada kent turu yapılır ve Kasaba köyündeki Mahmut Bey Camii görülür. O gece Amasya’da konaklanır. Amasya’dan Niksar- Ünye- Giresun üzerinden Trabzon’a varılır. Ertesi gün Sumela Manastırı gezilir, gece Trabzon’da kalınır. Ertesi gün Sürmene- Of üzerinden Uzungöl’e gelinir. Uzungöl’de konaklama yapmak mümkün. Beşinci gün, Çamlıhemşin ve Zilkale görülür. Konaklama için, içinden asfalt geçen ve turistik bir yayla olan ancak çok hoş ahşap pansiyonların bulunduğu Ayder uygun. Ertesi gün, Artvin ve Yusufeli’ndeki Gürcü kiliseleri, Dörtkilise, İşhan ve Öşkvank görülebilir. Yolu neredeyse yarım gün sürdüğünden, büyük olasılıkla Barhal’ı görmeye vaktiniz olmayacaktır. Artvin’den Erzurum’a geçerken, Tortum Şelalesi’ni görmek için yoldan sapmak gerekiyor. Erzurum’da havaalanı var. Arabayla olanlar ise, Erzincan- Sivas üzerinden Ankara’ya devam edebilirler. Karadeniz üzerine birçok soru geldiğinden, önümüzdeki haftalarda başka rotalar da önereceğim. Sevgilim macera, gece hayatı meraklısı, ben tarihi yerleri görmek istiyorumSevgilim biraz uçarı ve tatil deyince aklına macera, eğlence ve gece hayatı geliyor. Ama ben onu kırmadan, tarihsel özelliği olan yerleri de görerek seyahat etmek istiyorum. Bu yaz için bize nerelerini önerirsiniz? Oya Kalay/ İstanbulBirlikte keyif alabileceğiniz birçok yer varBirlikte keyif alabileceğiniz birçok yer var aslında ama ilk anda aklıma gelenler, Dalyan ve Fethiye... Dalyan tüm turistikliğine rağmen, çok yönlü bir tatil olanağı tanıdığı için hoşunuza gidebilir. Diğer taraftan da gece hayatının Bodrum’unkiyle karşılaştırılamayacak kadar sakin olduğunu hatırlatmalıyım. Caretta Caretta kaplumbağaların üreme yeri olan, 5.5 kilometre uzunluğundaki İztuzu Plajı’yla ün salan Dalyan’da hayat, Köyceğiz Gölü’nü Akdeniz’e bağlayan kanalın iki yakasında sürüyor. Ziyaret edilecek yerlere, sazlıkların arasından süzülerek, nehirde gezen teknelerle ulaşılıyor. Tekneyle gezerken, dağların yamaçlarındaki M.Ö.4. yüzyıla ait, heybetli tapınak tarzındaki kaya mezarları, Dalyan’ın, özellikle geceleri aydınlatılıp suya yansıdıklarında, en bildik ama aynı zamanda en etkileyici görüntüsü. Tekneler, mutlaka görülmesi gereken Kaunos antik kentine ve eğlenceli çamur banyolarına da uğruyorlar. Dalyan’daki en hoş konaklama yerlerinden biri, Happy Caretta Hotel (0252 284 21 09). Yıl boyunca açık olan otelin sempatik sahipleri Münir ve İlknur, misafirlerini yaşayabilecekleri en şaşırtıcı ve eğlenceli tekne turlarına çıkarıyor; balık ve yengeç avlamaya, sazlıkların arasında kuşları izlemeye, ot toplamaya, yıldızların altında kimsenin bilmediği çamur banyolarına götürüyorlar. Dalyan ve civarında doğa sporu turları düzenleyen Kaunos Tours’un (0252 284 28 16, www.kaunostours.com) programına bir göz atmakta da fayda var. Kalabalık gruplara, iki kişiye, kuşçulara, fotoğrafçılara, hiçbir spordan anlamayanlara, profesyonel mountainbike’çılara, yörede kurulan pazarları merak edenlere, herkese önerecekleri, bazıları konaklamalı, 20’nin üzerinde aktivite düzenliyorlar. Bunların en başında Dalaman’da rafting geliyor. Ayrıca, 120 kilometrelik bir cip safari, Dalyan- Ekincik arası denize paralel trekking, deniz kayağı, dalış, kanyonla biten 25 kilometrelik bisiklet turu, Sandras Dağı’nda 1900- 2000 metrede kamp, kanyon yürüyüşleri, deltayı tepeden gören mikrolight uçuşu, renkli kayalıkların ve mağaraların bulunduğu Ekincik Koyu’na şnorkelle dalış, gece barbekülü tekne turları, klasik Dalyan tekne turları var. Gece hayatından hiç hoşlanmadığım, yıllardır İngilizler’in istilasının sürdüğü Fethiye’nin, hálá doğası ve denizi güzel, ayrıca civarda yapılacak birçok etkinlik var. Bir zamanlar Türkler’le Rumlar’ın birlikte yaşadığı, bugün hálá taş evleri, köşe ocakları, spiral tuvaletleri, sarnıçları, çakıl taşı döşemeleri, taş yolları, sokakları, meydanları ve kiliseleri görülebilen büyüleyici Kayaköy, Türkiye’nin en gizemli hayalet kentlerinden biri. Bir efsaneyken, son birkaç yıldır gidenleri hayalkırıklığına uğratan Kelebekler Vadisi, yine de daha önce görmediyseniz uğramaya değer. Kayaköy’den Ölüdeniz’e, muhteşem manzaraların eşliğinde iki saatlik bir yürüyüş yapabilir, bir keşiş tarafından kayaların içine oyulmuş Afkule Manastırı’nı görebilir, eskiden, denizcilerin sefere çıkmadan önce, kiliselerine uğrayıp, dua ettikleri Gemiler Koyu & Aya Nikola Adası’na tekneyle geçebilirsiniz. Ayrıca Faralya ve Kabak Koyu, bu civardaki en bakir yerler olarak Fethiye merkezle belirgin bir tezat içinde. Akşamları Fethiye’nin Paspatur Çarşısı oldukça hareketli oluyor. Ölüdeniz üzerinde tandem yamaç paraşütü yapabilir (Ikarus, 0252 617 05 00, www.ikarus.com.tr) ya da mikrolight’la (Fly South, 0252 616 63 98) uçabilirsiniz.
False