Op. Dr. Karadeniz: Obezitenin görülme sıklığı gittikçe artıyor

Güncelleme Tarihi:

Op. Dr. Karadeniz: Obezitenin görülme sıklığı gittikçe artıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2017 11:35

Op. Dr. Karadeniz: Obezitenin görülme sıklığı gittikçe artıyor

Haberin Devamı

İSTANBUL, (DHA)- OBEZİTENİN birçok hastalığa neden olduğunu belirten Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Karadeniz, yüksek kalorili gıdalarla beslenme ve yetersiz fiziksel aktivitenin günümüzde obezite sıklığını giderek artırdığını ifade etti.

Obezitenin psikolojik ve sosyal bir çöküntüye yol açmasının yanında, tip 2 şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, uyku apnesendromu, karaciğer yağlanması gibi birçok hastalığa neden olabildiğini söyleyen Op. Dr. Metin Karadeniz, obezite ameliyatlarının cerrahi bir operasyon olduğunu öncesi, sırası ve sonrasında çok özenli bir şekilde sürecin ilerletilmesi gerektiği vurguladı.

"OBEZİTE BİRÇOK HASTALIĞIN NEDENİ"

Obezitenin vücut yağ dokularında sağlığı bozacak ölçüde anormal ve fazla derecede yağ birikmesi olarak tanımlandığını söyleyen Op. Dr. Karadeniz, obezite ameliyatına karar verme süreci ile ilgili olarak şunları söyledi: "Ülkemizde erişkin bireylerde obezite görülme oranı yüzde 30’a kadar yükselmiştir. Obezitenin tedavisinde öncelikle yaşam tarzı değişikliği ile birlikte diyet ve spor yer almaktadır. Gereğinde endokrinoloji uzmanının kontrolünde ilaç kullanılabilir. Eğer kişi 3. derece obez sınıfındaysa veya 2. derece obez sınıfında olup, obezitenin sebep olduğu hastalıklardan biri varsa obezite cerrahisi düşünülebilir. Obezite ameliyatı olmak isteyenlerde obezitenin son 3 yıldır var olması, son 6 aydır diğer yöntemlerle kalıcı kilo verilememiş olması, obezitenin hormonel bir bozukluğa bağlı olmaması, aktif psikolojik hastalık olmaması, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı olmaması ve kalp hastalığı olmaması gerekir."

"ABD'DE GEÇEN YIL 200 BİNİN ÜZERİNDE AMELİYAT YAPILDI"

Obezite ameliyatının her ameliyat gibi çeşitli riskler barındırdığını söyleyen Op. Dr. Karadeniz, ameliyatı gerçekleştirecek ekipte cerrahın yanı sıra endokrin uzmanı, diyetisyen ve psikoloğun da olması gerektiğini belirten Op. Dr. Karadeniz, obezite ameliyatlarının 50 yılı aşkın süredir yapıldığını da söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: "Son 20 yılda obezite ameliyatlarının laparoskopik olarak yapılması, teknolojinin de hızla gelişmesi ve ayrıca obezite sıklığının da artmasıyla birlikte obezite ameliyat sayıları çok artmıştır. 2016 yılında ABD’de 200 binin üzerinde obezite ameliyatı yapılmıştır. Ülkemizde de resmi olmayan rakamlara göre 20 bine yakın obezite ameliyatı yapıldığı tahmin edilmektedir."

“MİDENİN YÜZDE 70’İ ALINIYOR

Günümüzde, dünyada en sık yapılan ameliyat yönteminin tüp mide ameliyatı (sleevegastrektomi) olduğundan bahseden Karadeniz, operasyonda midenin yaklaşık yüzde 70’lik bölümünün çıkarıldığını söyledi. Çıkarılan bölümden üretilen açlık hormonu seviyesi (ghrelin) çok azaldığından kişinin açlık ve iştah hissinin azaldığını vurgulayan Karadeniz, “Kişiler bu şekilde birinci yılın sonunda fazla kilolarının yüzde 70-80’ini veriyorlar. Ameliyat kapalı olarak gerçekleştirildiğinden ameliyat sonrası ağrı ilk 1-2 saat haricinde neredeyse hiç olmuyor. Ameliyat sonrası 2. gün hastalar taburcu oluyor ve ilk hafta normal yaşamlarına ve işlerine dönebiliyorlar” dedi.

İlk 15 gün sıvı gıdalarla ile beslenmenin önemine değinen Karadeniz, ikinci 15 gün püre ve yumuşak gıdalar ile beslenmenin yapılabileceğini vurguladı. Birinci aydan sonra katı gıdalara geçildiğini, ilk ay protein takviyesi, ilk yıl multivitamin ve mineral desteği yapıldığına dikkat çeken Karadeniz, obezite ameliyatlarının, apandisit veya safra kesesi ameliyatlarıyla aynı riskleri taşıdığına dikkat çekti.

(FOTOĞRAF)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!