Odaklar savaşı demokrasiyi zorluyor

Güncelleme Tarihi:

Odaklar savaşı demokrasiyi zorluyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Baştan belirtmeliyim ki, televizyonlarda izlediğimiz, 32 kısım tekmili birden ifşaatın hiçbiri aslında ifşa anlamına gelmiyor.

Başta Korkmaz Yiğit olmak üzere, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal ve bu konuyla ilgili tüm konuşanlar asla tam doğruyu söylemiyorlar. Bundan sonra konuşacaklar da tam doğruyu söylemeyeceklerdir.

Meselenin temelinde, ‘‘Odaklar savaşı’’ yatmaktadır. Ve uzun yıllardır süren bu savaş, hiçbir zaman bu kadar yoğunlaşmamış, bu kadar kanlı olmamıştır.

Tam doğruyu söylemiyorlar ve gerçeğin yüzde 99 onda dokuzunu gizliyorlar. Çünkü, gerçekten en başta kendileri korkuyorlar; Çünkü gerçek halkın gözünü çok uzun yıllardır boyayan hayal perdesinin yıkılmasıdır. Bu hayal perdesi arkasında gizlenen ‘‘Bürokratik Devlet’’in kesin iflasıdır.

* * *

Gerçek, kutsal devletin birtakım güç odaklarına dayanması ve bu güç odaklarının hayali umacılar yaratarak, perde arkasından devletin parası ve malını alıp götürmesidir. Devletin parası ve malı olmayacağından, mal ve para aslında halkındır. Alıp götürülen nedense üst düzey yöneticilerin pek sevdikleri tabirle ‘‘Tüyü bitmemiş yetimin’’ hakkıdır.

Hiç kuşkunuz olmasın ki, Türkiye'de düzen karanlık ihaleler üzerine kurulmuştur ve iddia ediyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, fesat karıştırılmamış hiçbir ihale bulunmamaktadır.

Bunu araştırmak isteyenler için fırsat, gerçek demokrasinin kurulacağı zaman yaratılacaktır.

Çünkü, şu anda bu gerçeğin ortaya çıkması odakların işine gelmez ve bu gerçek, odakların birbirlerine üstünlük sağlamak için kullandıkları silah anlamına gelir.

Ne var ki bu silah, bir gün geri tepecektir.

Bir gün devletin üst düzey yöneticilerinin, holding sahipleri ile içli dışlı olmalarının hesabı sorulacak, Bayındır Holding vesaire didik didik edilecektir. Devletin üst düzey yöneticileri kendi odaklarına çıkar sağlamak amacıyla ‘‘flaş zenginler’’ yaratmaya kalkışmalarının hesabını verecektir.

* * *

Şiddetle endişe ediyorum ki, Türkiye hızla ‘‘Latin Amerika Başkanlık Sistemi’’ne doğru gitmekte ya da götürülmektedir. Bu sistemin temelinde perde önünde bir başkan, perde arkasında da ordu vardır. Bu sistem, halkça seçilmiş meclisleri dışlar, egemenliği altına alır. Sonuçta bu sistem, kurulduğu ülkeyi ‘‘Muz Cumhuriyeti’’ haline sokar. En büyük sakıncası da, yargı bağımsızlığını tamamiyle ortadan kaldırmasıdır.

Gördüğüm kadarıyla şu anda Devlet Güvenlik Mahkemeleri, Anayasa ve kuruluş yasaları zorlanarak çalıştırılmakta ve 28 Şubat'ta başlayan olağanüstü dönemin üzerine bile tüy dikecek bir başka olağanüstü dönem başlatılmak istenmektedir.

Buna direnmek ve üstesinden gelmek, başta halkın seçtiği parlamento olmak üzere hepimizin görevidir.

Çünkü artık, halk her şeyi tüm çıplaklığıyla görmektedir.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!