Neyi kutluyoruz

Güncelleme Tarihi:

Neyi kutluyoruz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2011 17:18

Neyi kutladığınızı biliyor musunuz? Ya da Yılbaşı kutlamalarına neden karşı çıktığınızı?

Haberin Devamı

10.000 yıllık inancın öyküsü; aslında yeni yılın ne zaman başladığını kimse bilmiyor; eskiler yılbaşını Kışdönümü olarak kutluyorlardı. Hıristiyanlık nerede devreye girdi? Hz ‹sa aslında 6 Ocak'da doğmuştu yani vaftiz edilmişti yani gerçek Noel 6 Ocak'tı. Bu araştırmayı okuyarak, Yeni Yıl'da geçmişe yolculuk yapabilirsiniz; Yılbaşı'nı kutlarken Hıristiyanlık'lıktan endişe duymayın; aslında yeni dönemin bereketli ve verimli olması için kutlamalar yapıyorsunuz...

4.000 yıl veya daha öncesinde GüneÅŸ'e tapan Eski Mısırlılar, yılın belli bir gününde GüneÅŸ'in yeniden doÄŸuÅŸunu 12 gün süren bir festival yaparak kutluyorlardı. 12 günün anlamı, takvimlerinin 12'ye yani 12 aya bölünmüş olmasıydı. Festival sırasında, evlerini yeÅŸil palmiye dallarından yaptıkları 12 buketle süsleyerek, ayları simgeliyorlardı. Persliler'in yıllık yenilenme festivali olan Sacaea'da, Mısırlılar'ın kutlamalarının bir benzeridir, aynı kutlamalar Babilliler tarafından da yapılıyordu. Genel olarak tüm bu kutlamaların kökeninde, mistik bir tarikatın etkisi veya özel amaçlı bir ayin bulunuyordu. Törenler sırasında, efendiler ve köleler yer deÄŸiÅŸtiriyorlar, bir rahip taç giyerek kral ilan ediliyor, palyaçolar sokaklarda dolaşıyordu. Eski yılın ölümü vurgulanırken, güncel yaÅŸamın kuralları özellikle esnetiliyor ya da alaya alınıyordu. Aynı kutlamalar Romalılar tarafından da biliniyordu, Mısırlılar'ın ve Persler'in geleneklerini birleÅŸtiren Romalılar'ın kutlamaları, inançlara göre Tanrı Satürn'ün tohumlama döneminde veya ekin mevsiminde yapılırdı. Halk, çılgıncasına eÄŸlenir, herkes birbirine hediyeler verir, evler yeÅŸilliklerle süslenirdi. Önceki yılda yaÅŸanan ve yaÅŸanmakta olan herÅŸey askıya alınırdı; kinler unutulur, kavgalılar barışır, savaÅŸlar dahi durur veya ara verilirdi. ‹şyerleri, mahkemeler ve okullar kapatılırdı, zengin ve fakir eÅŸitti, efendiler kölelere hizmet ederken, çocuklar ailelerinin reisi olurdu. Rengarenk, saçmasapan giysiler giyen halk, sokaklarda neÅŸe içinde eÄŸlenirken, taç giydirilen bir rahip, "Kuralsızlar Kralı"  ilan edilirdi; her yerde yakılan mumlar ve yaÄŸ lambalarıyla kent tamamen aydınlatılarak, karanlık ruhların uzaklaÅŸması amaçlanırdı. Roma kültürünün ve yaÅŸamının Orta DoÄŸu'ya göre çok daha fazla seks ve ÅŸehvete yönelik olması, kutlamaların iyice çığrından çıkmasına neden oluyordu. Kısacası Saturnalia Festivali, sınırsız isterinin ta kendisiydi.      Â
 
Eski geleneklerin yenilenmesi

Seneca'nın kaleminden, MS 50 yılında yapılan Saturnalia kutlamalarını izliyoruz; “Şimdi Aralık ayının ortasındayız, kentte büyük bir telaş ve heyecan var. Herkes işleri boşveriyor, kitlesel bir sefahat başladı, heryerde büyük hazırlıklar yapılıyor. ‹şyerleri terk ediliyor, tüm çalışmalarımıza ara verdik, halkın fakir kesimi kutlamalar sırasında yiyecekleri bedava yiyeceklerin heyacanı içinde, giysilerini çıkarıp atan herkes, yemek peşinde..." (Seneca-Epistolae) Evet, Seneca'nın anlattıkları çok eğlenceli ama aynı zamanda da korkutucu. Daha derine inildiğinde ise, karşımıza bu kez Eski Yunan'ın kayıp bir efsanesi çıkıyor, öykünün adı Kallikantzaroi, yılın belli bir döneminde ortaya çıkan kaosun korkunç yeraltı canavarlarını anlatıyor. Aralık ayının 12 günü boyunca, yeraltı şeytanları dünyanın yüzeyine çıkıp, serbestçe geziyorlar ve kötülük yapıyorlar; atların kuyruklarını bağlıyorlar, sütleri ekşitiyorlar, şöminelerde pişen yemeklerin tadını bozuyorlar. Yeraltı şeytanlarını korkutmak için Eski Yunanlılar, o günler sırasında büyük kütükler ve eskimiş ayakkabılar yakarlardı, kokunun yaratıkları uzaklaştıracağına inanılırdı. 12 günün içinde doğan her çocuk, Kallikantzaroi tehlikesiyle karşı karşıya kalırdı, çocukların korunması için bebeklerin beşiklerine veya ayak başparmaklarına saman ve sarmısak demetleri bağlanırdı. Kısacası çok eski mitlerle buluşan, yeni gelenekler Aralık ayı kutlamalarını oluşturmuştu.

Haberin Devamı

Anahtar tarikatin kimliÄŸi

Kutlamaların, ilk kez 4. Yüzyıl'da Roma ‹mparatoru Constantine'in başlattığı politik mücadele sırasında Christmas'la bütünleştirildiği görülmektedir. Constantine kutlamaları, 25 Aralık'a kaydırmıştı, araştırmacılara göre ‹mparator "Sol Invictus" adlı Suriye kökenli güneş formuna tapan monoist yani tek tanrılı bir tarikatın üyesiydi, tarikatın Roma ‹mparatorları'nı daha önceki yüzyıllardan beri etkilediği sanılıyor. Tarikatın temel ilkesi, tarafsız kardeşlik ve bütünleşmenin doğrultusunda dinsel, yöresel ve politik birliktelikti. Anlaşıldığı gibi, Constantine'in tüm diğer inançlarla bütünleşme çabalarının ardında, bu ilke vardı ve sonuçta tüm engellere rağmen Hıristiyanlıkla, orjin inanç olan Mitraizm'i, "Sol Invictus" çizgisinde bütünleştirmeyi başaracaktı. Constantine, Güneş'e saygı günü olarak Pazar gününü, resmi tatil etmiştir, oysa ilk Hıristiyanlar, Yahudiler'in Sabbat'ı gibi Cumartesi günlerinde tatil yaparlardı. Tarikat tatil gününü de değiştirmişti; Görüldüğü kadarıyla, ‹sa'nın kutsandığı veya vaftiz edildiği yani ruhsal anlamda doğduğu gün olan 6 Ocak kutlamaları (Epiphany), hem "Sol Invictus"  tarikatının etkisiyle, hem de Güneş'in yeniden doğumunun kutlandığı "Natilis Invictus" inancı doğrultusunda,  25 Aralık'a kaydırılmıştı. Bunlar çok uzak geçmişin didiklenmesiyle yakalanan ipuçları.
       Â

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!