GeriSeyahat Namibya’nın İskelet Sahili
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Namibya’nın İskelet Sahili

Namibya’nın İskelet Sahili

Ankaralı Gezginler Kulübü üyesi Feyza Kelly, bugüne kadar 41 ülke gördü, Latin Amerika hariç tüm kıtalara ayak bastı.

Üniversite yıllarında Avrupa’yı gezdiği için, şimdilerde uzaklardaki ülkeleri keşfediyor.

2008 Ekimi’nde Botsvana, Namibya ve Gambiya’da 17 günlük tura çıkmıştı. Namibya’da yolu, İskelet Sahili’ne düştü. Kelly “Önce ismi ilgimi çekmişti. Sahil boyunca kıyıya vurmuş gemiler, dinmeyen rüzgar, ıssızlık ve hayvan iskeletleriyle karşılaşınca ürperdim. Ancak bir o kadar da ilginçti” diyor. 

Namibya, Afrika’nın güneybatısındaki eski bir Alman sömürgesi. Yüzölçümü Türkiye’den biraz büyük. Buna karşın nüfusu iki milyon civarında. Issız bucaksız bu ülkenin başkenti, kelime anlamı “Rüzgarın Yeri” anlamına gelen Windhoek. Ankara’nın sonbaharını geride bırakıp, Windhoek’in Hosea Kutako Havaalanı’na vardığımızda, güzel bir ilkbahar gününü kokluyoruz. “Hello” yerine “how are you / nasılsınız” sorusuyla karşılanma sürprizi gümrükte başlıyor. Gezimizin sonuna dek peşimizi bırakmıyor. Havaalanından 42 kilometre uzaklıktaki başkente giden ana yol çorak, bomboş bir araziden geçiyor. Babunlar jipimize yakın bizimle koşuyor, zıplıyor. Yol boyunca sadece bir araç görüyoruz. Şehrin girişinde ise eflatun çiçekli, güzelim “jakaranda” ağaçları dikkat çekiyor. Binalarda Alman mimarisi hakim. Küçük başkentin caddeleri sakin. Kalabalık, telaş, tabela kirliliği yok. Ülkede Afrikaans, İngilizce, Almanca ve yerli dilleri konuşuluyor.

İskelet Sahilleri’ne ulaşmak için, isminin aksine rüzgarsız Windhoek’den, rüzgarı hiç eksik olmayan, batıdaki Swakopmund’a gitmek gerekiyor. Atlantik kıyısındaki şehirden, kuzeydeki Angola sınırına kadar uzanan bölgenin adı İskelet Sahilleri. İnsanın tüylerini ürperten, boşluk duygusuna sürükleyen bu manzarayı görmeden önce Swakopmund’da kum kayağı, yüzme, botla gezi ve ATV gibi etkinliklere katılmak mümkün.

SIRTLAN, GEYİK KEMİKLERİ

Namib Çölü’nün “dune” denilen ipeksi kumulları ile okyanus arasına sıkışan sahilde çok sayıda karaya vurmuş gemi bulunuyor. Balıkçı tekneleri, yük gemileri ıssızlıkta çürüyor. Çevre öylesine ıssız ki, iç bölgelerde gördüğümüz çalılardan yapılmış köy kulübelerine bile rastlamıyoruz. Yiyecek bulma umuduyla gelen sırtlanların, geyiklerin kemikleri kum tepeciklerinin, çalıların altında kalmış. Sahilde yürürken gömülü iskeletlere basmamak için dikkat etmek gerekiyor. Hava güneşli ama buz gibi, sürekli esen şiddetli rüzgara karşı ayakta durmaya çalışarak yaklaşık bir buçuk sene önce karaya oturan bir balıkçı teknesine uzaktan bakıyoruz. Kazada can kaybı olmamış. Gemiciler iletişim teknolojisinin nimetleri sayesinde kurtarılmış. Ancak geçmişteki gemilerin mürettabatı aynı şansa sahip değilmiş. Bu nedenle, Portekizli gemiciler “Cehennem Kıyıları” dermiş buraya. Kıyıya yakın giden gemiler, yoğun rüzgar ya da soğuk su akıntısının oluşturduğu sisten kurtulamayınca sığ kayalıklara otururmuş. Gemiciler kazadan kurtulduklarına sevinemeden, serin sulardan çöl kumlarına düşer, susuzluktan ölürmüş. Çoğunun kemikleri bile kalmamış geriye.

GECE GİRMEK YASAK

Cehennem Kıyıları isminin İskelet Sahilleri’ne dönüşmesini sağlayan kişi İsviçreli Pilot Carl Nauer. Cape Town’dan Londra’ya rekor uçuşu yaparken bu sahillere düşmüş uçağı. Ölümünden sonra, sahilin ismi değişmiş.
Gizemlerle dolu Kara Afrika’nın en gizemli köşelerinden biri
olan İskelet Sahilleri, Namibya’da başkent Windhoek’den yaklaşık 400 kilometre uzaklıkta. Kuş uçmaz kervan geçmez bu coğrafya sadece gündüz saat 10.00-17.00 arasında ziyarete açık.

FOKLARI İZLEMEK BÜYÜK KEYİF, TABİİ KOKUYA DAYANABİLİRSENİZ

Kafatas ve kırık kemiklerin doldurduğu sahillerdeki ıssızlığı tek bozan fok kolonisi. Cape Cross bölgesindeki fokların toplam sayısı 350 bin civarında. Foklar ürkütücü atmosferi bir anda değiştiriyor. Yüzümüze gülümseme getiriyor. Fokları her mevsim görmek mümkün. Seyretmeye doyamazsınız. Ancak kokularına dayanmak pek kolay değil. Gözlem amacıyla yapılan bir köprüden izlenebiliyorlar. Binlerce fok ya okyanusta yüzüyor ya da kendileriyle aynı renkte olan kayaların üzerinde uyuyor. Bebekler ise oyun peşinde. Büyükler kaşınıyor, etrafa bakıyor. Kayalıklarda büyük bir hışımla patlayan okyanus dalgalarının görünümü ise fokların yağlı derilerinden dolayı renk değiştirmiş. Yağlar su üzerinde kirli sarımsı köpükler bırakıyor. Çakallar sinsice yaklaşıp, yavruları avlamaya çalışıyor. Yetişkinlerden korktukları için çoğunlukla elleri boş dönüyorlar.

False