Kutsal bakire

Güncelleme Tarihi:

Kutsal bakire
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Bu başlığı Hıristiyan inancına göre bakire olduğu halde Tanrı'dan hamile kalarak Hz. İsa'yı dünyaya getiren ‘‘Virgin Mary’’yi düşünerek atmadım. Meryem Ana ile uğraşmayı şimdilik hiç düşünmüyorum. Ne var ki İncil'i, özellikle ‘‘Yuhanna’’ İncili'ni okumayı pek severim. Bu İncil'in Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesinden sonra Hz. Meryem'i İznik'e götüren, şimdi adını hatırlayamadığım bir aziz tarafından yazıldığı söylenir.

Bu İncil'de Hz. İsa'nın zina ettiği gerekçesiyle kendisine getirilen bir kadına bakışı şöyle anlatılır:

‘‘Nasıralı İsa yere eğilmiş, elinde bir dalla kuma şekiller çiziyordu. Müritleri ona bir kadın getirdiler ve dediler:

- Ya Rab! Bu kadın zina ederken yakalandı. Cezası taş atılmak suretiyle taşlanarak öldürülmektir.

İsa başını yerden kaldırmadan dedi:

- İçinizde günahsız olan ona ilk taşı atsın.’’

* * *

İncil'de daha sonra Hz. İsa'nın zina eden kadını salıveriş öyküsü anlatılmaktadır. Kadının salıveriliş nedeni elbetteki ona taş atacak günahsız insan bulunamayışı olsa gerektir.

Ben ‘‘Kutsal Bakire’’ başlığını Hz. İsa'dan tam 1998 yıl sonra ortaya çıkan bu günahsız, pirüpak ve Hz. İsa'dan bu yana gelmiş ve gelecek en olağanüstü insan olduğu anlaşılan birisi için kullandım. Işılay Saygın.

Bilindiği üzere Işılay Saygın soyadından da anlaşılabileceği gibi fevkalade saygın bir hanımefendi olup, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı'dır. Üstelik Işılay Hanım bir süre önce açıkça medyaya beyan ettiği üzere hiç evlenmemiştir.

Ve bu hanımefendi Türkiye'de ortalığın kasetler, cinayetler, çeteler, tehditler ve azgın para paylaşımlarının ortaya çıkmasıyla bulandığı günlerde, hiç ama hiç anlamadığı bir şeyle uğraşmaktadır.

Hiç evlenmemiş bir kadının aile kavramını bilmesi bence imkânsızdır. Hiç evlenmemiş bir kadın, kadın ruhu konusunda derinliğine bir analiz de asla yapamaz. Çünkü kadın ruhunu da asla bilemez.

Dikkatle okuduğum röportajından anladığım kadarıyla Işılay Saygın'ın zaten bu konuda iddiası da bulunmamaktadır.

* * *

Türkiye o kadar garip bir ülke ki, hepimiz Allah'ın evlat vermediği bir insanı ‘‘baba’’ diye yüceltiyor ve alkışlıyoruz. Bunu simgesel bir olay olarak düşünmek mümkün. Ne var ki biz daha vahim bir hata yapıyoruz. Ve hiç evlenmemiş bir kadını Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı'na getiriyor ve başıboş bırakıyoruz.

O da, elbette kadın ve aileyle istediği gibi uğraşıyor ve şu günlerde zinanın ille de hapisle cezalandırılması için adeta çırpınıyor.

Onun Hülya Avşar ile nasıl takıştığını hatırladığım zaman, içimden buna bile şükretmek geliyor.

Çünkü bence ona yakışan, zina için hapis değil, ‘‘taşlanma’’ cezası istemekti.

Hiç olmazsa bunu yapmadı.

Kendisine teşekkür borçluyuz.

Umarım, zinanın insanlarca değil, ancak Allah katında ele alınabilecek bir kavram olduğu gerçeğini kavrayacaktır...



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!