Yitirilmiş masumiyetin peşinde

Güncelleme Tarihi:

Yitirilmiş masumiyetin peşinde
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2017 15:09

Nina Sadowsky imzalı ‘Kuşku’ işlenen cinayetler, kaçırılan çocuklar, şiddet gören çiftlerin yanı sıra sokakta yaşamak zorunda kalan kahramanın maruz kaldığı sertlikleri de içeren sert; iç içe geçen kurgusuyla çarpıcı bir roman.

Haberin Devamı

Küçük ve yoksul bir turizm kasabası olan St. Lucia ile başta New York olmak üzere Amerika’nın metropol şehirleri arasında geçen, oldukça iyi kurulmuş bir gerilim ve polisiye romanı ‘Kuşku’. Yazarı Nina Sadowski’nin ilk romanı olmasına rağmen ustaca kurgulanmış yapısı ve düşmeyen gerilimi ile bir solukta okunan kitaplardan. Yazarın kalemiyse oldukça usta.
Kitap iki ayrı kanaldan ilerliyor. İlk olarak kitabın kahramanlarının bugününü hazırlayan, geçmişteki olaylar; bir yandan da günümüzde cereyan edenler aktarılıyor.
Rob ve Ellie’nin New York’ta orta sınıf bir yaşamları ve güzel bir ilişkileri vardır. Ancak hikâye ilerledikçe son derece sıradan görünen hayatların altından hayli trajik hikâyeler çıkıyor. Rob’un annesi ve üvey babasıyla ilişkisi ve annesinin onun yerine, kendisine şiddet uygulayan üvey babasını tercih etmesi, Ellie’nin kanserden ölen ve hep gölgesinde kaldığı kızkardeşi; ikiliyi hem birbirine kenetleyen hem de suç dünyasının derinliklerine doğru ilerlemelerine neden olayların sadece başıdır... İlişkilerinin başında ölen bir ortak arkadaşları, ikilinin ilişkilerine daha doğumunda kan izleri bulaştırır. Rob’un arkadaşıyla ilişkisinin niteliği çiftin geleceğine de damga vuracaktır.
O esnada turistik ada St. Lucia’da çocuklar kaybolmakta, polis dedektifi Lucien Broussard hiçbir iz bırakılmamış bu kaçırma olaylarını çözmek için mesai tüketmektedir. Dedektifin kendi yeğeninin kaçırılmasıyla birlikte çocuk kaçırmalarının peşine düşülürken, adada işlenen ve görünüşte birbirleriyle ilişkisiz olan cinayetler de bu küçük ve batıl inançlara düşkün ada halkını tedirgin etmektedir.
Kitap, kurgu içinde kurgu özelliğiyle öne çıkıyor. Yazarın usta anlatımı ve öne çıkardığı detaylar da bir o kadar çarpıcı. Çiftlerin yaşamını usta işi bir detaylılıkla anlatan yazar yer yer erotizme varan üslubuyla, kadınların kendilerine şiddet uygulayan erkek arkadaşlarına karşı sessizliğine de dikkat çekiyor. Kitabın geçmiş ve günümüz biçiminde ikiye ayrılmasıyla birlikte hikâyeler arasındaki geçişlilik de romanın sürükleyiciliğini güçlendiren bir unsur. Bu geçişlilik sayesinde sıradan insanların nasıl birer katile dönüştüğünü ve cinayet işlemenin insan ruhunun karanlık yanlarıyla ilişkisi de okura daha net aktarılabiliyor. Bir kez yitirilen masumiyetin ardından elbette daha fazlası geliyor.
Romanın ilerleyişinde motor güç işlevi gören unsurlar; sadece kadın erkek ilişkilerindeki sapkınlıklar, cinayet işleme güdüsü değil. Aynı zamanda baba-oğul karşılaşması ve hesaplaşması da anlatının devam etmesinde kilit faktör işlevi görüyor. Sert bir anlatıma sahip bir roman bu. İşlenen cinayetler, kaçırılan çocuklar, kavga eden sevgililer, bedenleri kesilen cesetler ve şiddet gören çiftlerin yanı sıra sokakta yaşamak zorunda kalan kahramanın maruz kaldığı sertlikler de romanın bu yönünü pekiştiriyor. Suç dünyasının sertliğiyle aşkın git-gelleri arasında salınan, yitirilmiş bir masumiyetin hikâyesi ‘Kuşku’...

Haberin Devamı

BARIŞ YILDIRIM

 

Haberin Devamı

KUŞKU
Nina Sadowsky
Çeviren: Kemal Süha Önder
Altın Kitaplar, 2017
304 sayfa, 20 TL. 

Yitirilmiş masumiyetin peşinde

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!