Tuna Bora’dan Hollywood’da sergi

“Herkes anladığından çok daha fazlasını deneyimler. Yine de davranışı etkileyen anlayıştan çok deneyimdir." -Marshall McLuhan.

Türkiye’de doğan ve 17 yıldır ABD’de yaşayan ressam ve animasyon yönetmeni Tuna Bora, Los Angeles’ta Hollywood’un merkezindeki Show Gallery’de açtığı ‘The Capital O’ başlıklı kişisel sergisinde hem kuir hem de tarihsel ‘Şark’ konumundan, Batı kültürünün vaat ettiği “üstün medeniyet ve küresel itibar” masalını ele alıyor. Anavatanında içselleştirdiği Batı istisnacılığının, Amerika’da gördüğü fetiş nesnesi muamelesinden bakıldığında absürd bir fetih fantezisi olduğu görüşünü mizahi bir dille yansıtıyor. Pandeminin tecrit döneminden ilham alan sanatçı, hareket halindeki arzu, ikna, zorlama ve teslimiyet arasındaki ilişkiyi Öteki prizmasından yansıtıyor. Şarkiyatçılık ve ana akım mahremiyet kültürü arasında gözlemlediği paralelleri görsel olarak işleyen sanatçı, hipergerçeklik mimarisinin sanal yaşamda nasıl yeniden şekillendiğini ve bu teorilerin mahrem deneyimlerimizi ve samimiyeti nasıl yeniden tasarladığını araştırıyor.
Projenin ilk etabında Tuna, ücretsiz porno sitelerindeki arama sonuçlarından elde ettiği 100’den fazla dijital çalışmadan seçili örnekleri tuvale dökerek sanal gerçekliği somutlaştırıyor. İnteraktif olan ikinci kısım, bir soru-cevap oyunuyla katılımcıların içsel gerginliklerini kayda alıyor ve sanatçının kendi yazdığı şiirle buluşarak NFT metinleri oluşturuyor. Böylece, sanal kültür zamanla aşınabilecek bir nesneye dönüşürken, anın içinde deneyimlediğimiz sosyal gerçeklik sonsuzluk kazanıyor.

McLuhan’dan esinlenen Baudrillard, hipergerçekliği “kökeni veya biçimsizliği olmayan gerçeklik modellerinin üretimi” olarak tanımlar. İmparatorluklar düştüğünde, harita manzarasından kaybolurlar, der. Bu durumda, görünüş ve gerçeklik artık yoktur, sadece gerçeküstü olan vardır. Öte yandan Barra, bu ayrımcı zihniyetin, giderek sanallaşan ve fiziksel sınırları ve tarihi gizleyen yapay bir evrende yok olmak yerine, adressiz bir hiper-kurşuna dönüştüğüne dikkat çekiyor.

“La Baigneuse ami-corps”
Seri, bedeni yine fetih fetişi sınırları içinde bir manzara olarak ele alırken, “La Baigneuse ami-corps” başlıklı çalışma, fantezi ve gerçekliği, Batı ile Doğu İkilemini sorguluyor. Serinin çoğu gibi ismini meşhur Şarkiyat tablolarından alan bu eser, hikaye çerçevesinin dışındaki yarısını, yani Batı’nın fetih özlemini somutlaştırıyor.

Tuna, Doğu zihniyetini ve Fransız-İngiliz Şark ressamlarının Doğu’ya empoze ettiği dört temel niteliğini Batı’ya çevirerek, günümüz politikasında hâlâ etkin olan iktidar biçimlerini sorguluyor. Tablo, “ters kovboy kız” pozisyonunda, Amerika Birleşik Devletleri’nin güney sınırındaki insan kimliğini kaybeden göçmenlerin soyut bedeni temsil ederken, Şarkiat’ın “medeni davranış eksikliği ve ahlaki farklılık” kavramını tersine çeviriyor. Görünmez merdiven, Özgürlük Heykeli ve labirenti andıran çevre düzenlemesi, yine Şark’ın mimetik fantezisine resmi göndermeler yapmaktadır: Saplantıları (bu durumda, Amerikan özgürlüğü ve mutluluk arayışı sözü) canlı tutmak için bu kılıfı yabancı topraklara giydirmek. Titan denizaltısı ise göçmen gemisiyle aynı sularda yüzüyor ve bültenine gölge düşürüyor. Son olarak, parçanın cansız renkleri, Şarkiyat paletinin tozlu, örümcek ağlarıyla kaplı ideolojisine de atıfta bulunuyor. Ancak Tuna’nın çalışmalarında dekoratif detayların yerini, ulusal ve sosyal sınırlardan gelen pürüzlü detaylar ve dokular alıyor.

Tuna Bora’nın randevuyla gezilebilen sergisi 4 Eylül’e kadar sürecek. Randevu adresi: showgallery.as.me/ veya margot@show.gallery
İletişim için: Margot Ross, margot@show.gallery
www.show.gallery
1515 N. Gardner Street | Los Angeles, CA, 90046 | +1.323.217.2237 | www.show.gallery

Tuna Bora hakkında

İstanbul doğumlu Tuna Bora, hareketi, dili ve kimliği araştıran bir ressam ve animasyon yönetmenidir. Kavramsal estetiği ana akıma taşıması, ışık fenomenolojisi ve transmedya algısıyla tanınan sanatçının geçmişinde Google, Bungie, Dreamworks, Netflix, Nike, Adobe ve Sony gibi şirketler yer alıyor. Kisisel çalışmalarıyla Society of Illustrators Altın Madalyası ve Annie Ödülü aldı. İlk VR projesi Pearl Akademi Ödülü’ne aday gösterilirken, grup çalışmalarıyla Emmy ve Peabody dahil olmak üzere birçok ödüle layık görüldü. 2023 yılında Tuna, SPRING/BREAK Art Fair’e, ünlü İran asıllı sanatçı Yassi Mazandi’nin küratörlüğü altında kişisel bir sergi için seçildi. Şu an ise FEMMEBIT’in küratörlüğünü yaptığı, selüloit tabanlı medyayı Life 3.0’ın merkezi olmayan alanı için yeniden tasavvur eden, Los Angeles’a komşu, feminist ve post-siberfeminist sanatçıların zincir üstü sanat eserlerinin küratörlüğünü yaptığı In Media Res adlı karma sergide yer alıyor.