‘Sır’lı ve ‘büyülü’ bir resimsel dünya

Güncelleme Tarihi:

‘Sır’lı ve ‘büyülü’ bir resimsel dünya
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2017 13:30

Yaklaşık 10 yıldır sergi açmayan figür resmin önemli isimlerinden Aydın Ayan, 45’inci sanat yılını, Tophane-i Amire’deki ‘Sır ve Büyülü Gerçek’ başlıklı sergiyle kutluyor. Ayan’la sergiyi ve resim serüvenini konuştuk.

Haberin Devamı

Öncelikle ‘Sır ve Büyülü Gerçek’ sergisinin oluşum aşamalarından başlamak istiyorum. Nasıl bir süreçte gelişen bir sergi oldu?
Ben çok sık sergi açan bir sanatçı değilim. İstanbul’da açtığım son sergiler 35. sanat yılımda, yani dokuz, on yıl öncede kaldılar. Şimdi ise 45. sanat yılı içindeyim. Sergi açamayışımda çok önemli, yaşamla ilgili başka etkenlerin payı büyük. Bununla birlikte, ben her koşulda çalışabilen, üretebilen bir sanatçıyım. Ayrıntıcı ve uzun sürede oluşan resimler yapmam nedeniyle bir anlamda dezavantajlı gibi görünebilirim ama sürekli çalışarak bu durumu olumlu yöne taşıyabiliyorum. Uzun bir süredir İstanbul’da sergi açmadığım için son birkaç yıldır çalışma tempomu daha da yoğunlaştırdım; büyük bir tutkuyla çalışıyorum. Resimlerimin boyutları son yıllarda daha da büyüdü. Yaptıklarımı, resimlerimi sanatçılarla ve sanatın dostlarıyla bölüşme isteğim de büyüdü. MSGSÜ Tophane-i Amire ‘Beş Kubbe Salonu’ gibi sadece ülkemizde değil dünyada benzeri az bulunur çok özel bir mekânda sergi açma olanağı da doğunca hemen karar verdim.
Sergimin adına gelince, benim resimlerimde başından beri bir yanıyla çok açık, diğer yanıyla gizli, anlamsal yönden çok katmanlı, farklı, özel bir atmosfer olduğu noktasından devinerek bu özelliği öne çıkarmaya çalıştım: ‘Sır ve Büyülü Gerçek’. Ayrıca tüm güzelliklerde böyle bir yön olduğu düşüncesindeyim. Doğa, yaşam ve kadın gibidir sanat; çok katmanlı, varsıl, doğurgan. Büyük bir ‘sır’ ve ‘büyülü’...

Haberin Devamı

‘Sır’lı ve ‘büyülü’ bir resimsel dünya

Sergiyi ‘İnsanın Doğaya Ettiğidir’, ‘İnsanın Hayvana Ettiğidir’, ‘İnsanın İnsana Ettiğidir’ diyerek üç ana başlık altında topluyorsunuz. Bu konulara size yönlendiren gözlemlerinizi öğrenebilir miyiz?

Sanatın nesnesi başından beri insan olmuştur. İnsanın olduğu yerde sanat, sanatın olduğu yerde insan vardır. İnsanlık tarihinde iz bırakmış toplumlar sanat ve uygarlık alanında gelişmiş toplumlardır. Sanatın en önemli özelliklerinden biri de insanın bozulmamış, olumlu yanını öne çıkarması, insandan ve doğadan, yani yaşamdan yana tavırlı olmasıdır. Sanatın insanlık tarihi boyunca ekmek gibi su gibi en çok gereksinim duyulan özelliği de bu olmuştur. Bunun sanatçı-bireye yüklediği sorumluluğun hep bilincinde oldum. Sanat yaşama olumlu bakar, sanatçı bu olumlu, insanca bakış çerçevesinde tavırlı olmalıdır. Bu bakış açısıyla, sanatçı-bireyin ve sanatın sorumluluk ve yükümlülüklerinin olduğu, olması gerektiği noktasından hareketle doğaya, insana, en genel anlamıyla yaşama hep sevgiyle ama hep eleştirel bakmışımdır. Sonuç şudur; pek çok iyi ve güzel özelliği kendisinde toplayan insanın anlaşılması zor bir biçimde, yeri geldiğinde acımasız ve korkunç olabileceği gerçeği... Tüm kötülüklerin anası savaşın hazırlayıcısı, başlatıcısı, taşıyıcısı, sürdürücüsü, yani kendi kendinin kurdu, ‘Homo Homini Lupus’ olması... Bu nedenle sanat dahil her şey insanda başlayıp insanda bitiyor diyorum.

Haberin Devamı

‘Sır’lı ve ‘büyülü’ bir resimsel dünya

Elbette tekniksel bir paralellik kurmuyorum ancak bir anlamda dışavurumdan da söz edebiliriz sanırım çalışmalarınızda, öyle değil mi?

Sizin sorunuzda vurgulamış olduğunuz bu özelliğime daha önce yazar ve ozan Güven Turan ile eğitimci-ressam Turan Erol yazılarında değinmişlerdi. Bu saptama kanımca bazı resimlerim için doğrudur. Ancak tümüne yönelik bir genelleme yapılması doğru olmaz. Sanatsal özelliklerimin, biçemimin bir yanı dışavurumu içerir denebilir. Bununla birlikte birçok sanatçı gibi ben de burada ille de şu ya da bu biçim veya biçemde resim yapma çabası içinde değilim... Bu kendiliğindenci bir duyuş, davranış ve üretim sürecinin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Haberin Devamı

Eserlerinize yerleştirdiğiniz bazı imgelerin sembolik anlamları olduğu görülüyor. Nelere işaret ediyor bu semboller?
Simgelerin bir genel anlamları var, bir de toplumdan topluma değişen anlamları... Ben bu çoğul özellikten yararlanmaya çalıştım, çalışıyorum... Sonuçta ‘sır’lı, ‘büyülü’ resimler ortaya çıkıyor; ben aradan çekiliyorum.

Özel hayatınıza gönderme yapan, eşinize adadığınız resimler de sergide oldukça dikkat çekiyor...
Eşim eğitimci-ressam Can Ayan her yönüyle iyi ve güzel bir insandı ama bahtı güzel olmadı. Yaşamının son sekiz yılında dramatik, yüreğimizi acıtan bir yaşam sürdü. Ben de onunla bu yaşamı bölüştüm. Bu bölüşme doğaldır ki bir yönüyle resimlerime de yansıdı. Keşke daha fazlasını yapabilsem.

‘Sır’lı ve ‘büyülü’ bir resimsel dünya


Haberin Devamı

Resimlerinizde yer alan mekânlar doğada izlerini görebileceğimiz ancak birebir gözlemleyemeyeceğimiz yerler. Yapıtlarınızdaki kompozisyonlar daha çok kurgusal diyebilir miyiz?
Haklısınız. Tümü değilse bile ‘düşünce taşıyıcı’ niteliklerinin geri planda kalmaması için kurgusal yönleri baskın bir özellik. Bu kurgusal yön, dış dünyanın görüldüğü biçimiyle, doğalcı yoldan betimlenmesini aşan farklı bir duyuş ve düşünüşün ürünü olan ‘sır’lı ve ‘büyülü’ bir resimsel dünyanın oluşumuna katkıda bulunur. Marquez’in romanlarında olduğu gibi ‘büyülü gerçeklik’ denen bir biçeme varır.
Aydın Ayan’ın ‘Sır ve Büyülü Gerçek’ başlıklı sergisi 10 Mayıs’a kadar Tophane-i Amire’de.

BAKMADAN GEÇME!