Sahte şeyhler, milyonluk servet ve bitmeyen şehvet...
Güncelleme Tarihi:
Gazeteci İsmail Saymaz’ın son kitabı ‘Şehvetiye Tarikatı’ günümüz Türkiye’sinde yeraltı tarikatlarının durumunu ortaya koyuyor. Her türlü sapkınlık, yalan, dolandırıcılık üzerine kurulu bu tarikatlar çeşitli yöntemlerle ikna ettiği müritlerini ekonomik ve cinsel yolla istismar ediyor. Okurken “Bir insan böyle bir şeye nasıl inanır?” diye soracaksınız...
“Seni bir yere götüreceğim, kekemeliğini geçireceğim...”“Seni bir yere götüreceğim, kekemeliğini geçireceğim...” “Erkeklerin yaptığı gibi sır odama gelir, cinsel organımı çıkarırlar ve emerek sıvıyı yutarlar. Bu esnada orgazm olurum. Zikri devam ettiren bayanlar cezbelenme arttıkça titreme ve göğüs yanması başlar ve sır odama gelerek, normal yollardan ilişkiye girerim.”
“Eşim Uğur hocanın badesinden içmemiştir ancak içmesini isterim. Kendisi istemesi halinde hocayla cinsel ilişkiye girebilir. Bundan mutluluk duyarım...”Bunlar da ne demeyin, bunlar Türkiye’deki tarikatların sır odalarında yaşananlar...Gazeteci İsmail Saymaz, ‘Şehvetiye Tarikatı’ kitabında okurken mide bulantınızın önüne geçemeyeceğiniz bir dünyanın kapısını aralıyor. Bir sözde evliya, bir üfürükçü ve dört merdivenaltı şeyhin müritlerini nasıl kandırdığını hayretler içinde okuyacaksınız. Rakamlar çarpıcı. Türkiye’de 2.6 milyon kişi tarikatlarla ilişki içinde. 30 tarikat, buna bağlı 400 cemaat var. Kimi çocuğunun ağır hastalığına çare bulmaya gidiyor, kimi bahçesindeki altını çıkarıp zengin olmaya... Kimi cennete kavuşacağını düşünüyor, kimi mutluluğa...
Eğitimsizlik deyip geçmeyin lütfen. İçlerinde gayet eğitimli olanları, hatta eski milletvekilleri, hâkimler, avukatlar dahi var.
Sahte şeyhlerin karılarına bakınca, biri edebiyat, diğeri ilahiyat fakültesi mezunu...
Kimi parasını kaptırıyor, para da öyle az buz değil, bir kişinin üç ay içinde kasasını ve banka hesaplarını boşaltmasından, arsalarını satmasından bahsediyorum. Hadi rakam da verelim, kaptırdığı para
1 milyon 520 bin dolar.
Merdivenaltı şeyhlerin ortak noktalarına gelince...Genellikle ilkokul mezunu ve sıkı durun, dini eğitim almamışlar, üstelik Kuran bildikleri de yok.Oruç tutana rastlanmıyor, namaz kılmıyorlar. Peki ne yapıyorlar? Alın size sadece birkaç ‘icraat’:Şahte şeyh Uğur Korunmaz, erkek ve kadın ayırt etmeden tüm müritleriyle cinsel ilişkiye giriyor. Mustafa Çalışkan, üç şehirde 26 kadını istismar ediyor. Süleyman Işık, genç erkeklerle ilişki yaşıyor. Recep Küçük, çocuk istismarına karışıyor. Zihinsel engelli çocuğu istismar eden bile var.Şehvet ve servetin nasıl iç içe geçtiğini tüm detaylarıyla anlatan gazeteci İsmail Saymaz, kitabının girişinde Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu’na da değiniyor. 30 Mayıs 1925’te tekkelerin kapatılmasına ilişkin yasanın kabulüyle 773 tekke ve 905 türbenin kapatıldığını anlatıyor. Sonra cemaatlerin doğuşu ve Nakşibendiğilin yükselişini, sonunda da holdingleşmelerini... Her sektör gibi, din ve tasavvufta kayıt dışı ve merdivenaltı ekonomi gelişiyor.
Kimileri ihbar edildiği halde hakkında ‘hemen’ işlem yapılmıyor.Bu kitabı okuyun...Evet, korkacaksınız...Evet, endişeleneceksiniz...Evet, çocuğunuzun, ülkenizin geleceği için bir kez daha düşüneceksiniz...Ama bilmeden önüne geçmek mümkün değil. Bilerek geçmek mümkün mü, onu da bilemiyorum ama siz okuyun. İsmail Saymaz’ın son sözüyle bitirelim: “Görünürde faaliyetleri yasaklanmış olan tarikat ve cemaatlerin kavuştuğu meşruiyet bugün itibariyle merdivenaltı oluşumların ve sahte şeyhlerin döl yatağına dönüşmüştür. Sorgulanması gereken, asıl bu döl yatağıdır. Türkiye Cumhuriyeti, laik-demokratik ve hukuk devleti niteliğini korumak; tarikat ve cemaatlerin devleti ele geçirmeye yönelik faaliyetlerini önlemek zorundadır.”
ŞEHVETİYE TARİKATI 
İsmail Saymaz
İletişim Yayınları, 2019
118 sayfa, 19 TL.