Placebo’ya geri sayım

2006 yılındayız ve dönemin önemli festivali Rock’n Coke alanında çadırımızı kurarken saatler sonra Placebo’yu, en önemlisi Brian Molko’yu canlı izleyeceğimiz için fazlasıyla heyecanlayız. 2000’ler grubun en parlak dönemi... 1996’da ilk albümlerini çıkaran Brian Molko ve Stefan Olsdal önderliğindeki İngiliz alternatif rock grubu Placebo, 30 yıla yakındır kariyerlerini iniş çıkışlarla inşa etti.
Vokal Brian Molko’nun karanlık, depresif, öfke dolu şarkıları dinleyicisinin fon müziği oldu. Ergenlik dönemimde Molko’nun şarkılarıyla ben de tüm o kalabalıkların içinde yalnız olmadığımı hep fark ettim. Placebo’nun kariyerinin yükselişini sağlayan ise hiç şüphesiz akıl hocaları olan David Bowie etkisiydi... 1990’ların sonunda grup, çığır açan albümleri ‘Without You I’m Nothing’i yayımladı ve albüme adını veren şarkıyı Bowie ile bir single’da beraber seslendirdiler. Molko: “Dinleyerek büyüdüğünüz efsanevi figürlerden bu tür bir destek almak ve onlarla bir yakınlık kurmak, absürt derecede muhteşem şeyler. Kafanın arkasındaki o küçük ses, sana asla yeterince iyi olmadığını söyleyip duruyor, bilirsin işte, kahramanlarının desteğiyle biraz sessizleşiyor.” 1999’daki Brit Ödülleri’nde Bowie ve Molko yan yana poz verirken, bir bakıma milenyumun müziğini ve dış görünüşünü de sergilediler.

Ardından grubun hit’lerle dolu albümleri birer birer sıralandı, ‘Sleeping With Ghosts’, ‘Meds’, ‘Battle for The Sun’ gibi... Molko’nun şarkıları asla büyümeyen bir ergenin karamsar hislerinin dile gelmesi gibidir. O yüzden her jenerasyonu kendine dinleyici olarak çekmeyi başarmıştır. Androjen görüntüsü ise sadece tek bir zümrenin kadrajında yer almasını sağlamamıştır. Molko’nun gözüne çektiği siyah kalem de bir bakıma simgeseldir. Baskı gördüğü çocukluğuna bir göndermedir.
Grup, kariyerinin başında Molko’nun vahşi canlı performansıyla da ünlüydü. 2006 yılındaki İstanbul performansında Placebo’yu ilk kez canlı izlerken Molko’ya sahnenin nasıl bir güç verdiğine ve başka bir boyuttaymış gibi fırtına estirdiğine şahit olmuştum. Fakat son İstanbul ziyaretleri olan 2013’te artık her şeyden sıkılmış gibilerdi...
Grup da uzun turneler, Molko’nun ruhsal problemlerine dair yaşadıkları sıkıntılı süreçlerin ardından 2013 yılında çıkardıkları ‘Battle for The Sun’ albümü sonrası yeni kayıt yayımlamamaya karar verdi. 2016 ve 2018 yılları arasındaki dünya turneleri ise gruptaki bağların zayıflamasına neden oldu. Hatta o dönemi “Etrafta dolanan balmumu heykelleri gibiydik” sözleriyle açıkladılar.

İKLİM KRİZİ MERKEZİNDE

Ve uzun süre sonra, yani 2021’de Placebo’dan yeni şarkılar işittik... Bir anda dijital platformlarda ‘Beautiful James’ ve ‘Surrounded by Spies’ belirdi. Hemen ardından da bu yıl ‘Try Better Next Time’ ve ‘Happy Birthday in the Sky’ı dinleyicilerine sundular. Geçen aylarda ‘Never Let Me Go’ albümünü yayımladıklarında ise uzun bir turneye de çıkmaya hazır olduklarını anons ettiler. Tam dokuz yıllık hasretten sonra turneye İstanbul’u da eklediler.
‘Never Let Me Go’ albümü kapağından da anlaşılacağı üzere tamamen çevre ve iklim krizine odaklanıyor. Otoriteler albümü rock-noir DNA’sını çok iyi yansıtan bir çalışma olarak nitelendiriyor. Ayrıca internette geçen hayatlarımıza göndermelerin olduğu tam da bu dönemi odak noktasına alan bir albüm.
Placebo, 18 Temmuz akşamı ‘PSM Loves Summer!’ konser serisi kapsamında Zorlu PSM sahnesinde olacak. Sahneyi ‘Forever Chemicals’ şarkısı ile açıp Kate Bush’un büyük hit’i ‘Running Up That Hill’ cover’ıyla sonlandıracak. Konser öncesi ‘Never Let Me Go’ albümünü fazlasıyla dinlemenizi öneririz, çünkü setlist’teki en az sekiz şarkı buradan...