Nigâr Hanım’ın bilinmeyen dünyası

Güncelleme Tarihi:

Nigâr Hanım’ın bilinmeyen dünyası
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 16, 2023 20:20

Türk edebiyatının ilk kadın şairi, çok sayıda türde yazan, eserleri ve sosyal yaşantısıyla öncü kadınlardan Şair Nigâr Hanım’ın günlüklerinin ikinci cildi elimizde. Nigâr Hanım tüm mahrem hislerini, ailesi ile özel ilişkilerini anlatıyor, bizi geniş dost çevresine, edebi hayatına sokuyor.

Haberin Devamı

Nigâr Hanım, edebiyatımızın en ilginç isimlerinden. İsmi çok bilinmesine rağmen hakkında pek bir şey bilmediğimiz, eserlerini okumadığımız şairlerden, yazarlardan.
Türk edebiyatının ilk kadın şairi olarak kabul edilmiş. Kadın yazarların gerçek kimlikleri ile yazamadığı, erkek adları kullandığı dönemlerde kendi imzasıyla yazmış bir yazar. Hikâye, tiyatro, çeviri, mektup, makale, anı, sohbet, deneme gibi türlerde de eser verse de o adının önüne yazılacak kadar has bir ‘şair’.
Hayat öyküsüyle, edebi, kültürel, sosyal faaliyetleriyle, toplum içindeki varlığıyla çok ilginç bir yaşamı var. ‘Macar’ lakabıyla tanınan Osman Paşa’nın ve Sadrazam Keçecizâde Fuad Paşa’nın mühürdarı Nûri Bey’in kızı Emine Rif‘atî Hanım’ın kızı. 1862’de doğmuş. Fransızca konuşulan bir evde büyümüş. Rumca, İtalyanca, Ermenice, Arapça, Farsça ve Türkçe dersleri almış. 7 yaşında yatılı okula verilmiş. Okuldan alınıp çocuk denilecek yaşta evlendirilmiş. Mutsuz, ayrılmalar ve yeniden bir araya gelmelerle gelişen çok gerilimli bir evliliği olmuş. Bu mutsuz evliliği eserlerine de yansımış.
Yazı hayatı 14 yaşındayken kardeşi Ali’nin ölümü üzerine söylediği bir mersiye ile başlamış. Ahmed Midhat Efendi’den teşvik ve takdir görmüş. 1887’de ‘Efsûs’ adlı bir şiir kitabı yayımlamasıyla tanınmış. Hanımlara Mahsus Gazete’nin başyazarlığını yapmış, birçok dergi ve gazetede makale ve şiirleri yayımlanmış. Kadın haklarını savunmuş. Avrupa basınında tanınmış, şiirleri yabancı dillere çevrilmiş.
Nigâr Hanım kocasından ikinci kez boşanıp, annesini ve babasını da kaybettikten sonra kendisini oğullarına ve edebiyata hasrederek Şişli’deki konağında meşhur salı toplantılarını düzenlemeye başlamış. İstanbul’un en ünlü siyaset, kültür ve edebiyat insanlarını, diplomatları, yabancı sanatçıları konuk etmiş. Avrupa gezileri yapmış.
Bu görkemli ve zengin yaşam 1912’de ülkeyi tamamen etkileyecek savaşların art arda yaşanmaya başlaması ile tamamen değişmiş. Nigâr Hanım hızla yoksullaşırken ilgi alanları da farklılaşmış. Milli duyguları harekete geçirmek amacıyla konferanslar vermiş, şiirlerini okumuş, savaşan askerlere destek için başlatılan kampanyalara katılmış.
Nigâr Hanım hem eserleriyle hem de sosyal yaşantısıyla modernleşme sürecinin ‘öncü’ Türk kadınlarından sayılıyor. Tanzimat ve Serveti Fünun edebiyatları arasında bir ‘ara nesil’ sanatçısı olarak tanımlanıyor.
Nigâr Hanım’ın bir özelliği de Türk edebiyatında en uzun günlük yazan yazarlardan olması. 25 yaşından hayatının sonuna kadar günlük tutmuş. Günlüklerini tuttuğu defterlerden büyük bir bölümü de kaybolmadan günümüze ulaşmış.
Nigâr Hanım hakkındaki en ayrıntılı bilgileri yaşamına, eserlerine ilişkin en kapsamlı çalışmayı yapan, doktora çalışmasını da kitaplaştıran Nazan Bekiroğlu’ndan öğrenmiştik. Bekiroğlu çalışmasının kaynağı olarak Nigâr Hanım’ın günlüklerini gösteriyordu. İlk baskısı 1998’de yapılan Şâir Nigâr Hanım biyografisinde yanlış anımsamıyorsam günlüklerin Aşiyan Müzesi’nde olduğunu bildiriyordu.
2021’de Zeynep Berktaş’ın uzun bir süredir titizlikle üzerinde çalıştığı bu defterlerin ilk sekizi Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu’nun önsöz ve notlarıyla tam metin olarak ve yeni harflerle yayımlandı. ‘Günlük’ün birinci cildi 24 Ocak 1877’den 14 Nisan 1890’a kadarki dönemi kapsıyordu. 480 sayfalık bu cildin giriş bölümünde Nigâr Hanım’ın 25 yaşına kadarki yaşamını özetlediği ‘Mukadderât’ başlıklı bir yazısı da yer alıyor. II. Abdülhamit saltanatı dönemini kapsayan bu yıllarda hem Nigâr Hanım’ın özel hayatını, kocasıyla, çocuklarıyla ilişkilerini hem de sosyal yaşamını ve bu yaşamı belirleyen siyasi ve kültürel hayatı öğreniyoruz. Nigâr Hanım’ın aile ilişkileri, eşi İhsan Bey’le iniş çıkışlı evlilikleri, sosyal hayatı, edebiyat ve musiki mahfilleri, yazma serüveni hakkında pek çok ayrıntıya günlüklerde ulaşıyoruz.
İkinci ciltte yer alan 20 Ocak 1894-19 Mart 1918 tarihleri arasında tutulmuş beş defterden oluşan günlüklerde ise bu görkemli ve lüks yaşamın yerini acılar ve yoksulluklar alıyor.
Günlüklerin ilk kez Latin harfleriyle ve tam metin olarak yayımlanması başlı başına önemli bir olay kuşkusuz. Nigâr Hanım yayımlanacağını düşünmeden kaleme aldığı günlüklerde tüm mahrem hislerini, ailesi ile özel ilişkilerini anlatmakla kalmıyor, bizi geniş dost çevresine, edebi hayatına da sokuyor. Hem Osmanlı’nın son yıllarına yakın bir şahitlik etmesi hem de edebiyat tarihi açısından çok önemli bir kaynak.
 
GÃœNLÃœK 2Â

Nigâr Hanım’ın bilinmeyen dünyası

ŞAİR NİGÂR HANIM
Hazırlayan: Zeynep Berktaş
Timaş Yayınları, 2023
432 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!