‘Kesinlikle duygusal bir grubuz’

Güncelleme Tarihi:

‘Kesinlikle duygusal bir grubuz’
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2021 10:50

Grammy ödüllü Amerikalı grup Future Islands, 2020’nin sonlarına doğru yayımladığı ve yılın en iyileri listelerine giren albümü ‘As Long As You Are’da synth pop türünden sapmadı ve yine iyi bir müzik ortaya koydu. Grubun vokali Samuel Herring’e görüntülü bağlandık: “Bu albüm, yeniden sevgiyi, güvenmeyi, özgürlüğü ve görmeyi hissetmenizi umut ediyor.”

Haberin Devamı

2020 yılının en iyi albümler listesinde Amerikalı grup Future Islands’ın ‘As Long As You Are’ kaydı da yer alıyor. Grammy ödüllü grubun müthiş sesli vokali Samuel Herring’le Zoom üzerinden bir araya geliyorum. Herring, İsveç’in başkenti Stockholm’de hayat arkadaşı Julia’nın evinden benimle konuştuğunu söylüyor. Zaten grubun son albümünde İsveç’in doğasından fazlaca ilham alınmış durumda, hatta kapak görseli de İsveç’teki bir göl evinin fotoğrafı. Herring, “Stockholm’deyim, burada hava soğudu. Partnerim İsveçli. Amerika’dan buraya geldiğimde koronavirüse karşı tepkileri beni rahatlatmıştı. Maske sadece kapalı alanlarda takılıyor. İlk başta bu biraz garip hissettirmişti” diyor.

‘Kesinlikle duygusal bir grubuz’
Günlük dertlerimizi paylaştıktan sonra ‘As Long As You Are’ hakkında konuşmaya başlıyoruz... Herring, 11 şarkının ortaya çıkış hikâyesini şöyle anlatıyor: “Şarkılar sanırım bir yıldan fazla bir sürede farklı yerlerde yazıldı. İsveç kırsalında ve hiçliğin ortasında yazdıklarım da var. 2018 ilkbaharının sonu ve yazın başlangıcıydı. İsveç’te ilk defa ilkbaharın gelmesini görmek bir aşk duygusunu yaşattı bana. Kendimle bağlantılar kurdum ve şarkılar yazmaya başladım. ‘Born in a War’ sevgi ve güven duygularını bildiğiniz kişiler hakkında... Sanırım 2019 ortalarında Amerika’daki bir okulda bir çocuk arkadaşlarını vurmuştu. Amerika’da yine başka gün siyahlar şiddete maruz kalmıştı. Ülkenin ne hale geldiği değil, neden böyle olduğunu sorgulamamız lazım. Amerika problemleriyle yüzleşmeli... ‘Moonlight’ ve ‘Plastic Beach’ tek başımayken oluştu. ‘The Painter’da ise ‘renkleri görmelisiniz ve bunun insanları nasıl etkilediğini anlamalısınız’ bakış açısından yola çıktım. Batı toplumunda inşa edilen beyaz üstünlüğünün ezici gücü, bugün Amerika’da yaşananlara neden oluyor. Ülkeyi inşa ederken, Afrika halkının köleleştirilmesine sırtını dayayan Amerika, hâlâ gerçeği kabul etmiyor, hâlâ tarihi tanımıyor. Baltimore’daki iç savaşı unutmamalıyız. Sanat özneldir ve resme farklı şekillerde bakabiliriz. Siyahların yaşamları önemlidir ve bunu dile getirmeliyiz. Bu bir kavgaya neden olmamalı. Şarkılarımızın çoğu da bu ve başka kargaşalardan geliyor.”

Haberin Devamı

DUYGUSAL BİR MÜZİSYENİM
Samuel Herring, şarkılarında kendi hayatının sıkıcı kısımlarını duymak istemediğini dile getiriyor: “Şarkılarımız ya bir trajediden geçiyor ya da bazen hissetmenin ne kadar korkutucu olduğundan... Müzik, kendi anlarını bulur. Bazen erkekler konuşmayı çok sevmez, onların da hissettiklerini tercüme ederiz. Kendimizle savaşırız. Bu albüm, yeniden sevgiyi, güvenmeyi, özgürlüğü ve görmeyi hissetmenizi umut ediyor. Mesela açılış şarkısı ‘Glada’da metaforlarla ‘Sevgiyi yaşamayı hak ediyoruz, bunun için de artık kendimizle savaşmamalıyız’ diyoruz. Glada, İsveççe uçurtma anlamına geliyor. İyi şeyleri hak eden insanlarız. Bunlar da hayatı hayat yapan şeyler.”
Sanatçıya “Bazen kendini hüzünlü bir şarkı gibi hissediyor musun?” diye soruyorum, cevabı ise şöyle oluyor: “Evet, duygusal bir müzisyenimdir. Future Islands’taki hiçbirimiz okullarda müzik eğitimi almadık. Bir tek yeni davulcumuz Mike’ın profesyonel müzik eğitimi var. 2003 yılının şubat ayında beraber şarkılar çalmaya başladık, birbirimiz dışında da başka hiçbir grupla çalmamıştık. Birlikte müzik yapmayı öğrendik. Müzik teorisini, ne yapmamız gerektiğini veya müzikle neler yapılabileceğini bilmiyorduk. Hislerimiz doğru şeyleri bir araya getirmemizi sağladı. Evet, biz kesinlikle duygusal bir grubuz.”
Future Islands ayrıca sahnede yerinde duramayan gruplardan... 2014 yılında Salon İKSV’deki konserlerinde de kabına sığmama hallerini izleme şansını yakalamıştık. Herring, pandemide en çok canlı ve seyircili konser vermeyi özlediğini söylüyor: “Seyirciyle bağlantı kurmayı çok özledim. Çevrimiçi konser sırasında seyircinin orada olmaması çok garip. Kendime durmadan izleyicilerin orada olduklarını hatırlatmak zorunda kaldım. Seyircin sadece kamera... Zordu. Sahne tamamen kendim olabileceğimi hissettiğim tek yer. Müzik aracılığıyla izleyicilerle birbirimize bağlamayı özlüyorum. En iyi arkadaşlarımın sanatımı birlikte paylaşabildiğim dinleyiciler olduğunu bilmiyor musunuz! Evet, hayatımın mutlu bir dönemindeyim ama en iyi arkadaşlarımdan uzağım.”

Haberin Devamı

GENÇLER HATA YAPSA DA SAYGI DUYUN
Samuel Herring, 2008 yılında yayımlanan ilk albüm ‘We Like Home’la ‘As Long As You Are’ın kıyaslamasını ise şöyle yapıyor: “Her şey daha farklı tabii. İlk kayıtlarda ne yaptığımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Bir serseri gibi her enstrümanı çok hızlı çalıyorduk. Davulcumuz çok iyi değildi. Kendimle ilgili pek çok duygu ve hisle yüzleştim. Çok daha iyi bir söz yazarı olabilirdim. Ama ilk albümdeki bazı şarkılarla ilgili gerçekten iyi olan bir şeyler olduğunu biliyoruz. Gençken asla yapmayacağınız şeyleri yapar ve asla denemeyeceğiniz şeyleri de denersiniz. Bu hatalar da gerçekten işe yarar. Genç sanatçılara hata yapsalar bile saygı duymanız gerek. Onların öğrenme yolunda olduğunu bilmelisiniz.”
Sanatçıya, “Yaşadığımız tüm bu karantina süreci sana ne öğretti?” diye soruyorum. Herring’in cevabı ise şöyle oluyor: “Hayatımda neyin önemli olduğunu yeniden değerlendirdim. Biliyorsun 2020’ye girerken bizim için büyük bir yıl olacağını düşünüyorduk. Rekorlar kırıp turnelere çıkacağımızı... Sonra her şey değişti. Yoldan aşağıya doğru bakıyorum. Artık arkadaşlarımı ve ailemi daha çok düşünüyorum. Haftada birkaç kez annem ve babamı arıyorum, bildiğimiz tüm anıları yeniden konuşuyoruz. Future Islands ile uzun yıllardır yollardayız. Hayatımızda birçok şeyi kaçırdık. Bu durum da bizi sevdiğimiz insanlardan uzaklaştırdı. Sürekli albüm yapma ve turne döngüsündeydik. Şimdi bu döngü değişti. Büyük bir sıfırlama oldu. Ne zaman tekrar tura çıkacağımı düşünmüyorum. Çünkü cevabı yok ve delireceğim. Kontrol edemediğimiz şeyler hakkında endişeleniyoruz. Bu da ruh sağlığımıza zarar verebilir. Bu yüzden de hayatta iyi olabildiğim şeylere odaklanmaya başlandım. Ailem, müzik...”

 

BAKMADAN GEÇME!