Kalbimizin derin dondurucusunda sakladıklarımız

Her insanın kalbinde kapağı sıkı sıkıya kapatılmış, içine unutmak istediğimiz türlü hisleri, düşünceleri ve hatıraları depoladığımız, mümkün olduğunca geçmişin oraya sakladığımız parçaları hiç olmamış, yaşanmamış gibi hayatımızı sürdürmeye devam ettiğimiz bir derin dondurucu vardır. Bir süre fazlasıyla rahatlatıcı gelebilir bu bize. Fakat bir gün mutlaka bir şey olur, ya elektrik kesilir yahut biri o dondurucunun kapağını aralar ve kapatamaz doğru düzgün. İçimizde dondurduğumuz ne varsa yavaş yavaş çözülmeye, damla damla erimeye başlar. Ve eğer zamanında müdahale etmezsek, bütün ruhumuzu bir çürük kokusu sarar.

Psikolog Şehnaz Tuna’nın kaleme aldığı “Unutulamayanın Tutsaklığında” da bir anlamda bu süreci anlatıyor. Başından geçen talihsiz olaylardan sonra şehrin ücrasındaki bir kasabada inzivaya çekilen Psikiyatrist Doktor Refik Ayan karakterinin kalbine gömdüklerinin kapısını, lise çağlarındaki gencecik bir kız aralıyor.

Destek Yayınları tarafından yayımlanan psikolojik gerilim türündeki roman, ana karakteri Refik’in ağzından anlatılırken olayların ilerleyişi ve karakterlerin gelişimi demini alarak sunuluyor okura. Refik’in kasabadan evine dönerken ıssız bir yolda, üzerinde bir başkasının kanı olan, yaşadığı şoktan dolayı ne konuşabilen ne de herhangi bir tepki verebilen genç bir kızla karşılaşmasıyla birlikte derinlere gömdüğü hayaletler yeniden canlanmaya başlar. Yardıma muhtaç bir genç kızı, mesleki deneyimini de kullanarak hayata döndürmeye çalışırken kendi cehennemine sürüklenir. Yaşamayı reddettiği acılar, tamamlanmamış işler ruhunun karanlığından yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlar.

Zaman içinde gizemli kızın kimliği ve yaşadıkları yavaş yavaş ortaya dökülür; ona yardımcı olmak, peşindeki adamlardan korumak için ellerinden geleni yapan Refik ve sevgilisi doktor Mirel, Simay’ın hikâyesinin detaylarını öğrendikçe Refik’in tavırlarında ortaya çıkan değişimler başlarda toplumsal bir öfke gibi görünse de ardındaki kişisel trajedinin izleri uzun süre saklanamaz. İçindeki karanlıkla yüzleşmek zorunda kalan Refik, kendini akıl ile delilik arasındaki çizgide, o eşiği aşmamak için mücadele ederken bulur.

Simay’ın ve bununla bağlantılı olarak Refik’in yaşadığı olaylar üzerinden toplumsal yaralara değinilirken yara almış adalet duygusunun sıradan insanların adli makamlara başvurmaktan çekinmesine neden oluşunu ve tüm bunların kişide neden olduğu psikolojik çöküş de ele alınıyor. Karakterlerin ruhsal portrelerinin oldukça gerçekçi bir şekilde çizilmesinde şüphesiz yazarın mesleki deneyimlerinin de etkisi büyük. Karakterler başlarına gelen olumsuzluklardan süper güçleri olan bir kahraman gibi yarasız beresiz kurtulmuyor. Canları yanan, ruhları zedelenen gerçek insanların hikâyesi anlatılmış.

“Unutulamayanın Tutsaklığında” daha önce yine Destek Yayınları’ndan çıkan “Çapraz Hayatlar Düz Cevaplar” ve “Anna Freud: Bakire Ölen Bir Anne” kitaplarını kaleme alan Şehnaz Tuna’nın ilk romanı.

Unutulamayanın Tutsaklığında
Şehnaz Tuna
Destek Yayınları, 2022
232 sayfa.