Kadınlar kadınların sesi olduğunda...

Güncelleme Tarihi:

Kadınlar kadınların sesi olduğunda...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2021 11:52

Genç kuşak Amerikan edebiyatının güçlü sesi Lisa Taddeo hayatının altı yılını, kitabına konu edindiği üç kadının yaşamına odaklanmaya adadı, kilometrelerce yol yaptı. Bir sosyolog gibi çalıştı. Gerçek hikâyeleri iç içe geçirerek kurguladığı ‘Üç Kadın’da kadınlar tutkularını, kendi bakışlarından anlatıyor...

Haberin Devamı

“Yüzyıllarca erkek nazarı altında yaşamanın bir mirası olarak heteroseksüel kadınlar diğer kadınlara çoğu zaman erkek gözünden bakar.” “Yüzyıllarca erkek nazarı altında yaşamanın bir mirası olarak heteroseksüel kadınlar diğer kadınlara çoğu zaman erkek gözünden bakar.” Lisa Taddeo genç kuşak Amerikan edebiyatının önemli temsilcilerinden olmaya aday bir yazar. Bu tespit, The Guardian’da yazarla yapılan röportajın girişinde geçiyor. Yazarın gazetecilikle başlayan kariyeri, kitabı ‘Üç Kadın’ ile (The New York Times En Çok Satanlar listesine iki kez girmiş) 2019 yılının adından en çok söz ettiren yazarlarından olmasına uzanıyor. Taddeo, aynı zamanda ‘En İyi Amerikan Politika Yazarları Antolojileri’nde şimdiden yerini almış durumda. Kitap, yakın zamanda Özlem Alkan K.’nın akıcı diliyle Türkçeye kazandırıldı. Bu denli dikkat çekmesinin nedenlerinin başında, hayatının altı yılında tamamen, konu edindiği kadınların hikâyelerine odaklanabilmek amacıyla evinden uzakta kilometrelerce yol yaparak ‘Üç Kadın’ı yazmak için harcadığı efor geliyor. Lisa Taddeo, bir sosyolog gibi bu hikâyelerin peşine düşüyor, onlarca görüşme, ses kaydı, belge topluyor; dahası bu kadınlarla birlikte yaşayarak gerçeği görünür kılmaya çalışıyor. Yazar, gazetecilik mesleğinin getirdiği bir merak dürtüsü ve ince işçilikle tek tek tüm verileri kadınların duyguları ışığında bir araya getirerek ‘Üç Kadın’ı kaleme alıyor. 

Haberin Devamı

Kitap adından da anlaşılacağı üzere odağına kadınları alan bir biyografik eser. Ancak yazarın büyük fark yaratan bakışı, daha önce genellikle erkek bakışından yazılan veya kadınlar tarafından yazılmış olsa da ‘eril’ bir dille anlatılan kadın ‘tutku’sunu odağına alması. Bu defa kadınların tutkularını kendileri, kendi bakışlarından anlatıyor. Feminist edebiyatın önemli çalışma alanlarından biri olan kadın cinselliğinin ve arzularının anlatımı meselesi üzerine kafa yoran Taddeo bu defa onların sesi olmayı başaran bir çalışma sunmuş oluyor. Ancak tutku ile çıkılan yol, yazarın karşısına istimarı ve beraberindeki müthiş sessizliği de getiriyor. Kadınların anlatmadıklarını... Bu yaşamların peşine düştükçe taciz, tecavüz, istismar ve en önemlisi bunu fark ederek ses çıkarabilen, cesaretle ortaya çıkması için farkındalık yaşayan kadınların yaşamöykülerine ses oluyor. Lisa Taddeo’nun bu kitabı kaleme almadan önce bu farkındalığa ulaşmasını sağlayan ise annesi. Annesinin başına gelen bir olayı hatırlamasıyla hikâyenin peşine düşüyor. Belki bu nedenle kitabın bir giriş yazısı ve bir de sonucu var. Kurgu bir roman değil, aksine bire bir yaşanmış hikâyeler tümü. Anlattığı üç kadın gerçek hayatta aynı şeyleri yaşıyorlar, bunu bilmek okuru tuhaf biçimde etkiliyor. Yazar, annesiyle ilgili farkındalığını şu şekilde açıklıyor: “Küçük şeyler, evden çıkmadan ya da kapıyı açmadan önce makyaj yapması. Bu bana her zaman ya güç ya da zaaf gibi göründü ama kendine ait, çarpan bir kalbi olduğunu asla düşünmedim. Ne büyük hata!” Sanki anneler hiç kadın olmamıştı. Ne tutkuları vardı ne de hayalleri. Onlar anne olarak arzunun tüm hallerinden arındırılmış bir saflık içindeydi. Annelerin de çarpan bir kalpleri ve tutkuları olduğu her kız çocuğunun yaşamın bir noktasında fark ettiği bir gerçek.

Haberin Devamı

Taddeo buradan yola çıkarak izini sürdüğü üç yaşamda karşılaştıklarını dile getiriyor. Ergenlik yaşında öğretmenine duyduğu aşkla istismara uğrayan Maggie, ayrıcalıklı bir sınıfın imrenilecek yaşamına sahip olmasına rağmen hayatındaki erkekler tarafından yaşadıklarıyla kendi bedenini cezalandıran Sloane ve üç erkek tarafından lisede tecavüze uğrayan Lina’nın yaşamı ‘Üç Kadın’ın sayfalarında hayat buluyor. Okur farklı sınıf ve yaştaki bu kadınların hikâyelerini birbirine geçişlerle takip ediyor. Bir hikâye bitip diğeri başlamıyor. Bir kadından diğerine geçiyor, böylece aslında yazar bilinçli olarak kadınların ortaklığını kuruyor. Bambaşka yaşamları olsa da bu kadınlar eril şiddetin benzer veçheleriyle karşılaşıyor. Her üç yaşam da birbirinden vurucu olmasına rağmen, müthiş bir karamsarlık yerine umutla okuma vaadi sunuyor okura, çünkü her biri farkındalıkla ve bir şekilde yaşananlarla yüzleşmeyle sonuçlanan deneyimleri barındırıyor.

Haberin Devamı

Kadınlar kadınların sesi olduğunda...
Üç Kadın
Lisa Taddeo
Çeviren: Özlem Alkan Karakuş
Mundi Kitap, 2021
312 sayfa, 42 TL.

BAKMADAN GEÇME!