Hiçbir yere ait olamayan ‘isimsiz’ Zanzibarlı

Güncelleme Tarihi:

Hiçbir yere ait olamayan ‘isimsiz’ Zanzibarlı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2018 12:01

Zanzibar asıllı İngiliz yazar Abdulrazak Gurnah, ‘Sessizliğe Hayranlık’ta ‘isimsiz’ anlatıcısı üzerinden kuşaktan kuşağa devrolan kimlik, aidiyet sorununu; sınırları, denizleri ve milliyetleri kat eden çok-katmanlı bir anlatı kuruyor.

Haberin Devamı

Afrika’nın doğusunda küçük bir ada ülkesi, eski İngiliz sömürgesi Zanzibar doğumlu yazar Abdulrazak Gurnah, 1968 yılından beri İngiltere’de yaşıyor. Canterbury’de Kent Üniversitesi’nde İngiliz edebiyatı ve kolonyal edebiyat dersleri de veren Gurnah, genelde yaşadığı yeri terk eden ya da terk etmek zorunda kalan ve en önemlisi göçtüğü bu yere hiçbir şekilde uyum sağlayamayan insanları hikâyelerinin merkezine koyuyor. İşte Gurnah’ın ismini asla vermeyen anlatıcısı da ‘Sessizliğe Hayranlık’ romanında bu temayla vücut buluyor.Gurnah, kitabında, Zanzibar’ın gerçek tarihinden esinlendiği gibi yer yer otobiyografik öğelere de yer veriyor. Gurnah’ın şiirsel, basit ve güçlü bir dille yazdığı ‘Sessizliğe Hayranlık’, ‘isimsiz’ anlatıcının, ülkesinin şiddet yüklü siyasi yönetimini geride bırakarak ailesinin yardımıyla İngiltere’ye kaçmasıyla başlar. Üniversite öğrencisi olmak için geldiği bu ülkede anti-burjuva ve asi bir karakter olan Emma ile tanışır. Beraber yaşamaya başlarlar ve ardından bir kız çocukları olur. Mutlu olduğunu sanan anlatıcı, bir zaman sonra Emma’nın üst-orta sınıf ebeveynlerinin rengini kabullenemediklerinin farkına varır. Anlıyor ki, o Emma’nın hiçbir ‘arıza’ya yer olmayan hayatında, yanlışlıkla girmiş bir hata. Atalarının köle olarak getirildikleri bu ülkede, kendisinin de bir aidiyetinin olamayacağını düşünür.
İngiltere’de 20 yıl süren bir sürgünün ardından, annesinden aldığı bir mektupla geri dönmeye karar verir. Anlatıcı için ülkeyi yasadışı yollardan terk edenlerin affedildiği ve geri dönmelerinde bir sakınca olmadığı günler gelmiştir. 42 yaşında Emma ve 17 yaşındaki kızı Amelia’yı geride bırakır ve küçük adasına döner. Zanzibar’da ise bir gurbetçi olarak kaldığı ülkede yaşadığı başkalaşımın farkına varır. Ülkesinde geride bıraktıklarının asla anlamayacakları, onlardan tamamen farklı ‘sessiz’ bir insan haline gelir. Kendine artık burada da yer olmadığını düşündüğü anda yeniden İngiltere yolu gözükür. Yeniden Emma’ya döndüğünde ise tamamen kimliksiz ve aidiyet duygusu olmayan birine dönüşmüştür. Emma çoktan kararını vermiştir oysa. Başka bir adamı seçen Emma sessizce çekip gider. Arkasından da Amelia babasını bırakır.

Haberin Devamı

“İki insan arasındaki en basit sevgi gösterisi bile sevgisiz hayatım için, neredeyse her şeyi böyle zalimce elimden aldığı için öfkeyle haykırma isteği uyandırıyor. Kendimi sürekli son zamanlarımızı zihnimden geçirirken buluyorum. Beni şu an bulunduğum noktaya bu mu getirdi anlamaya çalışıyorum. Bu dönemi nasıl atlatacağım bilmiyorum. Dönüşeceğim öbür insanı bulmak için kendim olarak bildiğim insanı öldürmem gerekecek” der anlatıcı ama tüm roman boyunca kendine güvenerek aşması gereken durumlarda bile hep etrafına bakar. Tüm yaşamı boyunca en sonunda seçtiği yol korkaklıklarından kaynaklı eylemsizliğidir.
Gurnah, iki ada arasında kalmış, her iki dünyanın da gerçek bir parçası olamayan bu ‘İsimsiz’ siyahinin kimliğini bulmasında yardımcı olması için sessizliğe inat, çığlık çığlığa okurları çağırıyor.

Haberin Devamı

Hiçbir yere ait olamayan ‘isimsiz’ Zanzibarlı

Sessizliğe Hayranlık
Abdulrazak Gurnah
Çeviren: Müge Günay
İletişim Yayınları, 2018
249 sayfa, 23.5 TL.

BAKMADAN GEÇME!