Hayata sığmayan zaman

Güncelleme Tarihi:

Hayata sığmayan zaman
Oluşturulma Tarihi: Nisan 07, 2023 09:50

Son 50 yıldır çağdaş Türk tiyatrosuna ağırlığını koyan Yücel Erten’in şimdilik iki ciltte (‘Akıntıya Kürek’, ‘Yelkenler Fora’) topladığı anıları, bir aydının geride kalanlara cümbüşlü vasiyetnamesi gibi; daha doğrusu, yalnız tiyatroya değil, 1960’lardan günümüze ülkemizdeki kültür politikasına ilgi duyanlar için de ciddi ve o ölçüde eğlenceli bir belge.

Haberin Devamı

Sahne yönetmeni üstlendiği sorumluluğu uzun boylu düşünecek olsa, kolayca vazgeçer o işten; çünkü kendine rağmen haddini aşmak zorunda kaldığı bir işe talip olmuştur. Buna göre bir eseri sahne yahut beyazperdeye aktaran kişi, canlandıracağı şeye kendi yaşantı ve bilinç niteliğinden hareketle müdahale eder doğallıkla. Ne var ki, söz konusu canlandırma hayata geçtiğinde iş değişir; yönetmenin ‘Ben böyle görüyorum’u temsil sonunda ‘Böyle gör’e bırakmıştır yerini; ve en önemlisi, salonda oturan hiç kimsenin bu gerçeği fark etmemiş olmasıdır. Buna göre rafta canlandırılmayı bekleyen Finten, bir kez sahnelendikten sonra izleyici neyi görmüşse o’dur artık. Her şeyin başka türlü tasarlanabileceği Finten hayali o temsille tükenmiştir böylece.

Son 50 yıldır çağdaş Türk tiyatrosuna ağırlığını koyan Erten’in şimdilik iki ciltte (‘Akıntıya Kürek’, ‘Yelkenler Fora’) topladığı anıları, yaşamı boyunca tiyatroya borçlu kalacağını bilen bir aydının geride kalanlara cümbüşlü vasiyetnamesi gibi; daha doğrusu, yalnız tiyatroya değil, 1960’lardan günümüze, ülkemizdeki kültür politikasına ilgi duyanlar için de ciddi ve o ölçüde eğlenceli bir belge.
Erten, halen eksikliğini hissettiğimiz delifişek, ama öngördüğü mesleği ölesiye ciddiye alan bir gencin prototipi esasen. Bu bağlamda içki, sigara, aşk vb. ne varsa hepsine evet, ancak bir koşulla: Tiyatrodan geriye ne kalıyorsa o kadar; aynen Adriano Celentano’nun söz konusu kuşağa armağan ettiği şarkısında olduğu üzere: ‘Çalışmayana Aşk Yok’.
Akıcı ve duru bir Türkçe ile yazılmış bu anıları farklı açılardan okumak mümkün olsa bile, yine de değişmeyen bir ortak payda var: Erten’in kimi zaman aşırıya kaçan ayrıntı ve belge düşkünlüğü, aslında toplandıkları bütünde yeni bir ufuk açıyor okura; yani vurgulamak istediği sorunun gizli yapıtaşları bunlar.

Haberin Devamı

Bugün geriye dönüp baktığımızda, Aristophanes’ten Brecht’e, Shakespeare’den Çehov’a kadar tiyatro tarihini kucaklayan birbirinden önemli isimlerle hesaplaşan Erten’in çağdaş sahne estetiğimize yeni bir boyut kattığını hiç çekinmeden söylemek mümkün. Dolayısıyla sadece bu bile hangi sebepten ötürü bir önceki kuşakla sürekli savaşmaya mecbur olduğu konusunda yeterince ipucu veriyor bize. Öte yandan, ilerleyen sayfalarda daha açık bir şekilde görmeye başlıyoruz: Yeri geldiğinde, inandığı doğrular adına şaşılası bir cesaretle savaşa girmesine karşın, yine de saygısını yitirmeyen bir delikanlı ile karşı karşıyayız hep. Apaçık: Erten kendisiyle çıktığı savaşa çevresini de ortaklaşmaya davet ediyor esasen; yaşanan hırgür hep daha güçlü, daha etkili bir tiyatro adına yani.

Haberin Devamı

Anıları yönlendiren bir başka laytmotif de, geçmişten günümüze gelen tescilli doğruları körü körüne reddetmekten çok, yeni’ye açılacak kapının hakkını koruma arzusunda ağırlık kazanıyor. Ayrıca dikkatli okurun gözünden kaçmayan bir başka şey daha var: Erten, ciddi bir ön hazırlık yapmadığı sürece güncel tartışmalara girmekten kaçınıyor; bunu, konuşmakla yetinmeyip, kalemi eline aldığı konularda büsbütün açık bir biçimde fark ediyoruz. Daha da önemlisi, yaşadığı olaylara ilişkin gözlem gücü ve tanıklığın yetkin bir üslupla kaleme alınmış olması, usta bir yazarla da buluştuğumuzun kanıtı bu anılarda.
Üçüncü cildini şimdiden merakla beklediğimiz bu anıların bize ne söylediğini herkes kendine göre açıklayabilir hiç şüphesiz; ama şu konuda hemen herkesin aynı fikirde olduğunu hiç çekinmeden söyleyebiliriz. Doludizgin yaşanan bazı hayatlar kimi defa zamanı zora sokar; böyle durumlarda hayat, zamana rağmen var olmaya devam eder; sanat, yaşamdan uzun olma hakkına her nasılsa sanatçıyı da ortak etme ayrıcalığına sahiptir çünkü!

Haberin Devamı

Hayata sığmayan zaman
Akıntıya Kürek
Yücel Erten
Doğan Kitap, 2018
336 sayfa.

Hayata sığmayan zaman
YELKENLER FORA - ANILAR
2. CİLT (1983-1994)
Yücel Erten
1984 Yayınevi, 2023
380 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!