Çağdaş olan vakitsiz olandır

Güncelleme Tarihi:

Çağdaş olan vakitsiz olandır
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2017 13:51

Giorgio Agamben’in ‘Çıplaklıklar’ı çağdaşlık, kimlik ve kişilik, çıplaklık ve beden sorunu yanında yaratma ve şefaat gibi pek çok konuda engin düşünsel dalışlar içeren bir toplam.

Haberin Devamı

Güncelin felsefesini aktüalitenin mahkûmu olmadan kurmak mümkün mü? Hayatımızı dipten belirleyen günlük olgulara bakarken onların geçmişini felsefi bağlamın içinde kalarak bugünde güncellemek Giorgio Agamben’in başardığı en önemli düşünme yöntemlerinden birisi. Onu okurken sanki felsefeyle değil de daha çok hayatla ilgileniyor gözükürsünüz. Şimdi de elimizde çağdaşlık, kimlik ve kişilik, çıplaklık ve beden sorunu yanında yaratma ve şefaat gibi pek çok konuda engin düşünsel dalışlarını içeren bir toplam var. Suna Kılıç’ın İtalyanca aslından çevirdiği eser, düşünürün seminer ve özgün yazılarından oluşuyor.

Agamben’in sanata ve edebiyata duyduğu derin bağlılık ve oradan yola koyulması ‘Çıplaklıklar’da da sürüyor. Bir kuramcı-eleştirmen değil şüphesiz ama edebi metinle kurduğu geçişken ilişki sadece felsefe ile ilgilenenlerin değil edebiyat tutkunlarının da onun yorumlarına teşneliğini artırıyor. Kitabın ilk yazısı ‘Yaratım ve Kurtarma’. Batı ve İslam kültüründe peygamberlerin üzerinden gelişen ‘yaratım ve kurtarma (şefaat)’ misyonunun ilkin Hıristiyanlık, Yahudi ve İslam inancında nasıl teolojik ayrışmalar geçirdiği irdeleniyor, sonra da modern çağın, günümüzün bu misyonu nasıl devraldığının altını çiziyor. “Modern çağ kültüründe felsefe ve eleştiri peygamberin kurtarma işini miras edinmiştir” Agamben’e göre. Burada oldukça ontolojik ve poetik yorumlarda bulunuluyor. Şair ve eleştirmen yeniden tanımlanıyor. Yaratma işini (sanat) “gerçekte peygamberin kurtarma işinden kopmuş bir kıvılcımdan ibaret” görmesi bir kenara atılacak görüş değil. Ve bilginin yücelikle olan irtibatını da bu eksende kuruyor olması oldukça ufuk açıcı.

Haberin Devamı

İtalyan düşünürün tartıştığı kavramlardan bir diğeri de çağdaşlık sorunu/sorusudur. Bizim gibi toplumların hep tartıştığı bir mesele bu. Nietzsche’den R. Barthes’ın formüle ettiği “Çağdaş olan erken (vakitsiz) olandır” hükmü belirleyici ve yol gösterici bir nitelemeye bürünüyor onda. Tekil bir ilişkiye indirgiyor Agamben çağdaşlığı kişinin çağıyla yaşadığı. “O halde çağdaşlık kişinin, bağlı ve aynı anda mesafeli olduğu kendi zamanıyla tekil ilişkisidir... Dönemleriyle fazlaca çakışan, onunla mükemmelen her noktada buluşan kimseler çağdaş değildir; çünkü tam bu yüzden onu görmeyi başaramazlar, bakışlarını onun üzerine tutmayı beceremezler.” Agamben’in düşünürlüğünün de eşiği gibidir bu cümle. Popüler olanla saf düşünce olanın bıçak sırtı.

Haberin Devamı

Özellikle bu seminerde oldukça salınımlı gidiş gelişlerle, şair, filozof, karanlık, moda gibi nice kavram yerini alıyor onun gözünde. “Çağdaş olan bakışını zamanının üzerine, ışığını değil ama karanlığını seçebilmek için kenetleyen kişidir” demesi ve sözü şaire bağlaması çarpıcı. Şairi, bir yandan ışık (görünenler, olup bitenler) fakat asıl karanlık, görünmez olanlar, gölgede kalanları gören olarak tarif etmesi ondaki poetik yatkınlıkla da ilgili. Zaten ona göre karanlık yoktur ve o bir yanılsamadır. Hayatı bütün boyutlarıyla güncelle beraber düşünmek ve ‘insanın kişi olarak inşası’ nedir bilmek isteyenler için açık bir fırsat Agamben.

ÇIPLAKLIKLAR                    

Çağdaş olan vakitsiz olandır

Giorgio Agamben.
Çev: Suna Kılıç
Alef, 2017
144 sayfa, 17 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!