Çağdaş minyatür

Güncelleme Tarihi:

Çağdaş minyatür
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2020 12:49

Pera Müzesi’nde açılan ‘Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür’ sergisi bu geleneksel sanatın teorik potansiyelini vurgulamakla kalmıyor, bir sanat formu olarak yeniden ele alınmasına alan açıyor. Serginin en önemli yanı, minyatürü nostaljik bir biçim olmaktan çıkarıp sorular soran, eleştiren ve tartışmaya olanak sağlayan bir düzleme taşıması.

Haberin Devamı

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nin çatısı altında gerçekleşen ‘Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür’ sergisi minyatürü salt tarihsel bir nesne olmaktan çıkararak hem sahip olduğu teorik potansiyeli vurguluyor hem de bir sanat formu olarak yeniden ele alınmasına alan açıyor. Azra Tüzünoğlu ve Gülce Özkara’nın küratörlüğünde hazırlanan sergide sadece Türkiyeli değil, İranlı, Pakistanlı, Hindistanlı, Suudi Arabistanlı ve Azerbaycanlı 14 sanatçı ve 40’ı aşkın eser bir araya geliyor.
25 Mart tarihinde açılacakken pandemi sebebiyle 11 Ağustos’ta seyircisiyle buluşabilen sergide yer alan eserlerin büyük çoğunluğu karantina süreci öncesinde Türkiye’ye gelmişti. Küratör Tüzünoğlu, bu süreçte bazı sanatçılarla alternatif çözümler bulduklarından bahsediyor. Örneğin Pera Müzesi’ne özgü bir çalışma planlayan Pakistanlı sanatçı Iman Qureshi, Türkiye’ye gelemeyince kendi atölyesinde ürettiği eserlerle sergiye katılmış. Yanı sıra Dana Awartani, sergi kurulurken Türkiye’ye gelememiş ama asistanlar aracılığıyla bu sorun çözülmüş.

Haberin Devamı

Müzenin dört ve beşinci katlarına yayılan sergide yer alan sanatçıların ortak noktası, dünyaya minyatür aracılığıyla bakmaları... Fakat bunu minyatürü kitap sayfalarıyla sınırlı görünürlüğünden çıkarıp heykelden videoya, tekstilden yerleştirmeye çok çeşitli formlar ve boyutlar kullanarak yapıyorlar. Sergi, bu yolla 18. yüzyılda kalmış tarihsel bir nesne olmaktan çıkan minyatürün sahip olduğu teorik potansiyeli vurgularken, değişime ayak uyduramayan bu geleneği yeniden gündeme taşıyor.
Sadece Osmanlı değil, İran ve Hint topraklarında da yaygın bir ifade biçimi olan minyatür, 1700’lü yılların sonlarına yaklaştıkça gerek ekonomik faktörler gerekse padişahların yüzünü Batı’ya çevirmesi gibi toplumsal ve kültürel dinamikler sebebiyle saraydan ve kitaplardan çıkarak önceki değerini yitirmiş bir sanat. Sonradan her ne kadar ‘geleneksel sanat formu’ olarak sahiplenilmiş olsa da hem Doğu-Batı hem de modern-modern öncesi gibi ikilikleri veya sahip olunan kültürel ve tarihsel birikimi görmeyi mümkün kılan verimli bir envanter oluşturma özelliğinden uzaklaşan bu sanatın içine sıkıştığı geleneksel-çağdaş, yerel-küresel, geçmiş-şimdi gibi ‘karşıtlıkların’ ötesine geçerek sınırları aşmak niyetiyle hazırlanan sergi, başka türlü bir imkân peşinden gidiyor.

Haberin Devamı

Bir diğer mesele de sanatçıların eserlerinde ele aldıkları konular. Sömürgecilik, ekonomik eşitsizlik, toplumsal cinsiyet, şiddet, zorunlu göç ve kimlik politikaları gibi konuların yeniden ele alındığı serginin en önemli yanı minyatürü geçmişe demir atmış nostaljik bir biçim olmaktan çıkarıp; sorular soran, eleştiren ve tartışmaya olanak sağlayan bir düzleme taşıması. Gelecek, şimdi ve geçmiş olmak üzere üç farklı zaman diliminde de hem kültürler hem de uluslararası düşünmenin ve harekete geçmenin aciliyetini ortaya koyması.
Burada şöyle bir not düşmekte fayda var; sergi sosyolojik veya tarihsel araştırma niyeti gütmüyor. İçinde yer alan sanatçıların oldukça kişisel denebilecek hikâyelerini birbirine bağlayarak ilerliyor. Pek çok hikâyeyi farklı biçimlerde ve sanatçılarının gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak aktarıyor. Şimdiye dek çokça karşımıza çıkan ve aslında kendi başına sorunlu bir yaklaşımı doğuran Doğu’nun kendine Batı’nın gözünden bakmasına meydan okuyor ve basite indirgenen temsillerden ziyade daha katmanlı ve karmaşık bir yapı sunarak seyircisini de bu düşünme biçimine davet ediyor.

Haberin Devamı

Sergi, perspektifi forma dair bir öğe olmaktan ziyade, bir düşünce biçimi olarak ele alıyor. Sanatçılarının, minyatürün çoklu perspektifini dünyayı anlamlandırma yöntemi olarak kullandığı sergide kendine özgü mistik ve sembolik diliyle yakın geçmişin eleştirisini yapan CANAN’ın ‘Âdemler ve Havvalar’, ‘Güzel ve Çirkin’ isimli heykelleri ile ‘Falname’ başlıklı çizim serisi mitlere bugünden bakıyor. Mücadele estetiğini minyatürle bir araya getiren Halil Altındere’nin sergi için ürettiği ‘Kanuni Sultan Süleyman’ın Cuma Namazına Gidişi’ çalışmasında namaza giden padişaha yolda polisler, TOMA’lar eşlik ederken, karşısına vegan protestocular, drone taksiler çıkıyor.
Cansu Çakar’ın yine sergi için ürettiği ‘Rahime’, kurgusal estetiğiyle diğer işlerden ayrışırken olmayan yerlerin haritacılığını yapıyor. Göçmen çocukların Batı ekranlarında nasıl ötekileştirildiğini irdeleyen Saira Wasim’in çalışmaları, pop-arta yakın tarzıyla kendinden ironik bir anlatım dili ortaya koyarken Cidde’de eski bir evin zeminindeki karoları kumlarla kaplayan Dana Awartani’nin yerleştirme ve videosu, yalın bir çarpıcılık sunuyor. Aidiyet temasını minyatüre has detaylarla buluşturan Hamra Abbas’ın çalışmaları izleyicide kırılgan olduğu kadar güçlü bir his uyandırıyor.

Haberin Devamı

Kendi kuşağının en önemli seslerinden Imran Qureshi sergide önceden MET ve British Museum’da sergilenen ve dindarlığa karşı bir tepki olan ‘Ilımlı Aydınlanma’ işinin yanı sıra sergi için hazırladığı yeni ve özel desenlerle güncel ve gelenekselin sentezini ortaya koyuyor. Hindu-Paki sanatçı Shahzia Sikander’in, çatışma kavramını sorgulayan çok kanallı yerleştirmesi Ortadoğu petrolleri meselesini incelikli ve emek-yoğun yaklaşımıyla farklı bir boyuta taşıyor.
İlhamını İran minyatürlerinden alan Shahpour Pouyan, iktidar ve zorbalık kavramlarını mekânlar üzerinden irdelerken, Hayv Kahraman reddettiği ötekiliğini ve unuttuğu anadilini hatırlatıyor. Noor Ali Chagani’nin grafiti ve duvar reklamlarından izler taşıyan minyatür tuğlaları, Rashad Alakbarov’un buluntu nesnelerle yarattığı gölgeler ve Fereydoun Ave Şah’ın özel yaşamına bakış atan çalışmasında özel ve kamusal alan sınırları sorgulanıyor.
Bir açıdan birbirine hem hiç benzemeyen hem de ortak bir geçmişten yola çıkıp başka yollar, başka ifade biçimleri keşfeden sanatçıların eserlerini buluşturan sergi, zorlu koşullar ve ertelemelere rağmen nihayet seyircisine kavuştuğu için özel bir yere de sahip demekte beis olmasa gerek.

Haberin Devamı

Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür’ başlıklı sergi 17 Ocak 2021 tarihine kadar Pera Müzesi’nde görülebilir.

BAKMADAN GEÇME!