Bütün tuhaflar, birleşin!

Güncelleme Tarihi:

Bütün tuhaflar, birleşin
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2023 11:42

Yazar Jordi Sierra i Fabra 'Tuhaflar Kulübü'nde akran zorbalığı üzerinde duruyor.

Haberin Devamı

“Yedi yaşına geldiğinde Hugo artık pek fazla konuşmuyordu. Sekizinde, başını sallamakla yetiniyordu. Dokuzunda okulda işler kötü gitmeye başladı. On yaşından itibaren, okul onun için cehenneme döndü...”
Söz konusu akran zorbalığı ve anahtar kelime cehennem. Akran zorbalığının etkilerini biraz araştırınca cehennem benzetmesinin hiç de abartılı olmadığını görüyoruz. Yazar Jordi Sierra i Fabra’nın bir çocuğun hissettiklerini bu kadar isabetli anlatabilmesinin nedeni kekeme olması ve çocukluğunda benzer deneyimlerden geçmesi. Her şeye rağmen insanın kendisiyle alay edebilmesinin ve fazla ciddiye almamasının önemini de vurgulayan yazar, bu bakış açısından doğan mizah anlayışını da yansıtıyor satırlarına. İnsanın kendisine gülebilmesinin hayatta ne kadar güçlü bir etkiye sahip olduğunu öğütleyip geçmiyor sadece, kurgunun bir parçası olarak kitaba dahil oluyor, çocuklarla söyleşiyor, kendisi gibi kekeme olan Hugo ile dertleşiyor.
Evet, Hugo kekeme. Romanın ilk cümlesi varoluşunu özetler nitelikte: “Hugo kendini tuhaf buluyordu.” Hugo’yu tuhaf yapan kekemelik değil elbette, kekemeliğine çok küçük yaşlarından beri verilen tepkiler. Okulu cehenneme dönüştürense maruz kaldığı zorbalık. Sadece sınıfın irikıyımlarından Vincent’ın fiziksel şiddete varan davranışları değil, sınıfın geri kalanının alayları, gülmeleri de bir o kadar yaralıyor Hugo’yu. Bu nedenle, disleksi olan Bernardo sınıflarına geldiğinde, kendisi gibi ‘tuhaf’ biriyle tanışmanın sevincini yaşıyor.
Gelgelelim, zorba Vincent bu defa ikisine birden hayatı dar etmeye başlıyor. Ama Hugo ve Bernardo da artık yalnız değil iki kişi olduklarını ve “birlikten kuvvet doğduğunu” kısa sürede keşfediyorlar. Bir kulüp kurma fikri işte buradan çıkıyor. Tuhaflar Kulübü.
O kadar çok şey anlatıyor ki hayalleri: “Bütün tuhaflar birleşecek ve dünyanın bütün Vincent’larıyla yüzleşecek.” Zorbalığa maruz kalan çocukların ne kadar savunmasız hissettiğinin, desteğe, dayanışmaya ve empatiye ne kadar ihtiyaç duyduklarının tek cümlelik özeti gibi.
İki kafadar başka tuhaflar aramaya başlıyorlar sınıfta. Meğer ne çok üzülen varmış alaylara, takılan lakaplara. Miyop olan Matilde, çilli Laura, şişman Ricardo, kısa boylu Maria, koca burunlu Carlos, kepçe kulaklı Patricia katılıveriyorlar kulübe.
Birlikten gerçekten de kuvvet doğuyor ve kulübe girmek isteyenler o kadar artıyor ki kimin ‘tuhaf’ kimin ‘normal’ olduğu sorgulanmaya başlıyor. İşler hem çığırından çıkıyor hem de çok tatlı bir hal alıyor. “Kulübe farklı türleri kabul ediyor musunuz?” diye soruyor diyabet hastası Eduardo. Sınıfın ‘kusursuzları’ sitem ediyor “Bizi neden davet etmediniz?” diye. Biri sırtındaki sivilceleri göstermeye çalışırken öbürü ayak parmaklarından birinin kısa olduğundan, bir diğeri çok nazlı olduğundan bahsediyor. Onların kabul edilip edilmemesi meselesi bile harika tartışmalara kapı aralıyor.
Tuhaflar Kulübü dolup taşarken insan sormadan edemiyor; tuhaf hissetmenin ve tuhaf olmanın ‘normal’ olmadığını kim iddia edebilir?

Haberin Devamı

Bütün tuhaflar, birleşin
Tuhaflar Kulübü
Jordi Sierra i Fabra
Resimleyen: Tomas Hiho
Çeviren: Saliha Nilüfer
Günışığı Kitaplığı, 2023
136 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!