Kadın istihdamı 10 yılda azaldı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2007 00:00
Türkiye’de 1995-2005 yılları arasında kadın istihdamında 276 bin azalma görüldüğü belirlendi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Direktörlüğünce düzenlenen "Türkiye’de Kadın İstihdamının Durumu" başlıklı toplantı, Limak Ambassadore Otel’de başladı.
Toplantının açılışında konuşan İŞKUR Genel Müdürü Namık Ata, istihdamı artırmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını anlattı. Ulusal İstihdam Raporu hazırladıklarını, ayrıca ILO iş birliğiyle proje yürüttüklerini ifade eden Ata, Türkiye’nin yüzde 51’inin kadın nüfusundan oluştuğuna işaret ederek, istihdamın önem taşıdığını belirtti. ILO Türkiye Direktörü Gülay Aslantepe, kadınların iş gücüne katılımının giderek düştüğünü belirterek, Türkiye’nin bu açıdan OECD ülkeleri içinde "en kötü durumdaki ülke olduğunu" söyledi. "Türkiye’nin acil olarak kadın istihdamı konusunda bir şeyler yapması gerekiyor" diyen Aslantepe, toplantıda, bunun nedenlerinin tartışılacağını ifade etti.
KATILIM SÜREKLİ DÜŞÜYOR : Toplantıda, Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) öğretim üyesi Prof. Dr. Gülay Tokgöz, "Türkiye’de Kadın İstihdamı Durum Raporu" sundu. Rapora göre, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılma oranları sürekli düşüyor. 2006 yılındaki verilere göre her 4 kadından biri iş gücünde. Kentlerde her 5 kadından biri, kırsal kesimde ise her 3 kadından biri çalışıyor. 1995-2005 yılları arasında toplam kadın istihdamı 276 bin kişi geriledi. Bu arada, enformel istihdam biçimleri de yaygınlaştı. 2006 yılı verilerine göre, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna üye olmadan çalışan kişi sayısı 10 milyon 827 bin, kayıt dışı çalışma oranı ise yüzde 48.5. Bu oran, kadınlarda yüzde 66, erkeklerde yüzde 42 olarak ortaya çıkıyor. Kadınlardaki oranın yüksekliğinin, kadınların halen yarısının tarımda çalışıyor olmasından kaynaklandığı belirtildi.
KISMET BEKLİYORLAR : Türkiye genelinde eğitim durumuna göre işsizlik oranları değerlendirildiğinde, kadınlar açısından en yüksek işsizlik lise ve dengi okul mezunları arasında görülüyor. Raporda, bu konuda şöyle denildi: "Bunun nedeni, genel lise eğitiminin kişiye bir vakıf kazandırmaması, meslek liselerinde verilen eğitimin de iş yerlerinin ihtiyaçlarına karşılık vermemesinden ötürü lise mezunu erkeklerin bulabildikleri her türlü işi yapması, buna karşılık genç kız ve kadınların iş seçiminde sınırlanması, kadınlara uygun görülen işlerin sayıca azlığının, onların iş bulma imkanlarını iyice daraltmasıdır. Aileleri ve sosyal çevreleri, genç kızların onay vermedikleri bir işte çalışması yerine evde oturup ’kısmet’ beklemesini önerirken, genç erkeğin ne pahasına olursa olsun bir işe girmesi gerekmektedir."
KATILIM SÜREKLİ DÜŞÜYOR : Toplantıda, Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) öğretim üyesi Prof. Dr. Gülay Tokgöz, "Türkiye’de Kadın İstihdamı Durum Raporu" sundu. Rapora göre, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılma oranları sürekli düşüyor. 2006 yılındaki verilere göre her 4 kadından biri iş gücünde. Kentlerde her 5 kadından biri, kırsal kesimde ise her 3 kadından biri çalışıyor. 1995-2005 yılları arasında toplam kadın istihdamı 276 bin kişi geriledi. Bu arada, enformel istihdam biçimleri de yaygınlaştı. 2006 yılı verilerine göre, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna üye olmadan çalışan kişi sayısı 10 milyon 827 bin, kayıt dışı çalışma oranı ise yüzde 48.5. Bu oran, kadınlarda yüzde 66, erkeklerde yüzde 42 olarak ortaya çıkıyor. Kadınlardaki oranın yüksekliğinin, kadınların halen yarısının tarımda çalışıyor olmasından kaynaklandığı belirtildi.
KISMET BEKLİYORLAR : Türkiye genelinde eğitim durumuna göre işsizlik oranları değerlendirildiğinde, kadınlar açısından en yüksek işsizlik lise ve dengi okul mezunları arasında görülüyor. Raporda, bu konuda şöyle denildi: "Bunun nedeni, genel lise eğitiminin kişiye bir vakıf kazandırmaması, meslek liselerinde verilen eğitimin de iş yerlerinin ihtiyaçlarına karşılık vermemesinden ötürü lise mezunu erkeklerin bulabildikleri her türlü işi yapması, buna karşılık genç kız ve kadınların iş seçiminde sınırlanması, kadınlara uygun görülen işlerin sayıca azlığının, onların iş bulma imkanlarını iyice daraltmasıdır. Aileleri ve sosyal çevreleri, genç kızların onay vermedikleri bir işte çalışması yerine evde oturup ’kısmet’ beklemesini önerirken, genç erkeğin ne pahasına olursa olsun bir işe girmesi gerekmektedir."