Zapsu'yu ciddiye almayın

Güncelleme Tarihi:

Zapsuyu ciddiye almayın
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2008 12:47

1 Mart tezkeresi Meclis’ten geçmeyince Türkiye ile ABD ilişkileri keskin bir viraja girdi. Kamuoyu hala bu konuyu tartışıyor. O dönemin en önemli tanıklarından eski Büyükelçi Deniz Bölükbaşı kapalı kapılar ardında kalan gerçekleri anlatıyor.
İşte Hurriyet.com.tr’nin dün ilk bölümünü yayınladığı yazı dizisinin ikinci bölümü:
Babacan’ın yaptığı gizli anlaşma Erdoğan’ı nasıl zor durumda bıraktı?

Haberin Devamı

Kuzey Irak’ta şimdilerde Türkiye’ye kafa tutan peşmerge güçlerinin, ABD tarafından, Türkiye’nin yardımıyla eğitildikleri ortaya çıktı.
ABD ile 1 Mart tezkeresi döneminde imzalanacak anlaşmaları müzakere eden Türk heyetinin başında bulunan Büyükelçi Deniz Bölükbaşı’nın kitabı, şu ana kadar bilinmeyen pek çok gerçeği aydınlatıyor.

Deniz Bölükbaşı kitabında, Türkiye’nin 22 Eylül 2003 tarihinde imzaladığı, ancak verilecek Amerikan yardımını Türkiye’nin Kuzey Irak’a tek taraflı operasyon yapmaması şartına bağlaması nedeniyle çok tartışılan, Türkiye-ABD finansman anlaşmasının ayrıntılarını da anlatıyor;

Zeynep Gürcanlı YAZIYOR

“Ali Babacan Türkiye’nin şartlar gerektiğinde ulusal güvenliği ve çıkarları için Kuzey Irak’a müdahale hakkından vazgeçmesi sonucunu doğuracak böyle bir ön şart hükmünü içeren anlaşmayı imzalamıştı. Bu çok vahim bir durumdu. Anlaşma metni imzalanmadan önce, Dışişleri Bakanlığı’na gönderilmemiş, görüş alınmamıştır….”

Haberin Devamı

GÜL, ‘DÜZELTİN ANLAŞMAYI’ TALİMATI VERDİ

Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için onay işlemlerinin Dışişleri bakanlığı tarafından yapılması gerekiyordu. Bu nedenle metin, ancak imzalandıktan sonra Dışişleri Bakanlığı’na gönderildi. Ve Bakanlıkta acilen, “anlaşmayı nasıl düzeltebiliriz” çalışması başladı:

“Eylül ayının son günlerinde bir akşamüstü beni makamına çağıran Müsteşar (Dönemin Dışişleri Müsteşarı) Uğur Ziyal metni verdi ve Bakan Gül’ün talimatı olduğunu söyleyerek, bunun nasıl düzeltileceği üzerinde düşünmemizi istedi. Nisan 2004’e kadar Müsteşar Ziyal’le ABD yasasındaki Irak’a tek taraflı müdahale etmeme önşartı ile finansman

Zapsuyu ciddiye almayın
"1 Mart Vakası - Irak tezkeresi ve sonrası" Doğan Yayıncılık’tan çıktı.
anlaşması arasındaki bağı metinde nasıl koparabileceğimiz üzerinde çalıştık…”

Haberin Devamı

Ancak Türk Dışişleri’nin bulduğu hiçbir formül, “imzalanmış anlaşmada değişiklik yapılmaz” diyen Amerikalı yetkilileri ikna edemedi. Sonuçta da AKP hükümeti, Babacan’ın imzaladığı bu anlaşmayı, TBMM’ye onay için göndermeme kararı aldı;

“Yanılmıyorsam Nisan 2004’ün son günlerinde vardığımız noktayı Başbakan Erdoğan’a anlatmak için Bilkent Oteli’ne gittik. Başbakan burada yapılan Çalışma Bakanlığı’nın bir toplantısına (işkur) katılıyordu. Oteldeki bir süit odada Dışişleri Bakanı’nın da katıldığı kısa bir toplantı yapıldı. Ali Babacan’ın hazır bulunup bulunmadığını hatırlamıyorum. Başbakan’a durumu anlattık. Finansman anlaşmasının bu ön şartla imzalanmış olmasından baştan beri büyük rahatsızlık duyan Başbakan, bu anlaşmayı temelden değiştirmeden ara formüllerle krediyi almalarını Türk kamuoyuna anlatamayacaklarını söyledi. Müsteşar Ziyal durumu ABD Büyükelçisine bildirdi ve anlaşma Meclis onayına sunulmayarak sonuçsuz bırakıldı. Ali Babacan, bugün 60. hükümetin Dışişleri Bakanı’dır….”

Haberin Devamı

"ERDOĞAN’IN DANIŞMANLARINI CİDDİYE ALMAYIN"

ABD ile 1 Mart tezkeresi öncesinde yürütülen müzakereler sırasında Türk resmi heyetinin başkanlığını üstlenmiş olan Büyükelçi Bölükbaşı, kitabında o dönemde AKP Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarının da Dışişleri Bakanlığı’na bilgi vermeden, Amerikalı yetkililerle temasa geçtiklerini, tezkerenin geçeceği yönünde Washington yönetimine umut verdiklerini anlatıyor.

Özellikle Erdoğan’ın iki danışmanı, Egemen Bağış ve Cüneyt Zapsu’nun adını anan Bölükbaşı, Bağış ve Zapsu’nun kendisine yönelik eleştirilerine de kitapta yer ver verip, bunları yanıtlıyor.
Zapsu ve Bağış gibi, “arka kapı diplomasisi yürüten danışmanların” ciddiye alınmaması gerektiğini Amerikalı yetkililere ilettiğini de anlatan Bölükbaşı, ancak bunu “bizzat dönemin Başbakanı Abdullah Gül’ün ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ın talimatıyla yaptığını” da vurguluyor;

Haberin Devamı

“Zapsu, ABD’yle yürüttüğü temaslarda eğer yanlışlık yaptıysa, bunun şikayet edileceği makamın ‘ABD Büyükelçisi değil, Dışişlerinin hiyerarşisi içinde gereken yetkililer, dışişleri bakanı ve hatta başbakan’ olduğunu söylemekte ve ‘ABD Büyükelçisiyle bu görüşmelerin Dışişlerinin onayıyla mı olduğunu’ sormaktadır.

Cüneyt Zapsu ayrıca, benim ABD Büyükelçisine ‘siz bunları ciddiye almayın’ deme cesaretini nasıl gösterebildiğimi de merak etmektedir.

Cüneyt Zapsu, eğer devletin geleneklerine, kurallarına ve işleyişine yabancı olmasaydı, merak ettiği hususların dışişleri bakanı ve başbakanın bilgisi olmadan yapılamayacağını da biliyor olurdu ve bu soruları sormazdı. Cüneyt Zapsu’nun bu konulardaki merakını yine de ilk elden gidermek isterim.

Haberin Devamı

Zapsu’nun tutumundan duyduğumuz rahatsızlık dışişleri Bakanı Yakış’a ve Başbakan Gül’e iletilmiştir. ABD Büyükelçisiyle yapılan görüşmeler Başbakan Gül’ün bilgisi ve talimatlarıyla olmuştur…”

Zapsuyu ciddiye almayın

Deniz BÖLÜKBAŞI

TEZKERE GÖRÜŞMELERİNE BAŞKANLIK YAPTI

1949’da Ankara’da doğdu. Ünlü politikacı Osman Bölükbaşı'nın oğludur. TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, 1973 yılında Dışişleri Bakanlığı’na girdi. Dışişleri Bakanlığı'nın merkez teşkilatında çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra, Atina ve Bonn Büyükelçilikleri'nde Elçi Müsteşarlığı görevlerinde bulundu. Lizbon Büyükelçisi olarak görev yaptı. Dışişleri Bakanlığı Birinci Hukuk Müşavirliği görevini yürüttü. Başbakan Yardımcısı Dış Politika Başdanışmanlığına atandı. Cenevre Dünya Ticaret Örgütü nezdinde Türkiye Daimi Temsilcisi oldu.
Dışişleri Bakanlığı'nda 1 Mart Tezkeresi öncesi yapılan diplomatik görüşmelere başkanlık yaptı.
2002 ve 2007 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi tarafından milletvekili adayı olarak gösterildi. 2007'de milletvekili seçildi.

YARIN

- BÖLÜM 3: Mehmetçik Irak’a girseydi nerede görev alacaktı, haritalar nasıl değişecekti?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!