Yargıtay, “Halis Ağa”ya 10 bin lirayı çok buldu

Güncelleme Tarihi:

Yargıtay, “Halis Ağa”ya 10 bin lirayı çok buldu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2013 11:14

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, işadamı Halis Toprak'ın kızlarının açtığı vesayet davasını yürüten avukat Burhan Apaydın'a açtığı hakaret davasında 10 bin lira tazminata hükmeden yerel mahkeme kararını, miktarın yüksek olduğu gerekçesiyle bozdu.

İşadamı Halis Toprak, kendisinden 54 yaş küçük Nazlıcan Tağızade ile yaptığı evliliğin ardından 7 kızı tarafından vesayet altına alınması için mahkemeye verilmiş, dava dilekçesinde Toprak Holding'i yönetmek amacıyla Aynur Toprak ve Aysel Duruk'un vasi olarak tayin edilmesi istenmişti.

Kızlarının vekilinin mahkemelere sunduğu dilekçelerinde kendisine hakaret ettiğini öne süren Toprak, kızlarının avukatı Burhan Apaydın hakkında tazminat davası açtı.

Toprak dilekçesinde, avukat Apaydın'ın kendisine yönelik “niteleme sıfatlarına” yer verdiği, “aciz ve zavallı bir tip” gibi ifadeler kullandığı gerekçesiyle 10 bin lira manevi tazminat istedi.

İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesi, dava dilekçelerinde savunma sınırını aşan beyan ve sözlerle hukuka aykırı olarak Toprak'ın kişilik haklarına saldırıda bulunulduğuna hükmederek, avukat Apaydın'ın Toprak'a 10 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.

Kararda, avukatların bir dava hakkında yargı mercilerine verdiği dilekçe, sair belgeler, yaptıkları iddia ve savunmalarda yazı ve sözlerinden dolayı haklarında ceza kovuşturması yapılmadığı, ancak davayla ilgili olamayan, ilgili olsa bile iddia ve savunma sınırını aşan hakareti içerir yazı ve sözlerin bunların dışında olduğu vurgulandı.

Bir dava sebebiyle söylenmesinde veya yazılmasında zorunluluk bulunmayan, davanın aydınlığa kavuşmasında ve hakkın meydana çıkmasında etkisi olmayan hakarette bulunulmasının meşru olmadığı belirtilen kararda, böyle bir durumda iddia ve dava sınırının aşılmış olacağına işaret edildi.

“Takdir edilecek tutar, doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı”

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Daire'nin kararında, hakimin manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı, diğer sosyal ve ekonomik durumlarını dikkate almaları gerektiği belirtildi.

Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşullar gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenlerin objektif olarak gösterilmesi gerektiği ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi:

“Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davalının sunduğu dilekçelerin içeriğinin çoğunluğu itibarıyla dava konusu olayla ilişkili olması ve anlatılan ilkeler dikkate alındığında verilen tazminat miktarı fazladır. Daha az miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, fazla miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!