Vural: "Obama istemeden nefes bile alamazlar"

Vural, düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın dünkü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamaları eleştirdi.

Türkiye'nin Suriye politikasında çıkmaz sokağa girdiğini, izlenen politikanın ülkenin milli menfaatlerini bozduğunu iddia eden Vural, şöyle konuştu:

"Hükümet, bu süreçle ilgili sağlıklı bir dış politika ekseni oluşturamadığı için, edilgen bir politika ile Türkiye'yi önemli risk ve tehditlerle karşı karşıya bırakıyor. Arınç'ın dünkü açıklaması açık ve net olarak ortaya koymuştur ki bunlar ABD'den talimat gelmeden, ABD istemeden, Obama istemeden, rızası olmadan adım bile atamazlar, nefes bile alamazlar. Arınç'ın açıklamaları, Türkiye'nin ABD'nin ağzına baktığını ortaya koyuyor. Karın ağrılarının hepsinin bu yüzden olduğunu görüyoruz, kendi başlarına karar almaları sözkonusu değil. Obama'dan gelecek bir işaret bekliyorlar, işaret gecikince de kıvrım kıvrım kıvrılıyorlar. Türkiye, ABD'ye göbek bağı ile bağlı. Büyük devlet olmaktan bahsedenlerin kimlerin taşeronluğunu yaptığını görüyoruz.

Başbakan önceki gün 'dünya 5'ten büyüktür' dedi. Arınç ise 'ABD dünyadan büyüktür' dedi. Bu millet kime inansın? Bunların kurduğu mantıktan Aristo bile gelse çıkamaz. Buna ancak 'oynak mantık' denilir. Bülent Arınç, 'idrak yolları enfeksiyonu geçiriyordu, şimdi idrak yolları kaybı geçiriyor, 10 gün öncesini hatırlamıyor. Türkiye Suriye politikasında; hukuki vesayeti, meşruiyeti olmayan bir zemindedir, böyle bir politika yürütüyor. İnsani, İslami ve milli değerler ekseninde siyasi meşruiyeti olmayan politikayı İsrail'in güvenliğini korumak adına yürütüyor. Hangi yetkiyle siz bu milletin vergileriyle komşu bir ülkedeki muhalefeti destekliyorsunuz? TBMM'den ne zaman yetki aldınız? Vergileri harcama yetkisi kanunlarla bellidir. Suriye'deki muhalefete destek olma konusunda hangi kanunda yazılı hüküm var? Bu kayıtdışı bir siyasettir ve tezgah altıdır."

"Komşu bir ülkede muhalefeti desteklemek, silah desteği sağlamak hangi hukuki yetki ile yapılmaktadır?. Milletten toplanan vergilerle El Nusra'yı, İhvan'ı hangi yetkiyle destekliyorsunuz? Birtakım örgütler ülke topraklarını üs olarak kullanıyorsa, rahatça girip çıkıyorsa, bu izni kim veriyor, bunun hukuki meşruiyeti var mıdır?" sorularını yönelten Vural, Türkiye topraklarının, adeta komşu ülkelerdeki silahlanmanın üssü haline dönüştürüldüğünü iddia etti. Vural, "Bu, diktatörlükle yönetilen ülkelerde bile tartışılabilecek bir konudur. Burası yol geçen hanı mı? 'Bu parayı şuna verelim, buna verelim.' Yazık günah. 23,5 milyon insanın sosyal yardımlarla beslendiği bir ülkede, milletin vergilerini, yetki almadan milletin dışındaki unsurlara dağıtmanın hukuki bir sorumluluk getireceği açıktır. Burası fetva devleti mi, fetvalarla mı yöneteceksin ülkeyi?" dedi.

Oktay Vural, "Elbette BM'nin karar alma mekanizmaları eleştirilebilir ama bu karar alma mekanizmaları içerisinde birtakım koalisyonları, çeteleri oluşturması, yarın bir gün birilerine gönüllü bir şekilde Türkiye'ye müdahaleyi öngörürse ne diyeceğiz?" diye sordu.

Türkiye'nin Suriye konusundaki milli egemenliğinin delik deşik edildiğini iddia eden Vural, Türkiye'ye yönelik risk ve tehditlerin giderek arttığını öne sürdü.

Oktay Vural, Türkiye'nin Suriye politikasının İslami de olmadığını savunarak, İslamiyette Müslümanı Müslümana kırdırmanın olamayacağını söyledi.

"ABD'nin Suriye'ye tek taraflı müdahalesi karşısında Türkiye'yi düşünmeye davet ediyorum" diyen Vural, bu noktada ülkenin geleceğinin düşünülmesi gerektiğini kaydetti. Olası bir operasyonun Suriye içinde şiddeti daha fazla tetikleyeceğini, Rusya, İran gibi devletlerin devreye girmesine neden olabileceğini ifade eden Vural, "Türkiye, ABD'nin Irak politikasının faturasını ödemiştir, gene öder. Böyle bir müdahale, vatandaşların daha fazla bedel ödemesine neden olabilir. Hükümet, Suriye'deki savaşı sonlandırmaya yönelik politika gütmelidir. Türkiye, ABD'nin tek taraflı müdahalesini önlemeye çabalamalıdır" şeklinde konuştu.