Veliahtlara şımarmama eğitimi

Güncelleme Tarihi:

Veliahtlara şımarmama eğitimi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2003 00:00

Fahamettin Akıngüç, Kültür Koleji'ni 43 yıl önce kurmuştu. Sonraki yıllarda eğitim alanındaki yatırımlarına devam etti, Kültür Üniversitesi eğitime başladı. Fahamettin Bey, artık Kültür Eğitim Kurumları'nın kurucusu olarak geleceği düşünmeye başlamıştı.

Üç kızı Ful Akıngüç Över (44), Lale Akıngüç Sevgen (42) ve Bahar Akıngüç Günver (39) eğitimlerini tamamlamış, evlenmiş, toplam beş çocukları olmuştu. Üç kardeş Kültür Okulları'nda çalışıyorlardı. Kızlarından Bahar, dünyadaki aile şirketleri konusunda ABD'de yapılan bir araştırmayı ailesinin dikkatine sundu. Buna göre her 100 aile şirketinden ancak 3'ü üçüncü kuşağa kalmaktaydı. Yani bir İngiliz atasözüne göre birinci kuşak kuruyor, ikinci kuşak çabalıyor, üçüncü kuşak cenaze kaldırıyordu! Aile, kurumun cenazesinin kalkmaması için kolları sıvadı, ABD'de geliştirilen ‘‘Varlık Eğitimi’’ programını uygulamaya başladı.

Çınar Oteli'nin bir salonu. Bir masa etrafında baba, anne ve üç kız. Baba Fahamettin Akıngüç, eşine dönüp toplantıyı açıyor: ‘‘Akıngüç Aile Meclisi'ne hoşgeldiniz. Yönetim Kurulu Başkanı'nın eşi Gül Hanım da aramızdalar. Kendilerine teşekkür ediyoruz...’’

Salona garsonun girmesi yasak. Çay servisi kızlar tarafından yapılıyor. Hararetli tartışmaların, önemli kararların alındığı bu toplantı aslında bir Aile Meclisi. Akıngüç ailesi üç yıldır her ay evleri dışında tarafsız bir bölgede biraraya geliyor. Amaç, şirketi sürekli hale getirecek, yaşatacak kararlar almak. Ancak, bu çekirdek aile üyeleri, toplantılarda zaman zaman çocukların sağlığından modaya, hatta yemek tariflerine kadar birçok şeyi konuşabiliyor. Bu durumda devreye baba Fahamettin Akıngüç giriyor: ‘‘Artık, kız muhabbetini keselim!’’ En hararetli tartışma anlarında da anne Gül Akıngüç ‘‘hadi öpüşün, barışın bakalım’’ diyerek tansiyonu azaltıyor.

Saat 10.00'da başlayan ve 17.00'ye kadar süren Aile Meclisi'nin mart ayındaki tek gündem maddesi, Varlık Eğitimi. Konu uzun uzadıya tartışılıyor. Geleneksel hale gelen öğle yemeğinde şaraplar içiliyor, aile bireyleri rahatlıyor. Öğleden sonraki oturumda yine aynı konu gündemde. En büyük kardeş Ful Akıngüç Över, Varlık Eğitimi'nin bazı yönlerine karşı çıkarak, ‘‘Çocuklarımızın her birinin farklı kişilik özellikleri var. Onları şimdiden aile şirketlerine yönlendirmek yanlış. Çok kurumsal ve yapmacık’’ deyince Bahar Akıngüç Günver bozuluyor. Fahamettin Akıngüç iki kızının tartışmasını keyifle izliyor.

ŞIMARMA, SORUMLULUK TAŞI

Ailenin en küçük bireyi Bahar Akıngüç Günver, aile işletmeleri alanında doktora yapmış. Varlık Eğitimi, bu alanın önemli bir parçası. Toplantıda bu konuda anne babasına ve ablalarına bilgi veriyor:

‘‘Varlık Eğitimi, birinci kuşağın girişimciliğini, şirketin varlıklarını üçüncü kuşağa aktarmayı amaçlıyor. Bu eğitim, varlık içinde doğmuş üçüncü kuşağın, bu serveti bir ayrıcalık değil, bir sorumluluk olarak algılamasını hedefliyor.’’

Böylece Akıngüç ailesinin varlık eğitimi başlıyor. Bahar Akıngüç Günver'in tez hocası olan ABD Ucla Üniversitesi'nden Prof. Dr. Alan Carsrud programın koçluğunu üstleniyor. Aileye hangi adımları izleyeceklerini belirtiyor.

ABD'de birçok varlıklı aile bu eğitimi alıyor. Ailenin üçüncü kuşağı için eğitim 13 yaşında başlıyor. Amaç ailenin genç bireylerine bilgi ve deneyim kazandırmak, ailenin değerlerini aşılamak, böylece kurumu uzun süreli kılmak. Torunlar başka şirketlerde çalışsa bile dürüst, ahlaklı, erdemli yetişmelerini sağlamak. Açık konuşmak gerekirse, servet içinde doğmuş üçüncü kuşağın şımarmasını önlemek! Bu hedef şöyle ifade ediliyor:

‘‘Şımarma, sorumluluk taşı. Bu varlık şımarman için bir ayrıcalık değil. Senin sorumluğun. O sorumluluğun bilincinde ol, gereğini yerine getir. Kurumun da devamını getir. Çok çalış, çalışmazsan sonuçlarına katlanacaksın. İyi not alamazsan aile şirketinde sana yer yok!’’

Akıngüç ailesi kolları sıvayıp işe girişiyor. Önce Aile Anayasası'nı oluşturuyorlar. Sonra her kuşak çeşitli ödevler yaparak eğitime başlıyor.

En büyük rol şirket kurucusu babaya düşüyor. Fahamettin Bey, Prof. Carsrud'un önerileriyle tecrübelerini aile bireylerine anlatıyor. Örneğin, 1960'larda Kültür Koleji'ni kurduğu yıllarda müfettişlerle ilgili bir anısını anlatarak, 'dürüstlük' kavramı üzerinde duruyor. Ya da, okula gelip eski halıları topladığını söyleyerek kendisinden 1 milyon lira alan, sonra da kayıplara karışan halıcıyla ilgili anısını aktarıyor ve 'güven' kavramını sorguluyor. Bütün bu öyküler, torunlara doğal aile ortamında, onları sıkmadan anlatılıyor.

HERKESE ÖDEV VERİLİYOR

Kızların kardeşlerinin çocuklarına objektif bakması hedefleniyor. Kendi çocuklarını kayırmak yerine, yeğenlerinin yeteneklerini tarafsız bir gözle değerlendirmeleri gerekiyor.

Torunlara da 'marka' konusunu ele alan çeşitli ödevler veriliyor. Örneğin: Bir süpermarkette çeşitli ürünler var, bunun ismi yok. Onunla ilgili bir hikaye yaz. Bir rafta üzerinde marka yazan onlarca kazak var. Ancak, birinin üzerinde markası yok. İsmi olmayan kazağın duygularını yaz.

Aile, yazın ABD'ye giderek koçları Prof. Carsrud'la yüzyüze görüşecek ve ömür boyu sürecek bu eğitimin bundan sonraki aşamalarına karar verecek.

DEDEDEN TORUNLARA HAYAT DERSİ

Biri dede, biri torun iki ağaç varmış. O ailede ava gitmek önemli bir olaymış. Bir gün dede ağaç, torununa ‘‘Senin artık ava gitme zamanın geldi’’ demiş. Küçük ağaç çok sevinmiş, ama erken kalkmak onun için çok zormuş. Dedesine, ‘‘Ben daha büyümedim. Erkenden nasıl kalkarım?’’ demiş. Ertesi sabah, dede ağaç farklı bir yöntem izlemiş. Gidip torununu kaldırmamış, uyansın diye gürültü yapmış. Küçük ağaç gürültüden uyanmış. Ve kendi kendine uyandığı için, gerçekten olgunlaştığını düşünmüş.

FAHAMETTİN AKINGÜÇ

Torunlarımı bilimsel yetiştirmek istedim

Kızlarımın yetiştirilmesinde sadece ben ve eşim sorumluydu. Babamızdan nasıl gördüysek öyle eğittik onları. Torunlarımın yetiştirilmesinde ise doğrudan yetkili olan kızlarım ve damatlarım. Ancak, bu üçüncü kuşağın kurum içinde uyması gereken ilkeler konusunda varlık eğitimi ile bilimsel desteği sağladım. Aile Anayasası'nı oluşturduk. Bu metin, aile üyelerinin birbirleriyle ilişkilerini ve aile-iş ilişkilerinin temel ilkelerini içeriyor. En önemli parçası ise varlık eğitimi.

KIZLAR ROTASYONLA GENEL MÜDÜR OLUYOR

Fahamettin Akıngüç, Kültür Koleji'nin genel müdürlüğünü üç kızının belli aralarla üstlenmesini öngörmüştü. Önce Ful Akıngüç Över, şimdi de Bahar Akıngüç Günver genel müdür oldu. Sıra Lale Akıngüç Sevgen'e de gelecek. Aile Anayasası'na göre, bu rotasyon bitince, üç kız ve baba oturup kimin başarılı olduğunu tartışacak. Sıra oylamaya gelecek. En büyük oy babada olacak. Oylama sonucu sürekli görev yapacak genel müdür belirlenecek. Bu, ya kızlardan biri ya da bir profesyonel yönetici olabilecek.

AİLE ANAYASASI

Karar verme, bilgi paylaşımı, çalışanların davranış biçimi, toplumda davranış biçimi gibi konularda aile üyelerinin sorumluluklarını belirler.

Aile bireylerinin içinde bulunduğu topluma yani içinde yaşadığı Türk toplumuna ilişkin sorumlulukları doğrudan her Türk entelektüel insanın, her Türk vatandaşının yaşadığı sorumluluklardır

Her pay sahibi, kendi payının kendi çocuklarına dağılımında serbesttir. Ancak, aile dışından herhangi bir kişi ya da kuruma payını kısmen ya da tamamen devretmesi için hissedarlar kurulunun ve şirketin Yönetim Kurulu'nun çoğunlukla karar alması gerekir.

Bu anayasaya ilişkin bilgiler açıklıkla ve pedagojik, psikolojik evrelere uygun şekilde gelecek kuşaklara anlatılmalı, benimsetilmelidir.

Kuşaktan herhangi birinin eşinin Türk vatandaşı olması ya da olmaması kendisinin tercihi.

Herhangi bir kuşakta bireyin ya da yakınının toplumun değerlerine uymayan davranışları kurumların onuruna leke getirmemeli, tüm kuşaklar boyunca bireyler yeni kuşakları bu anlayış içinde yetiştirmeye özen göstermelidir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!