Vefalı olmak buna denir

Güncelleme Tarihi:

Vefalı olmak buna denir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2002 23:20

İstanbul'un tam orta yerinde, Vefa'da bir lise var. Adını bulunduğu semtten alan bu lise, hem ülkeye, hem mensuplarına, hem de öğretmenlerine hep vefa gösterdi. Okul mezunlarından birçoğu Osmanlı ordusunda subay olarak görev yaptı. Bingazi'den Sina'ya, Yemen'den Kafkasya'ya, Şam'dan Balkanlar’a ve Çanakkale’ye kadar onlarca cephede binlerce Vefalı ülkeleri için savaştı. Gidenlerin çoğu dönmedi. Cumhuriyet tarihi boyunca da bilimadamları, siyasetçiler, bürokratlar, çok büyük sanatçılar çıkardı. Bugün Vefa Liseliler Elif Naci, Yahya Kemal, Hasan Ali Yücel gibi övündükleri eski mezunların adlarını taşıyan sınıflarda ders yapıyor. Ve bu okul tam 130 yıldır ayakta duruyor...

Vefa Lisesi, 1872'de kuruldu. Ülkeyi yönetecek insanları yetiştiren Mekteb-i Mülkiye'ye yani Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne öğrenci hazırlamak üzere öğrenime başladı. Bugün Eminönü Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan binada eğitime başladığında adı, ‘‘Dersaadet İdadi-i Mülkiye-i Şáhánesi’’ydi. Yüzyılın başında modernleşme ve Batılılaşma hamlesi başlatmış olan imparatorluğun gençleri, ülkeyi yönetecek kadro içinde yer alabilmek için birbirleriyle yarışıyordu. Okulun kısa zamanda büyük bir rağbet görmesi nedeniyle ilk bina yetersiz kaldı. Bunun üzerine, günümüzde Basın Müzesi olarak kullanılan Divanyolu'ndaki yerine taşındı.

Fakat Divanyolu'ndaki okul binası eğitime pek elverişli değildi. Şehrin en kalabalık yerlerinden birinde, bitişik nizam yapıların arasında sıkışmıştı. Bahçesi, spor salonları, toplantı ve gösteri merkezleri yoktu. Uzun süren araştırmalar sonucu 1881'de bir yer bulundu: Vefa'daki Mütercim Rüştü Paşa'ya ait olan üç katlı konak. Devrin en büyük konaklarından biri olan bu bina geniş bir bahçe içinde yer alıyordu. Şehzade Külliyesi'nin arkasında, Dede Efendi Caddesi üzerinde bulunan bina, ihtiyaca göre genişlemeye elverişli bir yerdi. Şehzade Külliyesi'nin 'Tabhane' binası ve konağın bitişiğindeki Şehit Ali Paşa Kütüphanesi de okulun kullanımına açıldı. Maarif Nezareti'nce satın alınan konakta öğrenime başlayan okulun adı, ‘Vefa İdadi-i Mülkiye-i Şáháne’ olarak değiştirildi. Daha sonra bu isim ‘Vefa İdadisi’ne 1908'de ise ‘Vefa Sultanisi’ne çevrildi.

GÖNÜLLÜ ASKER OLDULAR

1910-1920 dönemi yangınlar, savaşlar, kayıplar, salgın hastalıklar yani felaketler devriydi. Önce 1910 büyük İstanbul yangını geldi. Okul binası yangında evini kaybeden ailelere verildi ve eğitime Vezneciler'deki Saffet Paşa Konağı'nda devam edildi. Tam herşey rayına giriyordu ki 1912'de Balkan Savaşı patlak verdi. Düşman, Çatalca'ya kadar ilerlemiş, İstanbul'dan göçler başlamıştı. başkenti kaybetmek an meselesiydi. Vefa Sultanisi öğrencileri bir forum düzenleyerek maarif yetkililerine gönüllü olarak yurt savunmasına katılmak istediklerini bildirdiler. Bu karara öğretmenler de katıldı ve okulda eli silah tutan herkes cepheye gitti. Her zaman olduğu gibi gidenlerin çoğu dönmedi, boş kalan okul sıralarına mevsimine göre karanfiller, güller ve laleler koyuldu.

Zaten bu sırada okul binası Hiláli Ahmer (Kızılay) hastanesi olarak kullanılmaya başlanmıştı. Savaştan sağ dönebilen öğrenciler eğitime bugün Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nin bulunduğu binada devam ettiler. Fakat, o sıralarda uzun süre oturmak, yeni gelenlere de nasip olmadı. Çünkü Çanakkale Savaşı başladı. 1915-1916 eğitim döneminde öğrenciler ve öğretmenler, asker üniformasını giyerek okulun bahçesinde toplanıp marşlar söyleyerek Şehzadebaşı'na çıktılar. Meydanda toplanan İstanbullular, henüz oyun çağında olan bu küçücük çocukların gözlerindeki kararlılığı izliyordu. Anneler, babalar, büyükbabalar da o kalabalığın içindeydi. Alkışlarla ve dualarla uğurlandılar savaşa ve tabii yine gidenlerin çoğu dönmedi. Vefa'nın vefalı çocukları Çanakkale'de, kurumuş toprağa damlayan su zerrecikleri gibi kaybolup gittiler.

1917'de okul eski binasına geri döndü. İki yıl sakin geçti. Kitaplar okundu, defterler karalandı, karneler alındı. Ama 1919'da Anadolu'da başlayan Kurtuluş Savaşı ateşi Vefalılar'ın da yüreğini yaktı. Öğrenciler ve öğretmenlerin bir kısmı birer ikişer, ortalardan kaybolarak Mustafa Kemal'in yanında yurt savunmasına, büyük kurtuluş hareketine katıldılar. Ve cumhuriyet kuruldu...

Artık ülkeyi yeni bir heyecan dalgası kaplamıştı. Büyük eğitim seferberliği ilan edilince 1924'te okulun adı ‘‘Vefa Lisesi’’ olarak değiştirildi. 1925'te lisenin ikinci devresi kapatıldı ve öğretime 1933'e kadar Kadırga'da ‘‘Vefa Orta Mektebi’’ adıyla devam edildi. 1933'te lise kısmı iade edildi. 1938'de, bugün pansiyon olarak kullanılan bina inşa edildi ve Yüksek Öğretmen Okulu eğitime başladı. 1949'da öğretmen okulu kapatılınca bina liseye devredildi.

1958'de Vefa Lisesi bünyesinde İstanbul'un ilk akşam lisesi hizmete girdi. Bu lise 1976'da Pertevniyal lisesine taşındı. Eğitimde mucizeler yaratan bu okula talep artmaya başladı. İstanbul'un çok uzak semtlerinden ve yurdun çeşitli bölgelerinden öğrenciler bu okula girebilmek için kuyruklar oluşturuyordu. Bu talebi karşılamak için 1959-1960 ders yılında okulda yatılılık uygulaması başlatıldı.

TARİHİ BİNALARA DESTEK

Okula yönelik talep gün geçtikçe arttı. Milli Eğitim Bakanlığı okulu genişletmeye karar verdi. 1968'de temeli atılan ana bina 1971'de eğitime açıldı. İstanbullu Lionslar her zaman okula çok büyük destekler verdiler, okulun bünyesindeki tarihi binaların onarımını da üstlendiler. Bugün orta bina diye adlandırılan Mütercim Rüştü Paşa Konağı, 1984'te Vefa Lions Kulübü tarafından bakımı ve onarımı yapılarak öğrencilerin hizmetine sokuldu. Bu bina, 17 Ağustos 1999 depreminde, pansiyon binasıyla birlikte hasar görünce, bir süre devre dışı kaldı. İMKB'nın 117 milyarlık desteğiyle her iki bina da onarılarak son iki yıl içinde Vefa Lisesi'ne kazandırıldı.

1990-1991 öğretim yılında okulun bünyesinde ‘‘Vefa Anadolu Lisesi’’ açıldı. 1996'da klasik eğitim veren Vefa Lisesi'nin son sınıf öğrencileri de mezun olunca okul tamamıyla Anadolu Lisesi statüsü kazandı. Okulun isminin Vefa Anadolu Lisesi olarak değiştirilmesi kimseyi memnun etmedi. Çünkü Vefa Lisesi adı çok önemli bir kimlik belgesi olarak tam 72 yıl boyunca kullanılmıştı. Mezunlar, öğretmenler, öğrenciler ve veliler birleşerek okulun adının iadesi için talepte bulundular. 6 Kasım 2001'de bu dilek kabul edildi ve lise eski ismine kavuştu. Vefa Lisesi, İngilizce ağırlıklı eğitim veren bir Anadolu Lisesi olarak eğitim hizmetine devam ediyor. Okulda 956 öğreci eğitim görüyor, 41 kız öğrenci yatılı olarak okuyor.

Vefa Lisesi'nde her yıl Mayıs ayının ilk pazarında ‘‘Boza Günü’’ yapılıyor.

ESKİ MEZUNLARIN BAĞLILIKLARI

Vefalılar çok büyük bir vefa örneği göstererek okullarına sahip çıktı. Vefa Vakfı, Vefalılar Derneği, Vefa Spor Kulübü, okul koruma derneği, aile birliği okulun onarılması için destek verdi. Nejat E. Basmacı, Uğur Dündar, Vefa Küçük, Bahattin Durmuş, Yusuf K. Öztiryaki, Oktay Duran, Mehmet Yavuz, Sadık Vefa, Rüstem Eyüboğlu, Sururi Güde, Saim Güde, Faruk Ceylan, Çetin Yıldırımalan, Cemal Türkkan, Şemsettin Gökbayrak, Sezar Sosyal, Zeki Olcay, Peker Kızıltaş, Ertuğrul Eryılmaz, Atilla Kuzucan, Kadir Efe, Aydın Erman, 1969-1970 ve 1957-1958 mezunları, Erol Kural, Mehmet Özdemir, Hasan Tahsin Oran, Tayfun Yılmaz, Haluk Yavuzer gibi eski mezunlar okullarını modern zamanlara hazırlamak için derslikleri, bilgisayar laboratuvarlarını, müzik odalarını, resim atölyesini, yemekhaneyi onardılar.

Vefa Lisesi müdürü Sakin Öner, özellikle depremden sonra okulun eski mezunlarıyla temasa geçip bağış kampanyaları başlattı, sponsorlar buldu, derslikleri, laboratuvarı, tiyatro salonunu, yemekhaneyi modernize etti.

Ünlüler okulu

Hasan Ali Yücel, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Hüseyin Cahit Yalçın, Peyami Safa, Feridun Fazıl Tülbentçi, Ahmet Altan, Fuat Miras, Tınaz Titiz, Aytekin Kotil, Tunca Toskay, Ahmet Tan, Uğur Dündar, İslam Cupi, Sadettin Teksoy, Abdülkadir Yücelman, Elif Naci, Tevfik Gelenbe, Gazanfer Özcan, Kemal Sunal, Şener Şen, Müjdat Gezen, Erol Büyükburç, Ersan Erdura, Yusuf Kurçenli, Ruhi Ayangil, Memduh Ün, Adnan Adıvar, Mithat Cemal Kuntay, Yusuf Ziya Ortaç, Ekrem Akurgal, Tarık Minkari, Toktamış Ateş.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!