Uzayı su yolu yapmak

Güncelleme Tarihi:

Uzayı su yolu yapmak
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bugün birçok insan Jetgiller'de iki gezegen arasıdaki yolculuğun, bir ülkeden diğerine uçmak kadar olağan olarak gösterilmesine güler. Fakat geçtiğimiz hafta düzenlenen

ABD Uzay Sempozyumu'nda kimse bu fikre gülmedi. Sempozyumdaki uzay turizmi, uzay nakliye araçları ile taşınacaklar, Mars ve Ay'da kurulacak koloniler gibi konu başlıkları tartışıldı.

ABD Uzay Sempozyumu’nda uzal turizimi türü konuşmaların yapılması aslında çok garip değil. Özellikle Soğuk Savaş sonrası ve Reagan döneminde uzayın ticarileştirilmesi genel bir politika haline geldi. Değişik kuruluşlar, birbirlerinden bağımsız olarak uzaydan nasıl gelir elde edilebiliceğini zaten araştırıyor. Gelir kaynaklarının başında telekominikasyon, televizyon, casus uyduları geliyor.

Vandenberg Hava Kuvvetleri Üssü komutanı general Gerald Perryman, Amerikan Hava Kuvvetleri'nin 15 yıllık bir bütçe kesintisinden sonra, ticari uzay uçuşlarının karlı olduğunu ve bu yola girmenin artık kaçınılmaz hale geldiğini gördüğünü açıkladı. Perryman'e göre Hava Kuvvetleri artık uzay uçuşlarına ticari bir yaklaşım gösterecek. Tabi ki bu yeni politika uzay ticaretini alan olarak gören özel firmalara daha fazla sorumluluk binmesine neden olacak. Hava Kuvvetleri yeni politikası gereği hazırladığı plana göre yeri fırlatma rampalarının, araçların ve tesislerinin inşa edilmesi gerekiyor. Bu ticarileşme planının maliyeti 1.2 milyar dolar.

Gelecek bilimci Alvin Toffler'e göre uzay endüstrisi de İnternet'in yaşadığı demilitarizasyonu yaşayacak. İnternet de askeri amaç ile kurulmuş, zamanla üniversitelere, özel sektöre ve en sonunda tüm insanlığa açılmıştı. Toffler tıpkı İnternet’te olduğu gibi uzay çalışmalarındaki büyük gelişmelerin özelleşmesinden sonra gerçekleşeceğine inanıyor. Lockheed-Martin şirketinin geliştirdiği 'Venturestar' adlı uzay gemisi,uzay çalışmalarının ticari sektöre açılma planınını bir sonucu olarak ortaya çıktı. Venturestar tekrar tekrar kullanılabilecek bir araç olarak tasarlanmış.

YENİ TEKNOLOJİLER

Hava Kuvvetleri artık Venturestar tipi projelere yatırım yapıyor. Çünkü bu gemiler, bugün kullanılan hantal uzay araçlarının aksine, yörüngeye yerleşen, yük taşıyan ve yere inip tekrar kullanılabilen yekpare gövdeli yeni nesil tasarımlar. Yeni teknolojilerin kullanıma tam anlamıyla geçişin her araç fırlatışı maliyetini onda bire indireceği tahmin ediliyor. Maliyetlerdeki düşüş ise özel sektör için uzayı daha da çekici hale getiriyor.

Antibiyotik, kalp

krizi riskini azaltıyor

Ortaya çıkan yeni deliller doğrultusunda, antibiyotik tedavisinin kalp krizi riskini azalttığı belirlendi. İngiltere'de 3.000 hasta üzerinde yapılan gözlemler sonucunda, genel hastalıklar için yüksek etkili antibiyotik kullanan hastalarda kalp krizi olasılığının ilacı kullanmayanlara oranla yüzde 30 düşük olduğu tesbit edildi. Bu çalışmalar sonucunda bilim çevreleri yeni bir varsayım üzerinde tartışmaya başladı. Bir takım bilimadamları kalp kasında tahribata neden olan bakterilerin, kalp krizinde önemli rol oynayabileceğini ileri sürüyor.

Kaybolan uydu

ABD'deki Space Imaging şirketine ait 'Ikonos 1' adlı ticari uydu kayboldu. 4 Mayıs günü taşayıcı roketle fırlatılan uyduyla bağlantı plan gereği fırlatıştan sekiz dakika sonra kesilecek ve sonra bağlantı yeniden kurulacaktı. Ancak kesinti sonrası bağlantı kurulamadı. Roketin ise yörüngeye ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyor. Altı ton ağırlığındaki roketin dünyaya düşme olasılığı yok. Şirket, kamerayla donatılmış uyduyu, dünyanın resimlerini çekmek için uzaya göndermişti. Resimler şehir planlamacılığı, çevre sorunlarının kontrolü ve petrol kaynaklarının araştırılması için kullanılacaktı.

Nükleer santral nüfusu artıyor

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, dünya tekelinde 434 nükleer enerji santralinin faaliyette olduğunu bildirdi. Merkezi Viyana'da bulunan kurumun yayınladığı 1998 verilerine göre, dünya elektrik üretiminin % 16'sı nükleer enerji santrallerince sağlanıyor. Geçen yıl üçü Güney Kore’de, biri de Slovakya'da olmak üzere dört yeni nükleer enerji santrali hizmete girerken, ikisi Çin, biri Tayvan, bir de Japonya'da olmak üzere dört santralin de inşasına başlandı. Bu inşaatlar ile inşa edilmekte olan santral sayısı 36'yı buldu. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, nükleer enerjiye en çok bağımlı olan ülkeleri ve bağımlık oranalarını şöyle sıraladı: Litvanya (%77,2), Fransa (%75,8), Belçika (% 55,2), İsveç (% 45,8), Ukranya (% 45,4) Slovakya (% 43,8), Bulgaristan (% 41,5), Güney Kore (% 41,4), İsviçre (% 41,1), Slovenya (% 38,3), Japonya (% 35,9) ve Macaristan (% 35,6).

Kaplanlar zor durumda

Doğu Asya'nın en eski sakinlerinden biri olan kaplanın yaşama alanları her geçen gün daralıyor. Ormanların giderek yokoluşu, sayıları 300 ila 400 arasında olduğu tahmin edilen koruma altındaki kaplanları tehdit ediyor.

Doğu Rusya'da yaşanan kentsel gelişim kaplan ile insan arasındaki çözümü zor çatışmayı son aylarda gittikçe daha da çıkmaz bir noktaya getirdi. Öyleki son aylarda insana saldıran kaplan vakası ihbarlarında büyük bir artış görüldü. Bu tür vakaların artışına neden olarak av alanlarının azalması gösteriliyor. Yakınlarını kaplan saldırısı sonucu kaybeden yerel halk intikam için av partileri düzenliyor ya da kaplanları zehirleyerek öldürüyor. En son Dudhwa Milli Parkı'nda dört kaplan zehirlenmiş olarak bulundu. Kaplan nüfusundaki azalmanın bir diğer nedeni de Çinli yerel doktorların ilaç yapımında kaplanların çeşitli organlarını kullanmaları. Örneğin bir kaplan penisi Hong Kong'da 110 sterline alıcı buluyor.

Kaplanlar için hikayenin aydınlık yüzünde de gelişmeler var. Tayland'da kaplanların korunmasını isteyenler tam 235 bin imzalık bir dilekçe hazırladı. Hindistan'da iki yeni kaplan reservi kuruldu ve kaplan koruma bütçesi iki katına çıkarıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!