Umut vakıfla yaşıyor

Güncelleme Tarihi:

Umut vakıfla yaşıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 1998 00:00

Haberin Devamı

Nazire Dedeman, oğlu Umut'un ölümünün ardından Umut Vakfı'nı kurdu. Vakfın merkezi ise 17 yaşındayken aramızdan ayrılan Umut Önal'ın evi. Beklentilerin, iyiye yönelmenin, insanlarla ve doğayla barışık olmanın, barış içinde gelişmenin evi; hukukun üstünlüğünün sağlanmasına ve hukuk devletinin güçlü olmasına çalışan ev, insanlığa umut veren önderlerin yetiştiği ev olacak.

Dedeman Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Üyesi Nazire Dedeman'ın oğlu, Mehmet Umut Önal, 28 Eylül 1993 tarihinde Kürt Ahmet adıyla tanınan Ahmet Turgut’un oğlu İdris Melih Turgut'un Ankara Çankaya'daki evinde öldüğünde 17 yaşındaydı. Melih Turgut'un ifadesine göre kazayla patlayan tabancadan çıkan kurşun Umut Önal'ın kalbinden vurularak ölmesine sebep olmuştu. Yaklaşık iki yıl süren davada mahkeme, İdris Melih Turgut'a ‘‘tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu adam öldürme’’ suçundan 4 yıl, ruhsatsız silah kullanmaktan dolayı 1 yıl verdiği hapis cezalarını 18 milyon 570 bin lira para cezasına çevirdi ve dava kapandı. Ne var ki Nazire Dedeman, bazı noktaların açığa çıkması için kişisel mücadelesini sürdürüyor.

Nazire Dedeman, oğlu Umut Önal'ı kaybettikten sonra Umut Vakfı'nı kurdu. Bir taraftan oğlunun ölümü ardındaki sır perdesinin aralanması için hukuk mücadelesine devam eden Nazire Dedeman, diğer yandan başkanı olduğu Umut Vakfı çalışmalarını sürdürüyor. Mustafa Kemal'in ‘‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ sözünden yola çıkan Umut Vakfı, uyuşmazlıkların çözülmesinde insanların barışcıl yolları yeğlemeleri için çalışmalar yapıyor. Sadece Türkiye'de değil Avrupa ve Ortadoğu'da da barışçıl uzlaşma yöntemlerinin tanıtılması, öğretilmesi ve uygulanması konularında etkinlikler düzenliyor.

‘‘Umut Vakfı ne zaman ve neden kuruldu?’’

1993 Aralık ayında kuruldu. Biz daha önce de gerek Dedeman ailesi olarak gerek ben şahsım olarak hukuk üstünlüğü konularında, barışcıl yollarla, uzlaşma yöntemleriyle, eğitimle, uyuşmazlıkların çözülmesinde barışçıl yolların öğretilmesi konusunda birçok uluslararası toplantılara ve konferanslara hem sponsorluk veriyor hem katılıyorduk. Oğlum Umut Önal'ın öldürülmesi sonucunda bu çalışmaları hem onun adına bir vakıf adı altında yaşatmak hem de bu çalışmaları daha resmi şekilde yürütmek amacıyla kurduk.

‘‘Umut Vakfı'nın amacı ve etkinlikleri nelerdir?’’

Geleceğin teminatı olan gençlerimize Atatürk'ün izinde önderlik yapacak kişilik ve beceriler kazandırarak onları ülkemizin gelişmesine yardımcı ve insanlığa yararlı bireyler olarak yetiştirmek. Kişilere hukukun üstünlüğünü benimsetmek.

Silahın şakası yok

Umut Vakfı kuruluşundan bu yana ‘‘Bireysel Silahsızlanma’’ başlıklı ödüllü yarışmalar düzenleyerek toplumda hızla gelişen bireysel silah bulundurma gerekesiniminin nedenlerinin araştırılmasını teşvik ediyor. Günümüzde bu tür olaylar özellikle spor bahane edilerek ortaya çıktığı için 15 Kasım 1995 tarihinde yapılan milli maçtan itibaren ‘‘Silahın Şakası Yok’’ isimli bir kampanya başlatıldı. Tüm spor camiasını ve sporseverleri bireysel silahsızlanmaya destek olmaya çağıran bu kampanya çerçevesinde maçlar naklen yayınlanırken, ‘‘Silahın Şakası Yok... Umut Vakfı... Silahın Şakası Yok’’ yazılı bir band defalarca ekranın altından geçti. Sözkonusu bandın yayınlanmasıyla maçlardan sonra havaya ateş açma eylemlerinde belirli azalma görüldü. Böylece, kaba kuvvetin, şiddetin gelişmesini önlemeye yardımcı olarak hukuk devletinin varlığını güçlendirmek amaçlanıyor.

Uygulamalarında katkıda bulunmayı sağlamak. Önderimiz Atatürk'ün ‘‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ sözünden yola çıkarak, uyuşmazlıkların çözülmesinde gençlerimizin barışcıl yolları tercih etmelerini istiyoruz. Bu konuda kuruluşundan bu yana birçok etkinlik yaptık. Üç kere Avrupa Barış Konferansı yaptık. Uzlaşma bilimi ve sanatıyla ilgili Balkan Konferansları yaptık. Ortadoğu barış sürecini kollamak amaçlı arabuluculuk ve değişim konusunda Ortadoğu ülkeleriyle dört ayrı konferans düzenledik. Bunlar sadece ülkemizde değil, komşularımızda, hatta dünyayda olması gereken olaylar. Bir bütünlük içersinde götürmek gerekiyor. Her yıl 28 eylülde yaptığımız ‘‘Bireysel Silahsızlanma’’ başlıklı ödüllü yarışmamız var. Bu sene ‘‘Medyanın Şiddetteki Rolü’’ olacak. Şiddetten ziyade medya silah kullanımına karşı nasıl bir çaba götürüyor, ne yapıyor? Bunun medya içersinde araştırmasını yapıp ödüllerimizi verceğiz.

‘‘Umut Vakfı’nın başkanı olmanın getirdiği sorumluluklar nelerdir?’’

Benim hep inandığım bir olgu var: Sorumlu yurttaş olma bilinci. Bilinçli, sorumlu, yurttaşlığı gerçek yurttaş anlamında kullanabilme. Ben o sorumluluğu her zaman yurttaş olarak üstlendiğimi düşünmüşümdür. Bu konuda faaliyetleri yaparken bu sorumluluk ve bilincin daha bilimsel taraflarına girmek zorunda kaldım. Sorumluluk sadece o sorumluluğu bilmekle de yetmiyor. O sorumluluğu kullanma becerisinde de olmayı getiriyor. Vakfımızın bu konuda yaptığı uğraşlar sonucunda önümüzdeki günlerde öğrenciler için ‘‘Yurttaş Olmak İçin’’ adlı bir kitap basılacak. Hem ortaöğretimde öğrencilere okutulacak hem de öğretmenlere verilecek. Arabuluculukta ‘önce eğitimcilerin eğitimi’ dediğimiz bir program başlattık. Birçok eğitimciye, öğretmene eğitim verdik. Yurtdışından bu konuda uzman kişiler katıldılar. Bu öğretmenlerimizin eğitiminden sonra okullarında uygulamalarını sağladık.

‘‘Şiddet oranının her gün arttığı bir ülkede sizin barış umudunuz nasıl ayakta durabiliyor?’’

Sorumlu yurttaş dediğim kavrama geliyor zannediyorum. Her şeyden önce umutları yitirme hakkımız yok. Umutsuzluğa kapıldığımız anlar olsa da kendimizi koyverme hakkına sahip olmamalıyız. Bir ülkenin yurttaşıysak o sorumluluğu da taşıyoruz demektir. Bezip köşeye çekilmeye hakkımız yok. Onun için herkesin elinden geldiği kadar bilinçli yurttaş olmak için emek vermesi gerekiyor.

Vakıf kaynaklarını nasıl sağlıyor?

Dedeman topluluğu olarak büyük bir katkımız var. Avrupa Birliği'ne henüz Türkiye giremedi, ama biz Umut Vakfı olarak bir yıl kadar önce Avrupa Birliği sivil toplum örgütleri barış komitesi başkanlığına getirildik. Kurucu üyemiz Mehmet Gürkaynak, bu komitenin başına getirildi. Hazırladığımız projelerle yurtdışında, destek sağlıyoruz. En son Avrupa Birliği Komisyonu'ndan iki yıllık bir çalışma için bize aktarılmış bir fon var. Enjiyoların doğru kullanımı, doğru yönetimi, kamuoyuna yararlı seslerini duyurabilmesi konusunda çalışmalara başlıyoruz.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!