Tüzmen: Çin ve Türkiye iki yıldız olacak

Güncelleme Tarihi:

Tüzmen: Çin ve Türkiye iki yıldız olacak
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2007 15:04

Türk-Çin İş Forumu toplantısında konuşan Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, "Türkiye’de 35 gün sonra genel seçimler var, gündemde Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırada bulunuyor ve Güneydoğu sınırında bazı sıkıntılar yaşıyoruz.

Böylesi bir ülke gündemine rağmen Çin ile 15. dönem karma ekonomik toplantıyı yapıyor olmayı size ne kadar değer ve önem verdiğimizin bir işareti olarak değerlendirmenizi istiyorum” dedi.

Türk-Çin İş Forumu toplantısı İstanbul Çırağan Otel’de başladı. Toplantıya, iki ülkenin dış ticaretten sorumlu bakanları yanı sıra çok sayıda Türk ve Çinli işadamı, bürokrat ve meslek örgütü temsilcisi katıldı. Toplantının Babalar Günü’ne denk gelmesi nedeniyle görüşmeler sırasında duygusal anlar yaşandı. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı her iki bakana da sürpriz yaparak Kürşat Tüzmen’e iki çocuğunun çerçeveletilmiş fotoğrafını verirken, Çinli Bakana da babası ile çekilmiş eski bir fotoğrafı hediye etti. Çinli Bakan babasıyla birlikte çekilmiş fotoğrafın kendisine hediye edilmesini çok özel bir an olarak niteledi ve “bu fotoğrafı nereden buldunuz” diye şaşkınlığını ifade etti.

BİR TEK ÇİN’E MAL SATAMIYORUZ

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen Türkiye ile Çin’in karşılıklı ticaretini ve ekonomik ilişkilerinin dününü ve bugününü kapsamlı olarak değerlendiren konuşmasında Çin ekonomisindeki gelişmeye işaret ederek “Çin gelecek 10 yıl içinde dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Tarihi İpek Yolu'nun iki yakasında iki yıldız parlıyor. Batı yakasındaki beyaz yıldız Türkiye, doğu yakasındaki sarı yıldız ise Çin. Biz iki ülke 21. yüzyılın iki parlayan yıldızı olacağız” dedi. Çin’in 1.8 trilyon dolarlık dış ticaret hacmi içinde Türkiye’nin payının hala çok düşük düzeyde olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Dünyadan 800 milyar dolarlık mal alıyorsunuz. Bizim ihracatçılarımız ise dünyanın her tarafına mal satmayı başardılar. Bir tek size mal satamıyorlar. Çünkü tarifeleriniz çok yüksek. Bu gümrük tarifelerini indirin ki size de daha çok mal satabilelim. Çin ile ticaretimizde ilk kez ihracat rakamımız 1 milyar doları geçti. Toplam içinde Çin’e yapılan ihracatın payı düşük ama, yıllık artış oranına baktığımız zaman umut verici bir gelişme görüyoruz. Geçen sekiz aylık dönemde ihracat artışımız yüzde 50’nin üzerine çıktı. Şimdi 1 milyar dolarlı rakamın yanına önce bir sıfır koyarak 10 milyar dolara, sonra bir sıfır daha koyarak 100 milyar dolara çıkarmayı hayal ediyoruz ve bunu istiyoruz.”

ORTAK WEB SİTESİ

Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalattın geçen yıl yüzde 40 arttığını hatırlatan Tüzmen, bu yılın ilk dört ayında ise yüzde 22’lik bir yükseliş gerçekleştiğini söyledi. Artış hızında bir yavaşlama yaşandığına dikkat çeken Devlet Bakanı Tüzmen, dış ticaretin karşılıklı olarak yine de dengeli ve umut veren bir süreç içinde olduğunu kaydetti. Tüzmen konuşmasını şöyle sürdürdü; “Çin Pazarına Giriş Projesi hazırladık. Stratejik ortaklık içinde tercihli ticaret anlaşmasına uygun olarak önce Türkiye’nin ihracatını arttırmayı hedefliyoruz. Pekin ve Şangay’da Türkiye’nin ticaret ofislerini kuracağız. Bugün hizmete açtığımız Türkiye-Çin Ticari ve Ekonomik İşbirliği Web sitesi ile ilişkilerimizi daha yakınlaştıracağız. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin envanterini bu site aracılığıyla her an izleyebileceğiz.”

Çin ile dış ticaret açığını kapatamadıklarından yakınan Tüzmen, Cinlilere, “Ticaret dışında Türkiye’ye yatırım yapın, biraz turist gönderin” diye seslendi.

Tüzmen, “Çin bütün dünyaya yatırım yapıyor, dünyanın her yerine turist gönderiyor. Şimdi sıra Türkiye’ye yatırım yapmakta ve turist göndermekte. Her yıl 40 milyonun üzerinde Çinli turist dünyayı dolaşıyor. Biz de Çin’i ülke tanıtım programına aldık.Türkiye’nin nüfusunun yarısı kadar Çinli her yıl dışarı gidiyor. Ruslar Türkiye ile hem yatırım hem turizm alanlarında çok iyi ilişki içindeler" dedi. Sıranın şimdi Çinli yatırımcılarda ve turistlerde olduğunu ifade eden Tüzmen, Çinli turistlerin Türkiye’ye yönlendirilmesini istedi.

ORTAK PROJELERE İMZA ATALIM

Müteahhitlik alanında Türk ve Çin firmalarının dünyanın birçok yöresinde yapılan ihalelerde en sona kalan iki ülke olduklarını ve Türkiye ile Çin arasında bu sektörde ortak projeler geliştirebileceklerinin altını çizerek, “ Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışında aldıkları ihale rakamı 2002’de 1.4 milyar dolar iken bu rakam geçen yıl sonunda 15 milyar dolara ulaştı. Şimdi 2007’de toplam üstlenilen proje rakamı 17 milyar dolara çıkmış durumda. Büyük iki kardeş olarak ihalelerde birbirimizi ezmeyelim ve beraberce işler alalım, dünyanın birçok yerinde projeleri el ele gerçekleştirelim" diye konuştu. Tüzmen, Afrika’da ve Uzakdoğu’daki ortak projelere Çin ve TÜrkiye'nin beraber imza atması gerektiğini belirterek, "Riskli olarak görülen ülkelere sizin bankalarınız kredi açmakta tereddüt etmiyor. Siz o projelerin kredisini verin, projeyi de bizim müteahhitler gerçekleştirsin” dedi.

İPEK YOLUNU BİRLEŞTİRELİM

Dünya ticaretinin yeni rotası olarak tarihi ipek yolu üzerinde yeni bir hat oluşturulması çerçevesinde iki ülke arasında ulaşım ağlarının kara, deniz, hava ve demiryolu olmak üzere her segmentte geliştirilmesi gereğine değinen Tüzmen sözlerine şöyle devam etti: “İpek Yolu’nun iki ucundaki iki ülke olarak gelin birlikte bu ticaret ve kültür yolunu yeniden inşa edelim. 11 bin kilometre olan demiryolunu Çin’e kadar uzatalım.Karşılıklı uçak seferlerini çok daha fazlalaştıralım. Ben THY’den de rica ediyorum, haftada 7 uçak ile olmaz. Ticaret ve turizm faaliyeti bu kadar potansiyel gösterirken çok daha fazla uçak seferi düzenlenmesi gerekir.”

Tüzmen 1.8 trilyon dolarlık dış ticaret hacmini oluşturan Çin Dış Ticaret Bakanı Bo Xilai’den övgüyle söz ederek, “ Geçen yılki ziyaretimiz sırasında Türkiye’ye geleceğiz sözünü vermişti. Şimdi buraya gelerek sözünün eri olduğunu bize gösterdi. Bu ziyaret 21. yüzyıla damgasını vuracak iki ülkenin ilişkilerini geliştirme açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle biz de bu seyahata çok önem veriyoruz” dedi. Tüzmen konuşmasını Konfüçyus’un “ağaca çıkmak istiyorsanız yıldızları hedef alın” sözüyle tamamladı.

TÜRKİYE’YE GELMEK İÇİN GEÇ KALDIM

Çin Dış Ticaret Bakanı Bo Xilai ise konuşmasına “Türkiye’ye ilk kez geliyorum. Çok geç kaldığımı düşünüyorum. Keşke birkaç sene önce gelebilseydim, her şey daha farklı olabilirdi” sözleriyle başlayarak, Türkiye’nin ve İstanbul’un güzelliklerine, tarihi ve coğrafi dokusuna hayran kaldığını söyledi.

Geçen yıl Türk heyetinin yaptığı ziyaretin ardından Çin ile Türkiye arasındaki ticarette büyük bir mesafe katedildiğini söyledi. Xilai, dış ticaretin 2006’da yüzde 50’nin üzerinde artış gösterdiğini, bu yılın ilk dört ayında ise bu artışın yüzde 100’ün üzerinde olduğunu belirterek, “Türkiye’ye gelen heyetimiz içinde ileri teknoloji firmaları, telekominikasyon, müteahhitlik ve diğer sanayi kollarında üretim yapan firmalar var. Bunların hepsi Türkiye ile iş yapmak istiyorlar” diye konuştu.

Napolyon’un Türkiye ve Çin ile ilgili sözlerine atıf yapan Çinli Bakan Xilai, “ Napolyon demiş ki dünya eğer bir ülke olsaydı başkenti mutlaka İstanbul olurdu. Çin ise uyuyan bir aslan. Eğer uyanırsa tüm dünya sarsılır.Napolyon çok doğru tahmin yapmış. Şimdi Çin uyandı, Türkiye ise coğrafi olarak dünyanın en önemli yerinde duruyor. Tahmin ettiğimizden çok güzel bir ülke ile karşılaştık.Avrupa’da oturup şimdi Asya’ya bakıyoruz.Her şey çok mükemmel” diye konuştu.

BU KADAR MEYVE SEBZEYİ NE YAPACAKSINIZ?

Çinli Bakan Türkiye’nin üretim zenginliğine işaret eden konuşmasında “ Türkiye’de büyük bir üretim ve ürün zenginliği var. Meyve ve sebze üretiminde dünyada dördüncü sıradasınız. Nüfusta ise 32. sıradasınız. 72 milyon bu kadar sebze ve meyveyi nasıl yiyebilir?Bir şekilde bu zenginliğinizi ihracata yöneltmek durumundasınız. Bilim adamları meyve ve sebze yiyenler akıllı, zeki ve sağlıklı olur diyorlar. Ben de bakıyorum ki Türk toplumu çok zeki ve sağlıklı görünüyor”yorumunu yaptı.

Türkiye ile Çin arasındaki ticaretin gelişimine değinen Bakan, Türkiye’nin uluslararası ticaret açısından geleceğin dünyasında çok önemli bir rol oynayacağına inandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü; “5 sene önce Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret hacmi 1.4 milyar dolardı. 2006’da bu rakam 8.1 milyar dolara çıktı. Her yıl en az yüzde 30’luk artış olsa bile 10 sene sonra dış ticaretin hacmi çok daha büyük rakamlara ulaşacak.Biz buraya somut bir işbirliği kurmak için geldik. Boş boş konuşmak istemiyoruz.Samimi bir işbirliği içinde Türkiye ile Çin arasındaki ticareti geliştirmek niyetindeyiz”.

DÖVİZ REZERVİMİZ BİZE FAZLA

İki ülke arasındaki ticareti 5 dalda teşvik edeceklerini ve Türkiye’nin Çin pazarına giriş planına destek olacaklarını söyleyen Xilai, “Türkiye’nin Çin’e daha fazla ihracat yapması için biz de elimizden geleni yapacağız.Biz dengeli ticaretten yanayız.Dış ticaret fazlası vermek peşinde değiliz. Bu fazlalık bizim için zaten dert oluyor. Şu anda Çin’in 1 trilyon doların üzerinde döviz rezervi var. Halbuki bize 500 milyar dolar yeter. Çin döviz fazlasını ABD Hazine bonolarına yatırdı ve dolar da düştüğü için zarar etti. O yüzden dış ticaret fazlası vermek yerine dengeli bir dış ticareti geliştirmek bizim için daha önemli.”şeklinde konuştu.

BİZE NE SATACAĞINIZI SÖYLEYİN

Türk ihracatçılarına seslenen Xilai, “Biz tam olarak neleri alabileceğimizi bilemiyoruz. Gelin bize bir liste yapın ve şu şu ürünleri size satabiliriz deyin biz de bakalım. Çin de artık serbest piyasa kuralları işliyor. Şirketler ne alıp almayacaklarına kendileri karar veriyor. Satacağınız ürünler için kalite ve fiyat önemli” hatırlatmasında bulundu.

Çin’in ikinci aşamada karşılıklı yatırımları teşvik etmek istediğine değinen Xilai,“ Her şey karşılıklı olmalı. Yatırım da ticaret de, sadece ticaretle denge kurmak çok zor.Ticaret yatırımla birleştiği zaman daha büyük kazanç sağlayabiliriz.Dış ticaret fazlamızın yüzde 50-60’ı Çinli firmalardan gelmiyor. Çin’de yatırım yapan yabancı kuruluşların ihracatından kaynaklanıyor. Biz şimdi Türk şirketlerini de Çin de yatırım yapmalarını için teşvik edeceğiz” mesajını verdi.

Müteahhitlik hizmetlerinin gelişmesi için Çin’in işbirliğine hazır olduğunu ifade eden Xilai, Türk firmalarının dünyanın en iyi şirketleri arasında olduğunu belirtti. Xilai, “En büyük 225 müteahhitlik firmasının 25’i Türk firması. Proje ve zaman yönetiminde çok iyiler. Kaliteleri de çok yüksek. Çin de bu alanda büyük ilerlemeler kaydetti. El ele vererek daha büyük başarılara imza atabiliriz. İstanbul-Ankara Tren yolu projesi bunun en iyi örneği. Başka ülkelerde ortak projelerde işbirliklerine gidebiliriz” şeklinde konuştu.

BU KADAR ÇİNLİ GELİRSE NEREDE KALACAK

Turizmin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinde bir diğer önemli alan olduğunu vurgulayan Çinli Bakan Xilai, “Her yıl 40 milyon vatandaşımız yurtdışında tatil yapıyor. Para biriktiriyorlar tatil yapmak için. Ancak bu isteklerini Çin de değil yurtdışına giderek gerçekleştirmek istiyorlar.Çinliler biraz dikkatli insanlardır. Her şey aşama aşama ve yavaş gelişme gösterir. Çin’in nüfusunu biliyorsunuz. Hepimiz birden gelirsek bu ülkeye sığamayız. Bizimkiler alışverişi de severler.Türk ürünleri çok güzel. Buraya gelirlerse her şeyi alırlar ve size bir şey kalmayabilir.Otel kapasitelerinizi de iyi hesaplamalısınız” uyarısında bulundu.

Çin ve Türkiye ekonomisinin birbirini iyi tamamladığına değinen Bakan “ Türkiye ve Çin büyük iki ulus. Bu aşamada iyi bir işbirliği zemini geliştirilebilirse birlikte yükselişimiz sürecektir” dedi.

Xilai, ziyaretlerinin Babalar Gününe denk gelmesinden ayrıca mutluluk duyduklarını ve Türkiye’de bu güne çok önem verildiğini ve bundan da mutluluk duyduğunu kaydetti. Çinli Bakan “Çin’de baba kavramına yüklenen anlam ile Türkiye’deki biraz farklı.Siz bir kişiye cesaret vermek ve teşvik etmek anlamında baba deyimini kullanırken, biz de oğul kelimesi bu anlamda kullanılır. İyi bir oğul olarak görülmek Çin’de daha önemlidir ve bu zor ve iyi bir şeydir. Merhum liderimiz Deng kendisinin Çin’in bir oğlu olarak kabul edilmesini isterdi. Çinliler barışı seven bir millettir. Onun için barış ve uyum içinde bir dünya arzuluyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

SATICI; BU YÜZYIL BİZİM OLACAK

TİM Başkanı Oğuz Satıcı da açılış konuşmasında “Bizler kültürü,sanatı,ticareti yıllar önce birbirimizden öğrendik.Şimdi el ele vererek, güçlerimizi birleştirerek,Orta Asya’nın yaratıcı ruhunu tüm dünyada yeniden estireceğiz. İnanıyoruz ki 21. yüzyıl ülkelerimizin yüzyılı olacaktır. Çünkü Türkiye de kendi coğrafyasının Çin’i olacaktır. Türkiye Çin’in AB ülkeleri,ama özellikle Balkanlar, Rusya ve Ortadoğu’ya açılan kapısı,doğudan batıya,kuzeyden güneye köprüsü olmalıdır.Çin ise Türkiye’nin Uzakdoğu’ya açılan kapısı olmalıdır” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!