Tutun kaçmasın!

Güncelleme Tarihi:

Tutun kaçmasın
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2002 14:59

Giysilerimizi, televizyonumuzu, otomobilimizi, hatta evimizi neden yenilemeye karar veririz? Eskidikleri için mi? Hayır... Çünkü yeni modelleri çıkıyor, sahip olduklarımızın modası geçiyor. Peki bunları kim belirliyor? Bu hafta onları inceledik, yani trend forecaster'ları (trend tahmincileri). Onlar araştırmalar yaparak ve sezgilerinin gücüne dayanarak gelecekte neler tüketeceğimizi tahmin ediyorlar. Yarını bugünden okuyorlar.

Yakın bir gelecekte ne tarz giysiler giyiyor, ne tür yiyecekler yiyor ya da ne izliyor olacağız? Modanın çok hızlı değiştiği günümüzde bunları önceden kestirmek güç.

Ama bazıları bu işi meslek edinmiş durumda. Onlara 'trend forecaster'lar (trend tahmincileri) deniyor. İşleri, gelecek yıllarda hangi renk ve materyallerin moda olacağını öngörmek üzerine kurulu.

'Trend forecaster'lar, endüstriyel oyuncuların geleceği gören gözü pozisyonundalar. Yaptıkları iş kısaca 'öngörülemeyeni öngörmek' olarak tanımlanıyor. Geleceğin moda renklerini, görsel unsurlarını icat ediyor, yarını bugünden okuyarak üreticilerin daha çok ve daha iyi satmalarını sağlıyorlar.

Trendlerin satışları yönlendirdiği, uzmanların da dile getirdiği bir gerçek. Daha az ürün ve renk çeşidi satışlarda önemli düşüş nedeni olarak görülüyor. Bu da işletmelerin ayakta kalabilmek için 'trend forcaster'lara olan ihtiyacının önemli bir kanıtı. Bu sadece tekstil için hayati önem taşımıyor. Kozmetikten otomotive, elektronikten gıdaya kadar bütün sektörler için geçerli.

Peki gelecekte moda olacak trendleri, tüketicilerin gelecekteki isteklerini nasıl tahmin ediyorlar? 'Sezgi' burada ortaya çıkan önemli bir kavram. Futurist yani gelecek tahmincileri olarak da adlandırılıyorlar. Ama sezgi tek başına yeterli değil. Araştırma, gözlem, dinlemek ve var olan şeyleri yargılamadan analiz etmek de gerekiyor.

HİSSEDEREK ALIYORUZ
Trend forecasting, gelişmiş ülkelerde bir meslek haline gelmiş durumda. Bu alanda faaliyet gösteren birçok şirket bulunuyor. Hollanda asıllı Fransız olan Lidewij Edelkoort bu konudaki önemli otoritelerden biri. Paris'teki Studio Edelkoort, United Publishers, Heartwear, Trend Union adlı dört şirketiyle 15 yıldır değişik sektörlerde faaliyet gösteren firmalara trend konusunda danışmanlık yapıyor. Nissan, Chanel, Coca-Cola gibi şirketler müşterileri arasında yer alıyor.

Edelkoort, önümüzdeki yılların konseptleri, renkleri ve materyallerini tahmin ediyor. Çeşitli dergilerde yayımlanan röportajlarında, ‘‘İleriye dönük bilgi ve dizayn olmadan üretim olmaz. Bu şekilde bir ürün ortaya çıkamaz‘‘ diyor.

Önümüzdeki iki yıl içinde ne giyiyor olacağız? Bu soruyu Edelkoort şöyle yanıtlıyor: ‘‘Tekstilde ağır ve zengin kumaşlar önem kazanacak. Bu, lüksün dönüşüyle bağlantılı. Parmak uçları aç. Tüketiciler aldıkları şeylerin yüzde 50'sini parmaklarıyla hissederek alıyorlar. Bunu yeni 'dokunuş' olarak isimlendiriyoruz. Şu anda sağlamlık ve ağırlık konusunda bir trend ortaya çıkıyor. Sağlam şeyler istiyoruz. Bu sadece renkler ve şekiller için geçerli değil. Cep telefonu gibi ürünlerin gerçek ağırlığı ve boyutu için de geçerli.‘‘

Edelkoort'a göre, tüketiciler greve gidiyor. Sonsuz değişikliklerden ve sayısız seçeneklerden yorgunlar. Tüketicilerin ürünler üzerinde eskisine oranla daha fazla etkilerinin bulunduğunu belirtiyor. Firmaların yeni ortaya çıkan müşteri isteklerine cevap vermek için uğraştıklarını dile getiriyor. 21'inci yüzyılın zıtlıkların sona erdiği süslü ve sade ürünlerin kaynaştığı ve insanların iç huzuru bulabilmek için uğraşacakları bir yüzyıl olacağını ifade ediyor:

‘‘Renk bir ürünün en önemli safhası. Doğru renkler tüketicileri satın almaya bir adım daha yaklaştırır. Hangi renklerin nasıl kullanılacağını bilmek ürünlerin satışını yükseltir.‘‘

Studio Edelkoort'un Kreatif Direktörü Gert Van De Keuken de, birçok pazarlama yöneticisinin ileride müşterilerinin nelerden hoşlanacağı konusunda bir ipucuna bile sahip olmadığını kaydediyor. Bunu dizaynırların bildiğini ve geleceğe yönelik pazarlama faaliyetlerinde pazarlamacılar ve dizaynırların bir arada çalışması gerektiğini ifade ediyor. ‘‘Dizayn, pazarlama ile ilgili olmalı. Ürünün başlangıcından sonuna sonuna kadar pazarlama ve dizayn grubu birlikte çalışmalı‘‘ diyor.

TÜRKİYE’DE DURUM
Türkiye'deki firmalar da trendleri takip etme konusuna önem veriyorlar. Gelişmiş ülkelerdeki kadar olmasa da bu alanda Türkiye'de de danışmanlar bulunuyor.

Dream Design Factory (DDF) Tasarım Bölümü Başkanı Arhan Kayar, trendlerin sürekli olarak konjonktüre ve ekonominin durumuna göre değiştiğini belirtiyor. Doğal afetler ve ekonomik kriz ortamlarında özellikle modada daha sıcak ve soft trendlerin söz konusu olduğunu ifade ediyor: ‘‘Trendler her sektör için önemli. Geleceğin trendlerini takip eden ve bu konuda danışmanlık alan firmalar rakiplerine göre avantaj sağlarlar. Her şirketin geleceğe dönük trend vizyonunun bulunması gerekiyor. Yoksa sadece günü kurtarır ve yerinde sayar. Moda ve tekstilde trendler üç yıl öncesinden tasarlanır. Geleceğin trendlerine yatırım yapmayan şirketler ciddi sorunlar yaşar. Önümüzdeki yıllarda daha doğal yumuşak trendler söz konusu olacak. Hazır giyimde gizli bir romantizm, dinamizm gündeme gelecek. Daha nötr ve saf şeyler moda olacak.‘‘

Coca-Cola Türkiye de trend forecasting danışmanlığı alan şirketlerden biri. Bu konuda Studio Edelkoort'la çalışıyor. Coca-Cola Türkiye Pazarlama Müdürü Galya Frayman Molinas, gelecek üç beş yıllık işlerini planlayabilmeleri için tüketici eğilimlerini bilmeleri gerektiğini ve bu nedenle trend forecasting hizmetinden yararlandıklarını söylüyor. Futuristlerden yardım alarak yenilikler gerçekleştirip farklılaşmayı sağlamak istediklerini vurguluyor.


Geleceğin trendleri


Ürünlerde doğal içerikler önem kazanacak.

Sağlamlık ve ağırlığa doğru bir yöneliş olacak.

Lükse ve spesifik ürünlere ilgi artacak.

İnsanlar keyif ve eğlencelerine daha düşkün hale gelecekler.

Özellikle tekstilde doğal, yumuşak ve saf ürünler moda olacak.

Genç nüfusun fazlalığı nedeniyle Türkiye'deki trendleri belirlemede gençlerin etkisi artacak.

Tüketicilerin trendleri belirlemedeki etkisi daha da artacak.

21'inci yüzyıl her türlü üründe sade ve zıtlıkların kaynaştığı bir yüzyıl olacak.

Bireysel ve farklı ürünler prim yapacak.


Bireysellik modası


Modacı Arzu Kaprol, geleceğin trendlerini tahmin etmenin ve trendleri analiz etmenin tekstil ve hazır giyimde hayati önem taşıdığını belirterek, şunları söylüyor:

‘‘Geleceğin trendlerinin kokusu zaten havada. Tasarımcılar ve trend analistlerinin antenleri biraz daha açık olduğu için bunu önceden kavrayabiliyorlar. Zamanın ruhunu algılıyorlar ve bir yaşam şekli olarak topluma iade ediyorlar. Otomotivden giyime, kozmetikten inşaata kadar tüm sektörler bir bütün. Sadece Türkiye'de değil dünyada gerçek anlamda trend analisti çok azdır. Gelecekte bireysellik moda olacak. Herkes farklı olmak istiyor. İnsanlar benzerlikten sıkıldı. Ne başkalarıyla aynı şeyleri giymek ne de benzer mekanlarda yaşamak istiyorlar. Kendilerine özel şeyler istiyorlar.‘‘


Yenilik talebi


Anadolu Üniversitesi öğretim üyesi ve Hürriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Ali Atıf Bir, gelecek yılların trendlerini tahmin etme konusunda Türkiye'de çok fazla uzman bulunmadığını söylüyor. Bu konuda ülkemizde vizyonun olmadığını ve araştırma yapılmadığını kaydediyor:

‘‘Trendleri takip etmek ve tüketicilerin gelecekteki taleplerini bilerek ona göre üretim yapmak önemli. Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Bu nedenle önümüzdeki 20-30 yıllık periyotta her alanda trendleri gençler belirleyecek. Ama trendler yukarıdan aşağıya oluşturuluyor. Moda belirleyicileri var. Onların ileride belirleyecekleri modalara da bağlı trendler. Geleceği öngörmek önemli. Bu öngörülerin hepsinin doğru çıkması garanti edilemez. Artık insanlar talepkar ve yeniliklere önem veriyorlar. Yenilik ve Ar-Ge'ye yatırım yapan firmalar kazanacak.‘‘
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!