Türkiye'nin AB üyesi olması artık daha zor
Güncelleme Tarihi:
Yunanistan için ortaya atılan kurtarma planı, Doğu Avrupa finans piyasalarını kısa vadede canlandırabilir ancak aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Avrupa Birliği (AB) aday ülkeleri için işler zorlaşmış gibi görünüyor.
Wall Street Journal’da yayımlanan bir analizde, yüksek borç seviyelerinin ve büyüyen cari açık oranlarının özellikle Balkan ve Baltık ülkelerinin AB’ye katılma şanslarını azalttığı belirtildi.
New York merkezli finans hizmetleri şirketi Brown Brothers Harriman’ın Döviz İşlemleri Yöneticisi Marc Chandler, “Yunanistan’ın yarattığı sıkıntı dalgası, AB'ye aday ülkeler için engel oluşturacak” dedi.
Analizde, 16 ülkelik euro bölgesinin diğer dört üyesi Portekiz, İtalya, İspanya, İtalya’da da benzer sorunların yaşanmasının, güçsüz ekonomilere sahip ülkelerin birliğe girişini zorlaştırdığına dikkat çekildi.
BORÇ SEVİYESİ BELİRLEYİCİ
Diğer yandan, dış borçlarını iyi bir şekilde yönetebilen ve kamu harcamalarını kontrol altında tutan ülkelerin euro bölgesine girme istekleri de azalma görüntüsü sergiliyor.
Çek Cumhuriyeti ve Polonya’nın sırasıyla gayrisafi yurt içi hâsılalarının yüzde 35 ile yüzde 60’ına denk gelen dış borçları bulunuyor ve euro bölgesine girmek için çok istekli görünmüyor.
Letonya ve Macaristan ise GSYİH’lelerinin sırasıyla yüzde 150 ile yüzde 140’ına denk gelen dış borçları bulunuyor. Bu yüzden ülkeler euroya girmeyi daha çok istiyor.
TÜRKİYE DİKKAT ÇEKİYOR
Yunanistan’ın kurtarılması Doğu Avrupa’daki sermaye piyasaları için olumlu bir gelişme olsa da bölgede halen sağlıklı bir kredi akışı bulunmuyor.
Finans hizmetleri şirketi Capital Economics’in gelişmekte olan ülkeler konusunda uzman ekonomisti Neil Shearing ise, “Bölge genelinde kredi akışlarında düzelme ve yatırım artışı yaşansa da, asıl iyileşme diğerlerine göre daha güçlü bankacılık sistemine sahip Türkiye ve Polonya gibi ülkelerde görülecek” dedi.
Türkiye, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde hane halkına verilen krediler geçtiğimiz yılın son çeyreğinde aylık bazda artış gösterdi. Ancak bölgedeki diğer ülkelerde benzer olumlu gelişmeler yaşanmıyor.