"Türkiye soyguna gebe bir ülke olarak ortada bırakıldı"

Güncelleme Tarihi:

Türkiye soyguna gebe bir ülke olarak ortada bırakıldı
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 20, 2005 00:00

CHP Genel Sekreter Yardımcısı OÄŸuz Oyan, Türkiye’nin "soyguna gebe bir ülke olarak ortada bırakıldığını" söyledi. Ä°ktidardan hesap sorulması için çaÄŸrıda bulunan Oyan, "Türkiye’de hukuk cinayetleri, mali cinayetler iÅŸlenmektedir" dedi. Oyan, 37.6 milyar dolarlık batık banka yükünün silinmesi giriÅŸimini de hükümetin ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) havlu atması olarak nitelendirdi.CHP Banka KaradeliÄŸi AraÅŸtırma Komisyonu’nun hazırladığı rapor, bir basın toplantısıyla açıklandı. "OÄŸuz Oyan, Mustafa Özyürek, Bihlun Tamaylıgil, Kemal KılıçdaroÄŸlu, Nazif Ekzen ve Åžahin Mengü"den oluÅŸan komisyonun 41 sayfalık raporunu açıklayan CHP Genel Sekreter Yardımcısı OÄŸuz Oyan, Torba Yasa’nın 37.6 milyar dolarlık banka batığının üzerine su içilmesi yaklaşımının sonucu olan bir düzenleme içerdiÄŸine dikkat çekti. Oyan, "Burada kamu borcunun konsolidasyonu söz konusudur. İç borçların tahkimi ya da konsolidasyonu denilince çok fazla baÅŸlıklar atılıyor. Kamunun içinde olunca birÅŸey denilmiyor. Ortada bir çifte standart var" dedi. Oyan, 37.6 milyar doların gözler önünden silinmesi sürecini TMSF ve hükümetin "havlu atması" olarak nitelendirdi. OÄŸuz Oyan, Torba Yasa’yla getirilmek istenen batık borcunu silme operasyonunun söz edilen 6.2 milyar dolarlık tahsilatın kendisini de zora sokacağına dikkat çekti.Toplam 45 milyar dolara ulaÅŸan batık banka yükünün oluÅŸumunun TMSF’nin örgütlenme yetersizliÄŸi ve siyasi iradenin olmamasından kaynaklandığını anlatan Oyan, siyasi iradenin olmamasının yeni soygunlara gebe bir ülke ortada bıraktığını söyledi. "Böylesi büyük soygunların hesaplarının peÅŸini bırakarak, tarihe bırakılması demek, aslında Türkiye’de her türlü soygun olabilir, olsa olsa bunun etkisi 2 yıl sürer anlamına gelmektedir" diyen Oyan, kamuoyunu da bu konuda hükümeti sıkıştırmaya davet etti. Oyan, raporda yer alan birden çok konunun ayrı ayrı araÅŸtırma komsiyonu açılmasını gerektirecek önemde olduÄŸunun altını çizerken, AKP iktidarının da mali krize önemli katkısı olduÄŸunu söyledi. Oyan, konuÅŸmasında özetle ÅŸu noktalara dikkat çekti: "-Demirbank’ın likidite sıkışıklığı aşılsaydı bu büyütklükte kriz yaÅŸanmaması mümkün olurdu. Krizi tetikleyen olay ve aktörlerden hesap sorulması gerekir. Toplma 45 milyar dolar banka batığından söz ediyoruz. Bu milli gelirin yüzde 15’i düzeyindedir. Ä°kincisi Hazine, Kasım 2000 krizinden sonra çok yüksek risk faizleriyle borçlanma sürecine girmiÅŸtir. Bu yük de en az banka batıklarının getirdiÄŸi yük kadardır. -Aralık 2000’de mevduat güvencesi sadece tasarrufu kapsarken, BaÅŸbakan’ın eline bir mektup tutuÅŸturularak yabancı bankaların alacakları da kapsama alınmıştır. -Bu iktidar döneminde çok önemli Ä°marbank faciası yaÅŸanmıştır. Uzun bir sürecin sonucu. Ama niçin bu iktidar döneminde yetkisiz olarak Hazine bonosu satmasına izin verilmeye devam edilmiÅŸtir? Çünkü bu iktidar döneminde de kendisine bu konuda uyarılar var ve bunu yerine getirmiyor. 12 Haziran’da ÇEAÅž ve KEPEZ’e el konulmuÅŸ, herkes Ä°mar Bankası’na el konulmasını beklemeye baÅŸlamış. Yönetim Kurulu’ndaki eksiklikler iktidar tarafından tamamlanmadığı için ancak BDDK 3 Temmuz’da Ä°mar Bankası’na el koyabilmiÅŸ. EÄŸer hükümet süresi biten üyelerin sürelerini geçici olarak uzatsa yine el konulabilirdi. Bu iktidarın tasarruf sahiplerine, Hazine’ye verdiÄŸi zararın hesabının sorulması gerekir. Mevduat sigorta tavanı 50 milyar liradan sınırsız hale getirildi. 3 Temmuz-31 Ekim tarihleri arasında kimler tanınan sınırsız güvenceden çıkar saÄŸlamıştır. Burada da dış güçlerin, dış ve iç güçlerin ittifakı olabilir. Tasarruf mevduatı dışında ticari mevduatlar da kapsama alındı. Hükümet önemli deÄŸil. 8.5 trilyon lira diyor. Biz bunların kimler olduÄŸunu bilmek istiyoruz. Tasarruf mevduatlarından kesilen primler tasarruf sahiplerini koruyor. Åžimdi nasıl ticari mevduat kapsama alınıyor? Türkiye acaba bir muz cumhuriyeti mi oluyor? -Krizler herkese zarar getirmez. Kirzler aynı zamanda tekelleÅŸmeye, bazı sermaye sahiplerinin palazlanmasına yol açarlar. Bu tür krizin en büyük zararı geniÅŸ toplum kesimlerine olmuÅŸtur. Devletin üstlendiÄŸi yükler topluma vergi olarak yansımıştır. Yükselen kamu borcu topluma daha az hizmet olarak yansımıştır. Bunun hesabını kim verecektir? Daha doÄŸrudan zarar görenler de var. Bankazede, offshorezede, belki de AKPzede demek lazım. EÄŸer hukuk devletiysek bunlar nasıl oluyor? Bir tarihten önce mevduat hesabına dönen off-shore hesapları güvence altına almıyoruz. Bu anayasaya aykırı bir olaydır.-Türkiye’de hukuk cinayetleri, mali cinayetler iÅŸlenmektedir. Türkiye bu anlayışla kalkınamaz, yoluna devam edemez. Daha düşük satın alma gücü, daha düşük refah düzeyi olarak bunun sonuçları ortaya çıkmaktadır. BaÅŸbakan, 3-5 puan fark için onlar da paralarını oralara yatırmasalardı demiÅŸtir. Aynı BaÅŸbakan, birkaç milyon dolar fark için Petkim’i kime satmaya kalkmıştır. Ä°mar Bankası’nı batıran Uzanlar’a. Bu ne perhiz. -Bu hesaplar sorulacaktır. Bundan sonraki hükümetlerde sorulacaktır. Tıpkı ÅŸimdi bunların eskiyi sorduÄŸu gibi. Ama toplumsal denetim olmazsa bunlar unutulur. Biz bunun peÅŸini bırakmayacağız."Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!