Türkiye’de basına karşı büyük bir saldırı var

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’de basına karşı büyük bir saldırı var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 2012 00:00

Haberin Devamı

ULUSLARARASI Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Türkiye’de basın özgürlüğüne ilişkin raporunda Başbakan Erdoğan hükümetine ve yargı sistemine ağır eleştiriler yöneltti. Rapor, hükümeti, basına karşı dünyanın yakın tarihte gördüğü en amansız savaşlardan birini açmakla suçladı. Basın özgürlüğünün “krize” girdiğini vurguladı.

1981 yılında kurulduğundan beri dünya çapında basına yönelik saldırılara tepki gösteren ve her yıl yüzlerce vakayı belgeleyen CPJ, Ekim 2012 tarihli özel basın özgürlüğü raporunda Türkiye’deki basın özgürlüğünün ‘kriz’ seviyesine ulaştığını belirtti. Bağımsızlığını korumak için hükümet fonu kabul etmeyen ve finansmanını yalnızca bireylerden, kurum ve kuruluşlardan yapılan özel katkılarla sağlayan CPJ’nin raporu, Türkiye’de kitlesel gazeteci tutuklamalarını, gazetecilere karşı açılan çok sayıda cezai kovuşturmayı ve hükümetin, basında oto sansürü doğuran baskısını mercek altına alıyor. CPJ kadrosu Türkiye’de 2011 ve 2012 yıllarında üç alan çalışması gerçekleştirerek çok sayıda gazeteci, analist ve hukukçuyla görüştü. Raporda öne çıkan tespitler şöyle:

76 GAZETECİ HAPİSTE

Haberin Devamı

Yetkililer dünyanın yakın tarihte gördüğü basına karşı en amansız savaşlardan birini açtı. Hapiste 76 gazeteci var. Bunlardan en az 61’i doğrudan gazetecilik faaliyetleri ile ilgili olarak hapiste tutuluyor. Diğer 15 gazetecinin aleyhindeki deliller yeterince açık değil. Neredeyse tamamı terör ve devlete karşı işlenen diğer suçlar kapsamında olmak üzere hapiste. Onlara karşı delil ne mi? Gazetecilik faaliyetleri.

İŞTEN ATTIRMAK İÇİN ZORLUYOR

Ankara kendisini, bölgesinde demokrasi ve özgürlükler açısından bir model olarak sunuyor. Fakat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümeti basına karşı yakın tarihin dünya çapında en büyük saldırısını yürütüyor. Yetkililer, terör suçları veya devlete karşı suçlarla itham ettikleri gazetecileri hapsediyor, Türklüğü aşağılamak ya da yargılamayı etkilemek gibi suçlarla haklarında dava açıyor ve otosansürün yerleşmesi için çeşitli baskıcı taktikler kullanıyor. Erdoğan açıkça gazetecilerin itibarına saldırıyor, medya organlarını, eleştirel yazılar yazan çalışanlarını uyarmaları ya da işten atmaları için zorluyor ve çok sayıda hakaret davası açıyor.

CPJ’nin araştırmasına konu olan gazetecilerin dörtte üçünden fazlası, haklarında bir mahkumiyet kararı olmaksızın hapiste tutuluyor ve mahkemenin kararını tutuklu halde bekliyor. CPJ’nin hapisteki gazetecilerle ilgili araştırma yaptığı 27 yıl boyunca, tutuklu gazetecilerle ilgili kendi rekorunu kıran ve basın özgürlüğünü kısıtlamak konusunda, kendi kendine rakip olan tek ülke Türkiye oldu. CPJ raporlarına göre Türkiye 1996 yılında 78 gazeteciyi hapse atmıştı. Bugün ise Türkiye’deki hapis gazetecilerin sayısı İran, Eritre ve Çin gibi en baskıcı ülkeleri geçiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!