Türkiye bizde derin izler bıraktı
Güncelleme Tarihi:
Ankara’daki 5 yıllık görev süresi sona eren Alman Büyükelçi Martin Erdmann ve eşi Marion Erdmann, Hürriyet aracılığıyla Türkiye’ye veda etti. Türkiye ve Türk halkının kendilerinde derin bir iz bıraktığını, Türkiye’ye geldiklerinden farklı birer insan olarak ayrıldıklarını belirten büyükelçi ve eşi, Türk-Alman ilişkilerinin ekonomik ve kültürel açılardan dünyada bir eşi bulunmadığını vurguladı. Büyükelçi Erdmann, Hürriyet’in sorularını özetle şöyle yanıtladı:
* Sayın Büyükelçi, Türkiye’ye Hürriyet aracılığıyla veda ettiğiniz için teşekkür ederiz. Türkiye’deki 5 yıllık döneminizi nasıl değerlendirirsiniz?
Büyükelçi Erdmann: Geride bıraktığımız beş yıl çok olaylı geçti. Türkiye’de bu zaman zarfında, normalde başka bir ülkenin hazmedemeyeceği kadar çok tarihi olaya sebep olundu ve yaşandı. Bu noktada hepsini saymak tabii ki imkânsız. En başta, çok şükür başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz darbe girişimini örnek verebilirim. Eşim ve ben darbe gecesinde Meclis’ten sadece 150 metre uzaklıktaki rezidansımızdaydık. Saatler boyunca ne olduğunu hiç anlayamamıştık. Bana birkaç gün sonra bir milletvekili harap olmuş Meclis binasını gösterdi. Hasar çok büyüktü. Hayatını kaybeden çok sayıda insanın ve yaralıların başına gelenler eşimi ve beni çok sarstı. Darbe gecesini asla unutmayacağız.
KEYİFLE HATIRLIYORUM
Siyaset, ekonomi, kültür, medya ve kamu temsilcileriyle sayısız ilginç ve verimli sohbetlerle Türkiye’nin her yerinde tesadüfen tanıştığım onca insanı keyifle hatırlıyorum. Türkiye’nin her yerine yaptığım çok sayıdaki seyahatlerimde ülkenin kültürel zenginliği ve doğanın güzellikleri beni çok etkiledi. Geride bıraktığım bu beş yıl benim için hem mesleki hem de özel hayatım açısından çok büyük bir deneyimdi. Türkiye’de bu dönemde Almanya’yı temsil edebilmek benim için büyük bir onurdu.
* Son 5 yılda Türkiye iç ve dış politika hareketli bir dönem geçirdi. Türkiye’nin dünyadaki yeri ve ilişkileri açısından nasıl etkilendiğini düşünüyorsunuz?
Büyükelçi: Türkiye küresel ölçekte jeopolitik açıdan en zor bölgelerden birinde yer almakta. Türkiye, bir yandan Suriye, İran ve Irak gibi komşularla öte yandan da AB adayı olarak bu jeopolitik durumu dengede tutabilmek için olağanüstü zorluklarla mücadele ediyor. Bu bağlamda dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkenin de yine Türkiye olduğu unutulmamalıdır. Kuzey ve Güney, Doğu ve Batı kesiti arasında yer alan bu coğrafi bölge çok büyük bir potansiyele de sahip. Türkiye, iyi eğitimli iş gücü ve modern altyapısıyla başarılı bir gelecek için en iyi koşullara sahip bir ülke.
İLİŞKİLERİMİZ EMSALSİZ
* Aynı dönemde Türk-Alman ilişkileri de zorlu bir süreçten geçti. Siz de bu dönemi buzul çağı diye tanımlamıştınız. Şimdi ilişkileri nasıl değerlendirirsiniz?
Büyükelçi: Türkiye ve Almanya gibi coğrafi olarak bu kadar uzak ve kültürel olarak bu kadar farklı gelenekleri olup ama aynı zamanda bu kadar da yakın ilişkilere sahip başka iki ülke yoktur. İki ülke arasındaki bağlar emsalsizdir. Dönem dönem fırtınalar hatta 2016’nın ortasından 2018’in başına kadar yaşanan buzul çağ tam da bu yakınlıktan kaynaklanmıştır. Zira bir ülkenin siyasi olayları diğer ülkenin siyasetine anında yansıyabilmekte.
* Görev yaptığınız dönemde ekonomik ve ticaret ilişkiler nasıl gelişti?
Büyükelçi: Katma değer zincirinin önemli bir parçası olan Türkiye Alman sanayisi için önemli de bir üretim sahasıdır. Yakın ilişkiler içinde olduğum Alman şirketlerinin çoğu Türk olan CEO’ları, bana hep Türkiye’deki 7 binin üzerinde Alman şirketin ne kadar büyük bir başarıyla üretim yaptıklarını ifade etmekteler.
GÜMRÜK BİRLİĞİ'Nİ PARLATMALIYIZ
* Almanya, 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını üstlenecek. Türkiye’nin en önemli beklentisi Gümrük Birliği’nin güncellenmesi. Bu adım atılacak mı?
Büyükelçi: 1996’dan beri Gümrük Birliği bir başarı hikâyesidir. Fakat bu zaman zarfında birçok alanda paslandı. Pasları önce hep beraber temizlemeliyiz ve mevcut Gümrük Birliği’ni parlatmalıyız. Bu süreci başarıyla atlattığımızda Gümrük Birliği’nin modernizasyon sorununu ele alabiliriz. Modernizasyon konuları çok azim gerektirir. Tarım, hizmet sektörü ve kamu alımları sert kabuklu ceviz gibidir.
GELDİĞİMDEN ÇOK FARKLI DÖNÜYORUM
* Türkiye’den hangi duygularla ayrılıyorsunuz? Türk halkına mesajınız nedir?
Marion Erdmann: Türkiye’de geçirdiğimiz zaman bizde iz bıraktı. Bu ülkeden geldiğimden çok farklı ayrılacağım. Ruhumuza dokunan ve her daim yüreğimizde taşıyacağımız değerli insanlarla tanıştık. Minnettarlık duygusu ile ayrılıyoruz. Yaşasın Türk-Alman dostluğu! Es lebe die Türkisch-Deutsche Freundschaft!