Türk karikatürü öncülerinden birini kaybetti

Türk basın karikatürcülüğünde,1950 sonrası açılan yeni bir çığırın en önemli temsilcilerinden biri olan Ali Ulvi karikatürlerinde kişi gülünçleştirmesi yerine durum ve düşüncelerle alay etti.

Ünlü karikatür ustası 74 yaşındaki Ali Ulvi Ersoy 7 Ocak tarihinde geçirdiği by-pass ameliyatından sonra dün aniden rahatsızlandığı evinde solunum yetmezliği sonucu hayata veda etti.

Ali Ulvi Ersoy'un kalp ameliyatını gerçekleştiren Dr. Bingür Sönmez operasyon sonrasında hiç bir komplikasyon yaşanmadığını belirterek, ‘‘Hastayı yoğun bakımda iki gün fazla tuttuk. Yaşlı olduğu için hastanede 3-4 gün fazla bekletildi. Ameliyat o kadar mükemmel geçti ki taburcu ederken hiç bir endişemiz yoktu. Sonradan basit bir mide kanaması oldu. O da tedavi edildi’’ dedi.

Dr. Sönmez, Ali Ulvi Ersoy'un ameliyattan sonra kalbiyle ilgili hiç bir sorunu olmadığını, ani ölümün bir çok başka nedeni olabileceğini belirtirken, aniden rahatsızlandığında Ali Ulvi Ersoy'a ilk müdahaleyi yapan Dr. Serkan Cici eve gittiklerinde hastasının solunumunun olmadığını, yarım saat süren bir ilk yardım müdahalesi yapmalarına karşın sonuç alamadıklarını anlattı.

Evli ve iki çocuk babası olan Ali Ulvi Ersoy, 1950 yılından bu yana Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışıyordu.

1924'de Üsküdar'da doğan Ali Ulvi Ersoy, Balıkesir Öğretmen Okulu'ndan sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nden diploma almadan ayrıldı. İlk karikatürü henüz 16 yaşındayken 'Çocuk Sesi' dergisinde yayınlandı. Aynı yıl 'Afacan' dergisi yarışmasında ödül kazandı. 1941'de 'Arkadaş' dergisinde 10 lira maaşla çalışmaya başlayan Ali Ulvi Ersoy'un karikatürleri 1947-49 yıllarında 'Kahkaha' ve 'Mizah' dergilerinde yayınlandı. 1950 yılında Cumhuriyet Gazetesi'ne giren Ali Ulvi Ersoy, Cumhuriyet'in yanısıra 'Kırk bir buçuk', 'Tef', 'Taş', 'Dolmuş', 'Yön' dergilerinde de çizdi.

1957-59 döneminde ABD'de Twenty Century Fox film şirketinde ve Schlaifer ile Field Stone stüdyolarında film afişi ressamlığı yaptı. Bu dönemde karikatür ve desenleri The New Yorker, Look, Saturday Evening Post, Punch dergileri ile Financial Times ve New York Times gazetelerinde yayınlandı.

1959'da Türkiye'ye dönünce Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya devam ederken, çizgi film çalışmalarına da başladı. Tonguç Yaşar ve Yalçın Çetin ile birlikte Evliya Çelebi çizgi filmlerini yaptı. 1995 yılında 50'nci sanat yılı dolayısıyla Karikatürcüler Derneği tarafından ödülle onurlandırılan Ali Ulvi Ersoy, 1996 yılında da Karikatürcüler Vakfı tarafından 'Yılın Karikatürcüsü' seçildi.

NE DEDİLER

Semih Balcıoğlu

Türkkarikatürü bir ustasını daha yitirdi. 50 kuşağının önemli temsilcilerinden olan arkadaşım Ali Ulvi de dün ölümsüzlüğe yolcu oldu. Yarım asırdan fazla bir süre Türk karikatürüne olumlu katkılarda bulunmuş, ve birçok genç çizere örnek olmuştur. Uzun yıllardan beri Cumhuriyet gazetesine çizen Ali Ulvi, gazete karikatürünün de önemli bir temsilcisiydi.

Turhan Selçuk

Kirlenmiş yozlaşmış bir politika ortamında, aydınlanma ve demokrasi için, yarım yüzyıllık bir büyük uğraş, bir büyük çaba...Türk karikatürü bir büyük değerini yitirdi. Dostumu, meslektaşımı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum.

Tekin Aral

Çok üzgünüm... Yalnızca Türk karikatüründe değil, dünya karikatüründe de çok büyük bir ustaydı. Son olarak bir iki yıl önce yazlık evinde sabaha dek karşılıklı tavla oynadık. Benim üstelememle ortaya da onun o nefis küçük desenlerinden birini koyduk. Onu on kez yenmeme karşın bana o deseni vermedi. Çünkü o çizgiler onun çocukları gibiydi.

Ferruh Doğan

Ali Ulvi benim elli yıllık dostumdu.Türk karikatürünün büyük ustalarından biri, 50 kuşağının önemli bir ismi, çok üzüntülüyüm. Büyük bir yeteneği kaybettik.

İlhan Selçuk

Ali Ulvi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra patlayan Türk mizahının önde gelen maratoncusudur. Yarım yüzyıl aynı gazetede gündelik karikatür çizmek dile kolay! Cumhuriyet devriminin yetiştirdiği aydınlanmacı karikatüristin başkonularından biri de irtica idi. Yobazlığa karşı olmak mizah ve karikatürün doğal işlevidir. Ulvi çizgilerinde ve espirisinde hep seviyeli kalmış bir sanatçıdır. Üretken olduğu bir dönemde yaşama gözlerini kapaması ayrı bir üzüntü kaynağı oluşturuyor.

Oğuz Aral

Bana, sanki bir bütünmüşüz de parça parça , organ organ eksiliyormuşuz gibi geliyor. Nehar'da da, Altan'da da aynı duyguyu yaşamıştım.