Trabzon: Trabzonlular AKP'ye billboard değiştirtti
Güncelleme Tarihi:
Erman TOROĞLU yazıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2004 02:01
Kentteki bütün billboardlarda AKP adayının yerine Tayyip Erdoğan'ın resmi olunca Trabzon'da tepki büyümüş. Verilen mesaj hoşa gitmemiş. Özellikle CHP ve SP bu konuda çok duyarlı. Bunun üzerine AKP billboardları değiştirmiş. AKP Trabzon'u kaybederse, tek sorumlusu merkez yönetim ve Erdoğan'dır.
TRABZON belediye başkanlığı AKP için tabiri caizse ‘çantada keklik’ değil. Türkiye genelinde bir olayı net bir şekilde görüyorum. Bütün şehirlerde reklam panolarında ve billboardlarda belediye başkan adayının resmi yok. Hepsinde genel başkan Tayyip Erdoğan'ın resmi var. Yani bu şu demek oluyor: ‘‘Ey cemaat! Hükümet hangi adayı göstermişse belediye başkanlığı için ona ‘evet' de, yoksa senin çıranı yakarım...’’
Trabzon insanı çok cesurdur, silah çek, üstüne yürü, kaçmak bir yana; senin üstüne gelir. Nitekim seçime 15 gün kala gelen büyük tepkiler üzerine AKP kanadı, billboardları değiştirmeye başlamış. Erdoğan’ın resimleri yerine halktan insanların ve AKP adayının resimleri yer almaya başlamış. Fakat yine dikkatimi çeken bir şey var. Trabzon'da niye Trabzonlu halktan simaların resimleri yok da İstanbul'dan vatandaş resimleri var; anlamak mümkün değil. Onun da cevabını aldım; AKP'nin Türkiye genelindeki bütün reklam olayını bir merkezden yürütüyorlarmış. Ve hatta, Trabzon'un AKP kanadı müracaat ettiğinde, ‘‘Bizim resimleri değiştirme yetkimiz yok. Tarafınızdan yazı gelsin, öyle uygulamaya geçeriz’’ demişler.
CHP ve Saadet tarafı da bu konuda çok duyarlılar. SP adayı Mahmut Çizmecioğlu, ‘‘Billboardlarda ve panolardaki Erdoğan resimleri tehdit resimleridir. Türkiye'de hálá nasıl demokrasiden bahsediliyor, anlamak mümkün değil’’ diyor. AKP kendi tayin ettiği başkan adaylarına güvenmiyor, genel başkanına güveniyor! ‘‘Genel başkan mı hizmet verecek şehirlerde’’ diye tenkit ediyorlar. Trabzon'da yoldaki adam, 5 temel olaydan şikáyetçi. Bir su, iki çöp, üç yol, dört hava kirliliği, beş seyyar satıcılar.
CHP adayı M. Volkan Canalioğlu diyor ki: ‘‘AKP Trabzon'dan 6 milletvekili çıkardı; bir tane bakanı yok. Başbakan Rizeli. Bu belediye başkanı seçimleri, Trabzonspor kulüp başkanı seçimiyle aynı olacak, Saadet ve AKP birbirini yerken biz çıkıp gideceğiz.’’
Geçen akşam mahalli bir televizyonda MHP adayı Yılmaz Odabaşı'nın ilginç cümleleri var: ‘‘AKP varoşlarda seçimden evvel ayakkabı çiftinin birini veriyor, parayı ortadan kesip bir parçasını dağıtıyor, seçimden sonra da diğer yarılarını verecekmiş.’’
AKP adayı Mazhar Yıldırımhan ile konuşuyoruz: ‘Trabzon'da dağ-deniz sıkışması var, boş alan yok. Biz satın aldığımız TEKEL binasını yıkacağız, altına alışveriş merkezleri kuracağız, üzerine yeşil alan ve yollar yapacağız, şehir merkezindeki meydanın yükünü hafifleteceğiz.’’
En son Saadet Partisi adayı Mahmut Çizmecioğlu ile görüştüm: ‘‘Şu anda 50 bin kişiyle birebir el sıkıştım ve öpüştüm’’ diyor.
Sokakları satacak
BİR de gittim, bağımsız aday Mehmet Ali Sezer'le buluştum. ‘‘Bütün partili adaylar yalan söylüyor’’ diyor. Yıllardır o makamları işgal ettiklerini söylüyor. ‘‘Ortada bir cenaze var, onu kaldırmalıyız’’ diye ekliyor. ‘‘Bu kadar yalanın dolanın olduğu yerde ben de çıktım, insanlara bazı şeyleri izah etmem gerektiğini hissettim. Sen yıllardır orada çalıştın, hiçbir şey yapmadın. Özal'ın köprüyü sattığı yerde bu hükümetin Kıbrıs'ı sattığı yerde ben de sokakları satacağım’’ diyor. ‘‘Nasıl mı? Zenginlere diyeceğim ki, gel arkadaş; bu sokağın adını sana veriyorum. Sen de gel bu sokağın elektriğini, altyapısını yap. Adın da Trabzon'da yıllar boyu yaşasın.’’ İlave ediyor: ‘‘Ölüler ve delilerin fikirlerini değiştiremezsiniz.’’ O da kendince haklı. Bu kadar akıllının olduğu yerde bir de deli olsun. Ama bana sorsanız en akıllıları o!
BENCE
CHP, AKP ve SP'li adayların tümüne sordum. Hep beraber bir yemek yiyelim, tartışalım mı diye. Saadet ve AKP, ‘‘Niye olmasın’’ dediler. CHP ‘‘İşim çok’’ dedi. Dikkatimi çok önemli bir şey çekti. Kime sorduysam, kimle konuştuysam, ‘‘Eğer AKP Osman Abanoz'u aday gösterseydi, Trabzon'u silme götürürdü’’ cevabını aldım. Demek ki ya Tayyip Erdoğan ve teşkilatı henüz şehirlere tam ulaşamamış ya da kılavuzları onu yanlış yönlendiriyorlar. Yani AKP Trabzon'u kaybederse, bunun tek sorumlusu merkez yönetim ve Tayyip Erdoğan'dır. Trabzon'da halkın adayı Osman Abanoz, partinin adayı Mazhar Yıldırımhan. Böyle dengelerin olduğu yerde aradan CHP fırlayıp çıkarsa, kimse şaşırmasın.
Trabzon insanı çok cesurdur, silah çek, üstüne yürü, kaçmak bir yana; senin üstüne gelir. Nitekim seçime 15 gün kala gelen büyük tepkiler üzerine AKP kanadı, billboardları değiştirmeye başlamış. Erdoğan’ın resimleri yerine halktan insanların ve AKP adayının resimleri yer almaya başlamış. Fakat yine dikkatimi çeken bir şey var. Trabzon'da niye Trabzonlu halktan simaların resimleri yok da İstanbul'dan vatandaş resimleri var; anlamak mümkün değil. Onun da cevabını aldım; AKP'nin Türkiye genelindeki bütün reklam olayını bir merkezden yürütüyorlarmış. Ve hatta, Trabzon'un AKP kanadı müracaat ettiğinde, ‘‘Bizim resimleri değiştirme yetkimiz yok. Tarafınızdan yazı gelsin, öyle uygulamaya geçeriz’’ demişler.
CHP ve Saadet tarafı da bu konuda çok duyarlılar. SP adayı Mahmut Çizmecioğlu, ‘‘Billboardlarda ve panolardaki Erdoğan resimleri tehdit resimleridir. Türkiye'de hálá nasıl demokrasiden bahsediliyor, anlamak mümkün değil’’ diyor. AKP kendi tayin ettiği başkan adaylarına güvenmiyor, genel başkanına güveniyor! ‘‘Genel başkan mı hizmet verecek şehirlerde’’ diye tenkit ediyorlar. Trabzon'da yoldaki adam, 5 temel olaydan şikáyetçi. Bir su, iki çöp, üç yol, dört hava kirliliği, beş seyyar satıcılar.
CHP adayı M. Volkan Canalioğlu diyor ki: ‘‘AKP Trabzon'dan 6 milletvekili çıkardı; bir tane bakanı yok. Başbakan Rizeli. Bu belediye başkanı seçimleri, Trabzonspor kulüp başkanı seçimiyle aynı olacak, Saadet ve AKP birbirini yerken biz çıkıp gideceğiz.’’
Geçen akşam mahalli bir televizyonda MHP adayı Yılmaz Odabaşı'nın ilginç cümleleri var: ‘‘AKP varoşlarda seçimden evvel ayakkabı çiftinin birini veriyor, parayı ortadan kesip bir parçasını dağıtıyor, seçimden sonra da diğer yarılarını verecekmiş.’’
AKP adayı Mazhar Yıldırımhan ile konuşuyoruz: ‘Trabzon'da dağ-deniz sıkışması var, boş alan yok. Biz satın aldığımız TEKEL binasını yıkacağız, altına alışveriş merkezleri kuracağız, üzerine yeşil alan ve yollar yapacağız, şehir merkezindeki meydanın yükünü hafifleteceğiz.’’
En son Saadet Partisi adayı Mahmut Çizmecioğlu ile görüştüm: ‘‘Şu anda 50 bin kişiyle birebir el sıkıştım ve öpüştüm’’ diyor.
Sokakları satacak
BİR de gittim, bağımsız aday Mehmet Ali Sezer'le buluştum. ‘‘Bütün partili adaylar yalan söylüyor’’ diyor. Yıllardır o makamları işgal ettiklerini söylüyor. ‘‘Ortada bir cenaze var, onu kaldırmalıyız’’ diye ekliyor. ‘‘Bu kadar yalanın dolanın olduğu yerde ben de çıktım, insanlara bazı şeyleri izah etmem gerektiğini hissettim. Sen yıllardır orada çalıştın, hiçbir şey yapmadın. Özal'ın köprüyü sattığı yerde bu hükümetin Kıbrıs'ı sattığı yerde ben de sokakları satacağım’’ diyor. ‘‘Nasıl mı? Zenginlere diyeceğim ki, gel arkadaş; bu sokağın adını sana veriyorum. Sen de gel bu sokağın elektriğini, altyapısını yap. Adın da Trabzon'da yıllar boyu yaşasın.’’ İlave ediyor: ‘‘Ölüler ve delilerin fikirlerini değiştiremezsiniz.’’ O da kendince haklı. Bu kadar akıllının olduğu yerde bir de deli olsun. Ama bana sorsanız en akıllıları o!
BENCE
CHP, AKP ve SP'li adayların tümüne sordum. Hep beraber bir yemek yiyelim, tartışalım mı diye. Saadet ve AKP, ‘‘Niye olmasın’’ dediler. CHP ‘‘İşim çok’’ dedi. Dikkatimi çok önemli bir şey çekti. Kime sorduysam, kimle konuştuysam, ‘‘Eğer AKP Osman Abanoz'u aday gösterseydi, Trabzon'u silme götürürdü’’ cevabını aldım. Demek ki ya Tayyip Erdoğan ve teşkilatı henüz şehirlere tam ulaşamamış ya da kılavuzları onu yanlış yönlendiriyorlar. Yani AKP Trabzon'u kaybederse, bunun tek sorumlusu merkez yönetim ve Tayyip Erdoğan'dır. Trabzon'da halkın adayı Osman Abanoz, partinin adayı Mazhar Yıldırımhan. Böyle dengelerin olduğu yerde aradan CHP fırlayıp çıkarsa, kimse şaşırmasın.