Tesadüfi bir grup

İstanbul Caz Festivali'ne katılan tek Türk grup olan ‘‘Cold House'', ikisi de 28 yaşında olan Mehmet Can Erdoğan ve Yasemin Bozbeyoğlu'ndan kurulu. Trip-hop tarzı müzik yapan grup için herkesin dinlemesi değil, kendilerinin tatmin olması önemli.

İkili çalışmanın zorluğu olmuyor mu?

Ben olmasam Yasemin sözleri yazamaz, Yasemin'in sözlerini bilmesem ben o müziği yapamam. Biz tamamen birbirimizi tamamlıyoruz. Çok fazla beraberiz. Eğer ayrılsak, ben başka türlü müzikler yaparım, Yasemin başka türlü sözler yazar. Ama bu yaptığımız asla çıkmaz. İki kişi gibi değil de bir kişi gibi hissediyoruz.

İş icabı başka kişilerin albümlerini takip ediyor musunuz?

Takıntı halinde birisini veya bir albümü dinlemiyoruz. Hatta, belki biraz hata bu ama diğer sanatçıların albümlerini de dinlemiyoruz. İyi veya kötü, ama o zaman biz olabiliyoruz. O kadar çok güzel müzik var ki piyasada, etki altında kalmak çok kolay oluyor. Biraz da bu yüzden, tam ‘‘biz'' olabilmek için uğraşıyoruz.

Grup haline gelmeniz nasıl oldu?

İlk olarak 1991’de tanıştık. Sonra Amerika'da birlikteydik. Ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla tanıştık ama sonradan çok özel bir arkadaşlığa dönüştü bizimki. Birbirimizin ablası, abisi gibi olduk. Herşeyi paylaşırız. Ama o zamanlar grup filan gibi bir fikir yoktu ortada. Amerika'dan döndükten sonra, ikimizde de hiç ikili olmak düşüncesi yoktu. Tamamen birdenbire oldu. Birgün Mehmet Can müzik yapmıştı, ben de oturdum söz yazdım üzerine ve o şekilde oldu. Tamamen tesadüfi... Sonra da iki sene evvel Roxy Müzik Yarışma'sına girdik ve birinci olduk. İşte böyle başladı. Birbirimizin yanlışlarını kendimizden daha iyi biliyoruz artık.

Peki eğer ikiniz de evlenseniz, sorun çıkar mı?

Benim kız arkadaşım var, Yasemin'in erkek arkadaşı var. Bize bizden daha çok inanıyorlar, acayip bir şekilde. Son albüm fotoğraflarını benim kız arkadaşım çekti. Klip senaryosunu Yasemin'in erkek arkadaşı yazdı. Biz burada büyük bir aileyiz. Ama kimse kimsenin özel hayatına müdahale etmiyor. İş oldu mu, ikimiz de hazırız ama küçük tatiller, kaçamaklar için karışmak yok. İkimizin de özel hayatı var ve bu şeklide hem iş hem de arkadaşlık daha iyi gidiyor. Yasemin'in erkek dostu benim en iyi arkadaşım, benim kız dostum da onun en iyi arkadaşı gibi bir durum oldu zaten.

Birinizin müzik geçmişi aileden geliyor, diğeri ise paldır-küldür girdi piyasaya, zor olmadı mı?

Evet, tam anlamıyla paldır-küldür oldu. Hele de bizim yaptığımız tarz müzikte para kazanmak ve birşeyler elde etmek daha da zor. Ben Özdemir Erdoğan'ın oğlu olduğum için daha farklı yetiştim. Yasemin'in de ailesinde müzikle ilgilenenler varmış. Ama yine de benim sahne geçmişim tabii ki daha eski. Senelerce babamla birlikte sahneye çıktım.

Birbirinizde çok nefret ettiğiniz huylar var mı?

Var tabii. İkimiz de birbirimize karşı anlayışlıyız. Ama eğer Mehmet Can benim kızdığım şeyleri yapmayan bir insan olsaydı, bu müzikleri çıkaran insan da olamazdı. Tabii aynı şekilde eğer ben de onun hayallerindeki arkadaş olsaydım, bu sözleri yazamazdım. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul ediyoruz ve hiçbir şeyin değişmesini de istemiyoruz.

Bundan sonra neler yapacaksınız?

Para kazanmak önemli değil, gerçekten. İyi kötü bizi geçindirecek olan şeyler var. Ama bu müziği seviyoruz ve vazgeçmeyeceğiz. Kendimizi tatmin ettikçe devam edeceğiz. Daha güzel şeyler üreteceğiz. Bazen terslikler de oluyor. Mesela ‘Kahpe Bizans’ filminin müziklerini Uğur Dikmen’le beraber ben yaptım ama jenerikte Serpil Barlas’ın ismi çıktı. Yine de ne olursa olsun, bizim işimiz bu ve severek yapıyoruz.

Cold House'da kim kimdir?

Yasemin Bozbeyoğlu

1972, Karadeniz Ereğlisi doğumluyum. 1,5 yaşına kadar orada kaldım. Sonra Amerika'da ilkokulu okudum. Ortaokul ve lise için İstanbul'a döndüm. Papillion'da okudum. Lise son ve üniversite için yine Amerika'ya New York'a döndüm ve işletme okudum. Sonra Türkiye'ye döndüm ve ne yapacağıma karar vermeye çalışırken Mehmet Can'la tanıştım.

Mehmet Can Erdoğan

1972 doğumluyum. Levent İlkokulu ve İtalyan Lisesi'nde okudum. 1985'ten beri davul ve basgitarla babamın orkestrasında çaldım. Ondan sonra askere gittim ve oradan da Amerika'da, New York'ta müzik okuluna devam ettim. Dönünce babamla beraber bu stüdyoyu kurduk. Harun Kolçak'a bir single yaptık, Cem Karaca'nın bir iki işini yaptık. O arada Yasemin'le görüşmeye başladık.